☤)41(☤

1.4K 110 119
                                    

CHOİ NA'NIN AZĞINDAN

Gözlerimi açmaya başladım. Bir kaç kere kırptım. Etraftakiler netleşmişti.
Kafamı oynattım. Hastanedeydim.

Ama ben...
Ben yaşıyor muydum? Hayır! Nasıl ölmedim!

Yatakta doğrulurken bacağımdaki ağrı ile ağzımdan küçük bir inleme çıktı.
"Choi Na...u-uyanmışsın!"

Jungkook'u görünce kalbimde oluşan sızıyı hissettim. Ne işi vardı burada!? Sinirlenmiştim.
"Senin burada ne işin var!"

Bağırarak söylediğimde Jungkook bana bakmayı bıraktı.
"Sevgilim bak ben, her şeyi a-açıklayacağım söz veriyorum."

Kaşlarımı çattım. Ne boku açıklamayı planlıyordu. Hastanede daha fazla kalmak istemiyordum. Çıkmak istiyordum buradan çünkü Jungkook'u ne zaman görsem canım yanıyordu.
"Bana asla açıklama yapma Jungkook. Çünkü artık sen benim için bir hiçsin!"

Bağırarak konuştum. Çok sinirliydim. Jungkook bana bakıyordu. Bu kelimeleri kalbime uyarak söylüyordum. Çünkü artık Jungkook'u sevmiyordum.

Nefret ediyordum, öldürmek istiyordum onu.
"Seni görmek istemiyorum!"

Yattığım yerden kalktım. Gözüm bileklerime odaklanmıştı. İki bileğimde beyazlara bürünmüştü. Jungkook kalktı. Ben sargılı bileklerimi görünce sinirlendim. Ölmek istiyordum ben!

Bileklerimdeki sargıları bir çırpıda çözdüm. Canım acımıştı ama önemsememiştim. Mutluydum hem.
"Choi Na ne yapıyorsun!?"

Jungkook yanıma geldi ve beni omuzlarımdan tutarak silkeledi. Kendimdeydim ben.
"CHOİ NA KENDİNE GEL!"

Jungkook çok sinirliydi. Bana ne hakla bağırıyordu ki! Asıl bağırması gereken bendim bir kere.
"Kendimdeyim zaten! Hem sen Gitsene! Neden sevgililinin yanında değilsin ha?"

Bunları söyledikten sonra Jungkook'a baktım. Boynundaki damarlar çok belliydi. Gözlerinden öfke fışkırıyordu.

Korkmuş muydum. Tabiki de hayır! Jungkook'tan artık korkmuyordum.

Jungkook'u omuzlarından ittirdim ve odadan çıktım. Taburcu olmamıştım ama umrumda bile değildi.

Koşarak odadan çıktım. Koşuyordum. Bacağım bazen sızlıyordu ama umursamıyordum.
"CHOİ NA ÇABUK BURAYA GEL!"

Koşmaya devam ettim. Jungkook'u umursamadım. Artık onun sözlerini dinlemeyecektim. Dinleye dinleye bu hale gelmiştim.

Bileğimde acı hissettim.
"Bırak b-beni!"
Çok sıkıyordu ve şuan kan aktığını hissediyordum.
"Tekrar müsait biryerine geçirmememi istiyorsan bırak beni Jungkook!"

Jungkook bıraktı. Eli kan olmuştu.
"Kahretsin! Bi söz dinlesen ölecek misin ha!"
Hah, ben mi söz dinleyecek mişim!
"Ben mi söz dinlicem! Asıl sen dinle Jungkook! Ben seni dinleye dinleye ne hale geldim bak."

Ona şuan kanayan bileklerimi gösterdim.
"Bana söz vermiştin Jungkook. Ama ne yaptın? Sen bence kendi sözlerini tutmayı öğren sonra bana hesap sorarsın!"

Jungkook sadece bana bakıyordu. Ne yapabilirdi ki zaten? Tek bildiği 'özür dilerim, seni seviyorum, her şey düzelicek' bunları söyleye söyleye sadece zaman öldürmüştü.

"Bayan Na lütfen zorluk çıkarmayın."
Doktor arkamdan bana seslenmişti.
"Zorluk çıkarmıyorum. Sadece şu silüeti görmek istemiyorum."

Ağzımdan çıkan kelimeleri umursamadım. Ne dediğimi kontrollü demiyordum.
"Lütfen Zorluk çıkarmayın ve odanıza gidin. Bileklerinize sarılan sargı bezlerini de çıkarmayın."

PAPERS☤JJK ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin