☤)6(☤

2.8K 263 101
                                    

"Uyanıyor Shin!"
Gözlerimi yavaş yavaş açtığımda Shin ve Jimin'in bana pür dikkat baktığını farkettim.

"N-Neredeyim Ben?"
"Jimin'in evindeyiz Choi Na"
"İyi Misin?"

Jimin'i kafamla onayladım. Koltukta toparlanmak için başımı kaldırdığımda, başımda hissettiğim ağrı yüzümü buruşturmama sebep oldu.

Shin Bunu fark etmiş olacak ki benim toparlanmama yardım etti.
"Neden Bayıldın Choi Na?"

Tek hatırladığım şey Hyuna ile alışveriş merkezinde dolaşmamızdı.
"Ben Sadece Alışveriş merkezinde Dolaştığımızı Hatırlıyorum."

"Tamam...Kendini çok fazla yorma."
Jimin yanımızdan ayrıldığında soru dolu gözler ile Shin'e bakıyordum.
"Ben Nasıl Buraya geldim Shin?"

Shin iç çekti.
"Kapıyı çaldın. Bende açtım. Ama sen içeri girdiğinde fazla halsiz görünüyordun. Oturma odasına doğru ilerlemeye başladığında başını tuttun. Ardından da elindeki poşet ile yere düştün. O poşetin içinde ne vardı?"

"Sana T-Shirt almıştım"
Shin gülümsedi.
"Teşekkürler"

"Yemekler hazır!"
Jimin'in sesini işittiğimde ona doğru baktım. Yemek masasını ne çabuk hazırlamıştı.

Kalmak için haraketlendiğimde Shin beni omuzlarımdan tuttu.
"Shin...Kendim kalkmak istiyorum"

Shin omuzlarımdan tutan ellerini bıraktı. Ayağa kolay bir şey kalktığımda Jimin'in gülümsediğini farkettim.

Yemek masasına oturduğumda çok fazla aç olduğumu fark etmiştim.
"Jimin...kolayı uzartır mısın?"

Jimin elindeki kolanın kapağını açtı ve bardağıma doldurdu
"Teşekkür ederim"

()()()()

Shin ile eve ilerlemeye başladığımda Shin sakin görünmüyordu.
"Shin İyi misin?"
"C-Choi Na...Ailemiz bize 2 ay para gönderemeyecek."

Duyduğum kelimeler ile durdum.
"Na-Nasıl gönderemeyecek?"
"Şirket yüzünden. 2 gün önce bir hırsız Şirketin paralarının %45'ini almış ve bunların hemen hemen yarısı ailemizin parasıymış."

"Peki biz ne yapacağız?"
"B-Bilmiyorum"

Tekrar ilerlemeye başladığımızda Düşünüyordum. Kafam dolmuştu. Ben hangisini düşünecektim?

Jungkook'umu, parayı mı, kanlı kağıtları ve mesajlarımı?
Tanrım bana yardım et.

()()()()

Eve geldiğimizde Shin Odasına geçmişti. Bende salonda oturuyordum. İkimizinde okulu vardı. Biz sadece çalışarak para kazanabilirdik. Ama ikisini birden nasıl yapacaktık.

Bu konuyu Shin ile konuşmak için kapısına doğru ilerledim. Kapı tokmağını yavaşça aşağıya doğru haraket ettirdim ama açamadım. Ne ara kapıyı kitlemişti bu?

"Hey! Shin Orada mısın?"
Cevap gelmemişti.
"Shin?"
Kapı sert bir şekilde açıldı.

"Bu ne?"
Elinde tuttuğu kağıda baktım.
Buruşmuş kanlı kağıttı.

Normalde hep benim odama gelirken şimdide Shin'e mi gelişmiş.
"A-Arkadaşımla oyun oynuyoruz da. Alabilir miyim?"

Kağıdı almak için uzandığımda elini geri çekti ve kağıdı açtı.
"U harfimi...Ne alaka?"

Kalbim hızlanmaya başlamıştı.
"A-Arkadaşım ile oyun oynuyorum Dedim Ya!"

Tekrar almaya çalıştım ama alamadım.
"Peki neden kanlı?"
"O kan değil! Kırmızı boya"

Pek inanmamıştı.
"Peki...al bakalım"

Elinden çektim ve odama ilerledim.
Odama girdiğimde telefonun komidinin üstünde Şarzda olduğunu fark ettim.

Ekran tuşuna bastığımda mesajın geldiğini görmüştüm. Telefonumun sessizde olmasına şükrettim.

Kilit ekranını açtım. Hep aynı mesaj olmasına rağmen okuyordum.

Jeon Ju:Harfler birleşince ortaya çıkan isim korkunç olur.

4 kere okumamın ardından başımda hissettiğim zonklama ile yatağın başlığına tutundum. Uyumaya ihtiyacım vardı.

Pijamalarımı giydim ve kendimi yatağa fırlattım. Gözlerimi kapadım ve uykuya daldım.

Shin'in Ağzından

Choi Na'nın uyuduğunu fark ettim. Bugün bulduğum o mektup Choi Na'ya aitti.

Dün onun küçük bir çığlığını duydum. Yatağımdan kalktım ve Odasının kapısına kulağımı koydum.
"Sakin ol Choi Na...Jeon Jungkook öldü."

Evet, Jungkook ölmüştü ama Na neden hala Jungkook'tan bahsetiyordu?

Evet, Jungkook ölmüştü ama Na neden hala Jungkook'tan bahsetiyordu?

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

PAPERS☤JJK ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin