☤)20(☤

2.4K 224 87
                                    

CHOİ NA'NIN AĞZINDAN
Ellerimde hissettiğim acı ile uyandım. Bileklerim fazlasıyla acıyordu. Boynum tutulmuş gibiydi. Haraket ettiremiyordum.

Gözlerim daha iyi görmeye başladığında etrafıma bakımdım. Ellerim kelepçeler ile yatağın direklerine bağlanmıştı.

Etrafıma daha fazla bakınmaya başladığımda Hoseok içeri girdi.
Olanları hatırlamaya çalışıyordum.
Ama olmuyordu.

"Günaydın bebek."
"N-Neredeyim Ben?...Benim burada ne işim var?"

"Uzun hikaye bebek"
"Jungkook nerede?"
"Ahh! Jeon Jungkook! Nasıl unutabilirim aşkını! Jungkook öldü Choi Na öldü"

Duyduğum kelimelerle beynimdeki sarsıntılar artmıştı.
Nasıl buraya gelmiştim ben?

"İşte şimdi benimsin ve sonsuza dek benim olacaksın"
"Asla!"

Yüzümün sağa doğru kayması ile Hoseok'un bana tokat attığını anladım. Gözlerim dolmaya başlamıştı. Hatta bir yaş akmıştı bile.

Jungkook ölmüş olamazdı. Yalan söylüyordu. Tanrım...lütfen yalan olsun ve Jungkook beni bir an önce kurtarsın.

Jungkook'tan gördüğüm şiddetin daha fazlasını Hoseok'tan görmeye korkuyordum.

Benle ne işi olurdu ki Hoseok'un?
Neden benim ki?
Neden tüm olanlar benim üstüme oluyor?
NEDEN?!

Hepsinin bir cevabı olmalıydı. Jungkook beni seviyor diye beni kaçırdı. Peki ya Hoseok?

Beni sevdiğini düşünmüyordum. Peki ya beni seviyorsa?

Buraya gelmeden öncekileri hatırlamaya çalıştım. Ama hatırlayamıyordum.

Sol kolumun fazlasıyla ağrıdığını hissettim.

Aslında biraz hatırlamaya başlamıştım buraya nasıl geldiğimi
Gözlerimi kapadım ve daha fazla hatırlamaya çalıştım.

"Bırak onu Hoseok! Beni al!"
Jungkook'un Hoseok'a yalvarışı beni benden alıyordu.

Hoseok sol kolumu çevirmiş kırılacak kadar ağrıyordu.

Adamların Jungkook'un karnına vuruşu ve benim Sol elimi kurtarmak için çabalamama rağmen Hoseok daha fazla sıkıyordu.

Gözümü birden açtım. Nefes alışverişlerim fazlasıyla hızlanmıştı. Fazla korkmuştum.

Sol kolumun ağrısı hala bastırıyordu.
Jungkook'u görmek istiyordum.
Beni bu iğrenç yerden kurtarmasını istiyordum.

Birden Hoseok'un içeri girmesiyle tüm bu güzel hayallerim kayboldu.

Elinde bir tepsi ile gelmişti.
Yemek getirmişti.

Yanıma oturdu ve tepsiyi yatağa koydu.
"Şimdi sana yemek yedireceğim bebek, ancak itiraz edersen sana yapacaklarımı bilirsin. Canın çok ama çok fazla yanar."

Dediği her kelime benim korkmama yarıyordu.
Karnım açtı ama yemek yemek istemiyordum.

Hele bana Hoseok'un yedirmesini

Sıcak çorbayı üfleyerek ağzıma doğru yakınlaştırdı kaşığı.

Ağzımı açtım ve çorbadan bir yudum aldım.
Tanrım bu neydi!? İçine zehir mi koymuştu bu?

Hoseok'un üstüne kusmamak için kendimi zor tuttum.

Sonra ekmeği çorbaya daldırıp benim ağzıma doğru yöneltti.

Ağzıma götürürken boynuma damladı.
Sıcak olması bir anlığına canımı yakmıştı.

"Agh! Pardon dur peçete ile siliyim."
Tepsiye başını çevirdiğinde peçetenin olmadığını farketti.

"Bekle beni"

Karnım daha da acıkmıştı. İçtiğim çorba bir boka yaramıyordu. Tadı da iğrençti zaten.

"Üzgünüm bebek peçete kalmamış."
Yanıma yaklaştı ve yatağa oturdu.

Boynumun yapış yapış olduğunu hissedebiliyordum.

"Eğer şimdi yağacağım şeye itiraz edersen veya ani bir harakette bulunurs-."

"Gerisini biliyorum Hoseok"
3 kelime konuşmayı becerdiğime seviniyordum.

Bana gereğinden fazla yaklaşmaya başladı.

Daha fazla
Ve
Daha da fazla.

Sonra biraz eğildi ve kafasını sağa doğru çevirdi.
"H-Hoseok ne yapmaya çalışıyorsun?"

Kalbimin atışları hızlanmıştı. Ancak aşktan değil telaştan.

Boynumda bir sıcaklık hissettiğimde Hoseok'un boynumu emdiğini anlamıştım.

Haraketlenmeye başlamıştım.
Kelepçeleri sağa sola doğru vurmaya başladım ancak Hoseok direk tuttu.

Boynuma küçük bir ısırık kondurdu.
Ve daha fazla emmeye başladı.

Daha ıslak emiyordu ve bu iğrençti.
"Şimdi yapacağım haraketlere karşılık vereceksin bebek!"

Bağırması beni sinirlendirmişti.

Kötü bişey yapacaktı.

Hatta çok ama çok kötü.

Hatta çok ama çok kötü

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Ehehhehehwheh.

PAPERS☤JJK ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin