Eve gelmiştik ve Jungkook hala elimi tutuyordu. Kapıdan zar zor ayakkabılarımı çıkararak girdim.
Elimi kurtarmayı başardım. Beni dinlememesi sinirlendirmişti.
"JUNGKOOK! ARTIK SAKİN OLUR MUSUN LÜTFEN!?"Yüzüme bakıyordu. Dudaklarını dişliyordu. Çok stresli ve sinirliydi.
"Olanları yanlış anlamışsın l-lütfen beni dinle. Lütfen!"Kafasıyla onayladı. Sevinmiştim.
"Neden kaçtın anlat Choi Na!"
Koltuğa oturdum. Jungkook ile karşı karşıyaydık."B-Ben yattıktan sonra çok K-kötü bir kabus gördüm Jungkook. Gerçekleri hatırlamama sağladı. Sen konuşuyordun. Bana olanları ve yalan söylediğini söylüyordun. Sonra Hoseok geldi. Senin bana yaptığın tüm kötülüklerden bahsediyordu. B-ben cidden çok korkmuştum. Sonra sen yine b-bana o kötü şeyleri yaparsın diye çok korktum. O yüzden kaçmaya karar verdim. Ama sonra geri dönme kararı aldım. Sen beni seviyorsun diye bana zarar vermezsin diye düşündüm."
Gözümden düşen yaşı sildim. Hala korkuyorum denebilir.
"Üzgünüm Choi Na...b-böyle davranmamalıydım. Ancak beni buna sen zorladın.Bakışlarımı ciddileştirdim.
"Neye?"
Tekrar bileğimden tutunca ağzımdan küçük bir çıklık kaçtı. Çok sert tutuyordu."Jungkook n-ne yapıyorsun!?"
"Bekle ve gör!"
Merdivenlere yönelmiştik. Dizlerimi 2 kere sürttüm. Kanıyorlardı. Yırtık pantolonun dizlerimin olduğu yer bile yırtılmıştı.Odaya geldiğimizde nefes nefesteydik.
Beni duvara dayadı. Ellerimi tuttu.
Nefeslerimiz karışıyordu.
"Bakalım bir daha kaçabilecek misin güzelim!"Beni yatağa fırlattı. Ardından da dolaba ilerledi. Yataktan atlayacakken saçımdan tutması ile çok büyük çığlık attım.
Eline baktığımda jilet gördüm. Eski Jeon Jungkook geri dönmüş olamazdı değil mi? Lütfen olmasın.
"J-Jungkook lütfen sakin ol! Yalvarırım! B-ben senden kaçmak istemedim gerçekten!"
Tek kaşını havaya kaldırarak bana baktı."Benim duygularımla oynayamazsın Choi Na"
Al işte
Sanki benim elimede olan bir şeydi. Bende korkuyordum. Yaşadıklarım da hiç hafif değil di.
"J-Jungkook ben senin duygularınla ge-gerçekten oynamadım. Lütfen bırak elindeki şu jileti y-yalvarırım!"Gözümden yaşlar dökülüyordu. Eski Jungkook kadar dönecek ne yaptım ben cidden!? Jungkook ise ben ağlarken kahkaha atıyordu. Bana hiç mi acımıyordu?
"L-lütfen.""Bana yaşattığın acıyı çekmek zorundasın"
Bileğimden tuttu ve beni tekrar yatağa attı. Üstüme çıktı. Gözyaşlarım dökülürken o zevk alıyordu.
"Hmmm...nereden başlasak?""Jungkook lütfen ya-"
Yanağıma çok derin ve uzun bir çizik atmıştı. İnledim. Gözyaşlarım yanağımdan akan kanla buluşuyordu.Diğer yanağıma da bir çizik attı. Diğerinden daha kısaydı ama derindi.
Jungkook'a karşı içimde bir şeyler beslerken şimdi hepsi uçmuştu.Yalanmış. Jungkook beni sevse de yine zarar verecekmiş. Yutkundum.
"Benim canımı yakmaktan başka bir şey bilmiyorsun Jeon Jungkook."Kahkaha attı.
Hala üstündeydi. Gözleri bana kenetlenmiyordu. Çünkü gözlerime bakacak cesareti bulamıyordu.Ameliyatlı bölgeme dirseğini geçirince çok büyük bir şekilde inledim. İnleme ve attığım çığlık sesleri karışmıştı odada.
"Y-yapma artık! Yeter!"
Üstümden çıktığında haraketlendim. Ama bileğimden tutulan el buna izin vermedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PAPERS☤JJK ✓
FanfictionEvime Toplam 12 günde gelen ve bazılarında aynı harf taşıyan 12 adet buruşmuş kanlı kağıdı birleştirdim ve okuduğum isim ile gözlerimi büyüttüm; 𝒥𝑒𝑜𝓃 𝒥𝓊𝓃𝑔𝓀𝑜𝑜𝓀 Jungkook ölmemişti, yaşıyordu... ------------------- Keyifli okumalar •̀.̫•́...