II

392 40 6
                                        


 Sabah.

  Taehyung, genelde evinde çalışan teyzenin kullandığı önlüğü takarak akşamdan kalma prensesi için çorba pişiriyor ve ona iyi bir izlenim yaratabilmek için uyanmasını bekliyor.

- Yatağa kahvaltı... Ah, nasıl da romantiğim! – Tae, gülüyor. – Bayılacak!

  O sırada Hoseok uyanarak yatakta oturuyor ve baş ağrısı nedeniyle inliyor, dünkü olanları hatırlamadığı için şu an nerede olduğunu da bilmiyor. Ama kız gibi giyinik bir halde başkasının evinde olması gereği Jung'un korkmasına neden oluyor. Daha tam kendine gelemeden büyük odayı gözden geçirmeye başlıyor. Oda, Hoseok'un dizilerde gördüğü zenginlerin odasına çok benziyor.

- Bu heykelciği internette görmüştüm, - Hoseok, kendi kendine homurdanıyor. Gözleri önünde heykelciğin pek de komik olmayan fiyatı beliriyor ve Hoseok çığlığına zor hakim oluyor. – Kimin evindeyim ben?!

   Hoseok, zar zor ayağa kalkarak kapıya doğru gidiyor ama odadan çıkamadan Taehyung'la karşılaşıyor. Taehyung ilk başta şaşırsa da hemen elindeki tepsiye odaklanıyor:

- Prenses, acele etme. Önce kahvaltı yap, - sinsi sinsi gülümsüyor. Karşısındaki somurtkan yüzü inceliyor ve prensesin, dağılmış rimelle öfkeli bir pandayı andırdığını düşünüyor.

"Taranmamış saç, yorgun ve sinirli. Böyle daha çok hoşuma gidiyor!"

- Kusura bakma, gitmem gerekiyor, - Hoseok, boğuk sesini saklamaya çalışarak olabildiğince sessiz konuşuyor. Yatağın kenarındaki komodinden çantasını alıyor ve Taehyung'un arkasından gelmemesini umarak aceleyle odadan çıkıyor

   Ama Taehyung, bir kızın evinden öylesine çıkıp gitmesine müsaade etse Taehyung olmazdı. Hele ki işin ucunda mutlaka kazanması ve playboy statüsünü bir kere daha ispatlaması gereken iddia varken. Ve Tae'nin düşüncesine göre недотрога en fazla birkaç gün içinde Taehyung'a aşık olacak. Taehyung, yüz ifadesinden Ho'nun gitme kararını kabullenmiş gibi görünse de kafasının içinde plan oluşmaya başlıyor. "Kız" kapıya yaklaştığında, üzülerek:

- Ehhh, seninle tanışmak istiyordum...

- Özür dilerim, - Hoseok, ne diyeceğini bilemediği için özür diliyor ve tam kapıdan çıkacakken, "iyilik" yaparak kapıyı açmaya yeltenen Taehyung, elindeki tepsiyi "kızın" üstüne deviriyor.

- Oh, özür! Ne yaptım ben?! Özür dilerim, özür, - Taehyung, hemen suçlu rolüne bürünüyor.

Hoseok, baştan aşağı ıslak, sinirden kızarıyor ve Taehyung'u öldürecekmiş gibi bakıyor.

- İstemeden oldu, cidden. Kusura bakma, - Taehyung, suçlu suçlu dudaklarını sıkarak konuşuyor. Hoseok, derin bir iç çekiyor. – Tekrar özür dilerim, - Tae, muzurluğunun sonucuna bakıyor. – Kıyafetini mahvettim.

- Olur böyle, - hayal kırıklığı dolu bir cevap.

- Ama düzeltebilirim, müsaade edersen tabii, - Kahverengi saçlının gözleri parlıyor, yüzünde saklamaya çalıştığı sırıtma beliriyor. Hoseok, Kim'in yüzüne bakmadan kafasını sallıyor.

   Seul sokaklarında bu halde yürümek istemiyor, evin durumuna bakarak bulunduğu mahalleyi tahmin edecek olsa taksi çağırmak için parasının yetmeyeceği kesin

- Güzel! Sana kıyafet getireyim, elbiselerini makineye atalım!

- Tamam, - Hoseok, istemsice kabul ediyor ve çorbayla ıslanan kazağı vücuduna iyice yapışmaya başladığında yüzünü buruşturuyor.

Princess VS Idiot || VHopeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin