18:04 Alışveriş merkezi
Hoseok, Dain'e hediye almak için mağazalarda dolaşıyor. Evet, nihayet onunla buluşmaya ve konuşmaya karar verdi. "Daha fazla beklemenin bir anlamı yok, her şeyi açıklığa kavuşturmanın zamanı geldi" Hoseok, daha önce olmadığı kadar güveniyor kendine.
Hoseok, Dain'in sevdiği mağazalardan birine giriyor ve çok düşünmeden elbiselerin olduğu bölüme gidiyor.
- Niye bu kadar zor? Başkasına mı baksam? – Hoseok, pembe ve mavi elbise arasından seçemeden danışman arayarak etrafına bakınıyor ve donup kalıyor. – D-Dain?! – Hoseok, sevgilisine bir hayalet görmüş gibi bakıyor ve son anda "Kaç, deneme odalarına saklan!" demese yakalanırdı. Kabinlerden birine saklanarak rahatça nefes alamadan yan kabinlere birileri giriyor. Ve seslere bakılırsa girenlerden biri Dain.
- Hoseok'un nerede? Onu görmeyeli çok oldu sanki.
- Evet, birkaç gün önce Seul'den ayrıldı, hasta teyzesine bakmak için
- Anladım
- Evet, onunla ilgileniyor ama beni unuttu, günde iki kerecik arıyor.
- Sanki özleminden ölüyorsun. – Dain'in arkadaşının sesindeki alaycı ton Hoseok'u endişelendirmeye başlıyor "Sanki?". – Boş bulduğun her anını yeni sevdiceğinle geçiriyorsun. Onu daha çok seviyorsan, niye hala Hoseok'la birlikte olduğunu anlayamıyorum
- Hoseok ile dört senedir birlikteyiz. Birlikte çok şey atlattık.
- Ee? Dain, dürüst olalım
- Ona acıyorum. Parası yok, işi yok, hiçbir şeyi yok, doğru düzgün arkadaşı bile yok. Gerçi, var bir tane, Min Yoongi, ama o da aynı Hoseok gibi, eziğin teki.
Hoseok'un hayatı bir anda yıkılıyor, kalbinin sıkıştığını hissediyor. Saniyeler dakika gibi geliyor ama Hoseok kendine gelemiyor. "Yalan! Dain'in söylediği her şey yalan!" Hoseok, güçsüzce yere çöküyor. "İnanmıyorum, inanmıyorum"
- Acıdığın için mi birliktesin? Tanrıım, aptallık
- Onu terk edersem kafayı yer.
Bu sözler Hoseok'u daha fazla yaralıyor ve gözleri dolmaya başlıyor. Derin bir nefes. Hoseok, neler döndüğünü anlayamıyor, hala bunların kendi başına geldiğine inanamıyor. Uyuyor olabilir mi? Bu da bir kabustur belki?
Şu an uykusundan uyanmak ve Dain'in sözlerinin bir kabus olduğunu anlamak istiyor ama hiçbir şey değişmiyor. Hala giyinme kabininde yerde oturmaya devam ediyor ve yan kabinde kızlar konuşmaya devam ediyor.
"Hoseok-ah, kendine gel, gerçeğin yüzüne dimdik bakma zamanı geldi"
- Bana acımalarına müsaade etmem! – Hoseok ayağa kalkıyor ve biraz önce kabinlerden çıkan kızların arkasından gidiyor. Dain'i kasada yakalıyor. – Aşkımız bir yalandı demek!
- Op—ppa? S-sen... nasıl... niye buradasın? – Dain korkuyla Hoseok'a bakıyor. – Şehir dışında olman gerekmiyor mu?
Hoseok sırıtıyor.
- Ben de sana yalan söyledim ama artık bir önemi yok. Bir daha bana yaklaşma.
- Ne? Bekle, ne diyorsun?! – Dain panikle bağırıyor, sonra sessizce ekliyor. – duydun mu?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Princess VS Idiot || VHope
FanfictionErkek arkadaşı tarafından terk edilen bir kıza aşık olduğunu sanıyordu. Ama aslında...