Sare'den...
Altay'dan gözlerimi çekip yan tarafında ki Alya'ya baktım.
Koluna girmişti ve ikisi de şu an bana bakıyordu.
Gülümseyip elini yumruk yapıp baş parmağını yukara kaldırıp bana tarzsın gibi bir el hareketi yaptığın da, her ne kadar gülmek istesem de normal bir şekil de bakmaya devam ettim.
Yanında ki kişinin omzuna yaslanıp, "Güzel olmamış mı?" gibi bir soru yönelttiğin de derin bir nefes alıp Alya'ya baktım.
Ciddi olamazdı bu kız!
Ağzını konuşmak için araladığın da ondan önce lafa girdim.
O'nun kötü konuşmasına belki susar dinlerdim ama takıntı şeklin de her gün o kelimeyi düşünür ve üzülürdüm de.
"Her neyse zaten beğendin, çıkarim ben bunu, sonra annemlerin yanına gideriz."
Alya'ya bakarak kurduğum kelimeyle direkmen kabine girip kapısını kapatarak kapıya yaslandım, göğsümün üstüne elimi koyarken az önce olanları düşünmeyi bırakıp derin bir nefes aldım.
Fermuarla girdiğimiz 2 dakikalık savaştan sonra açabilmiş ve üstümü giymiştim.
Salınık saçlarımı düzeltip kapıyı açtım ve dışarı çıktım.
Elleri ceplerin de olan Altay'a takılırken yüzüme bir kere bakıp çekmiş ve "Arkadaşın da çıktığına göre gidelim" demiş ve dışara çıkmıştı.
Alya'nın dudak büzüp bana baktığın da 'ne' dercesine yüzüne baktım.
"kırdın benim esmer çikolatamı. "
Gözlerimi devirmekle yetinip, yerde ki alışveriş pöşetlerini alıp ilerlemeye başladım.
Dışar da gine aynı şekil de elleri cepte olan kişi radarıma girmesiyle, baştan aşağıya süzdüm.
Gine üstün de siyah tişört ve altın da gine aynı şekil de, siyah dar paça pantolon vardı.
Siyah saçları sanki özenle dağıtılmış gibi duruyordu, göz altları uykusuz kalmış gibiydi.
Ayağında siyah, taban kısımları beyaz olan spor ayakkabı vardı.
Benim ise kırmızıydı ayağımda ki ayakkabılar,tamamen kırmızı.
Yanına geldiğimiz de tekrar bize bir bakış atıp, Alya'ya bakarak konuştu.
"1ci katta ki kafedeymişler"
Alya kafasını sallayıp, benim ve Altay'ın koluna girip asansöre yöneldiğin de haliyle bizde ilerledik.
Asansöre girmiş ve şu klasik 'dink' sesiyle çıkmıştık içinden.
Uzun bir şekil de ilerleyip kafenin önüne gelip içine girdiğimiz de, kapıdan yan tarafta oturan Selin ablayı ve annemi görmesiyle kolumuzdan çıkıp onlara koşturup oturmuştu.
Hararetli hararetli, bir şeyler anlatmaya başladığın da, gözlerimi devirdim.
Kesin aklın da kalan şu giydirmediğim elbiseleri anlatıyordu.
Mağazayı denemişti nerdeyse.
Gidip annemden tarafa oturdum ve ayaklarımın ne kadar ağrıdığının farkına vardım.
Niye şu an evde olup yemek yemek yerine burda işkenceye maruz kalıyordum ki ben?!
Kasıklarıma sancı girmesiyle masaya doğru eğilip derin bir nefes almışttım, o anda bir kere daha sancı girdiğin de ağzımdan bir inilti dökülmüştü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bizden olmaz ¦ Texting
Novela JuvenilSalıncaktan düşen bir çocuk, hiç küser mi parka? :Siz 06:10