Sare'den...
Altay'ın gideli 2 saat oluyordu ve benim sancım hala geçebilmiş değildi.
Tuhaf ise yazmamış, daha doğrusu çevrimiçi bile olmamıştı.
Annem aramıştı, nasılsın falan filanlar.
Selin ablanın evine gitmişler hep birlikte.
Düşüncelerimden sıyrılıp telefonuma gelen mesaja bakmak için komidinin üstünden elime aldım ve ekran kilidini açtım.
Bilin bakalım kim atmış?
Evet, evet bekleğimiz kişiden gelmişti.
Tuhaf : Beni boşver
15:00Tuhaf : Sen nasılsın?
İyi :Siz
Tuhaf : Bana herkese kullanılan klasik iyi mesajını atmaman gerektiğini, daha kaç kere söylemeliyim?
Hı hı evet : Siz
Napıyosun? :Siz
Bu saate kadar uyumuş olamazsın herhal de? : Siz
15:02Tuhaf : Hayır, işlerim vardı.
15:04Senin hala işin var sanırım, meşgul etmiyim ben seni. : Siz
15:05Tuhaf : Sancın mı var hala senin?
15:05Görüldü de bırakıp çıktım.
Ben ne diyorum o ne diyo ya!
Çekmecemi birinci gözünü açıp bir miktar para aldım ve telefonumu da eşofmanımın cebine sokup açık olan kapımdan merdivenlere yöneldim.
Gelir gelmez sıcak bir duş almıştım ve gelin görün ki o an sancısı dinse de şu an gine nüksetmişti.
Üstüme beyaz kısa kollumu giymiş ve altıma da gri sadece önünden bağlanmalı havuç eşofmanımı giymiştim.
Ev hali işte.
Ayağıma geçirdiğim siyah-beyaz olan spor ayakkabılarımı giyip kapıyı açtım ve aynı şekil de kilitleyip kulaklığımı taktım ve yürümeye başladım.
Pera - Seni seviyorum
Önüme bakarken devam ettim yürümeme.
Hava güneşliydi ve yakıcı bir sıcaklık vardı.
Bu ağrıyan uzuvlarımı iyi gelirken şarkıya eşlik etmeye başladım.
Sen ve ben siyah ve beyaz
Sen ve ben sıcak ve ayaz
Sen ve ben farklıydık biraz
Olabilir
Sen ve ben geceyle gündüz
Sen ve ben yaz ile güz
Sen ve ben uzak ve küsüz
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bizden olmaz ¦ Texting
Roman pour AdolescentsSalıncaktan düşen bir çocuk, hiç küser mi parka? :Siz 06:10