Elma Ağacı

Çok Acıtıyor

Revirdeki hemşire abla ayağıma bandaj sararken fazla üstüne basmamamı falan geveledi. "Hadi sınıfa gidelim." dedim.

Savaş geri beni kucağına alacakken "Bu sefer kucağına alamazsın." dedim. "Sırtıma binmek ister misin?" diye soran Savaş ile bu dikkatimi çekti.

"Bak bu olabilir" dedim sırıtarak. Savaş bana arkasını dönüp eğilirken sırtına bindim. "Sıkıca tutundun mu?" diye soran Savaş ile bacaklarımı beline daha iyi sardım ve "Evet" dedim.

Savaş ayağa kalkarken bir anda yirmi santim uzamış gibi hissettim. "Oha dev oldum." demem ile Savaş'ın güldüğünü fark ettim.

Savaş ne kadar sert ve kaba gibi gözüküp davransa da içi yumuşacıktır. Aynı peluş ayıcık gibi. 

Savaş bir anda zıplayarak gitmesi ile kahkaha attım. "Savaş kafam bir yerlere çarpacak diye çok pis tırsıyorum."  dedim ve kafamı Savaş'ın boynuna gömdüm.

"Sen bu boyla nasıl yürüyorsun ya. Kafan bir yerlere çarpmıyor mu?" diye sormam ile Savaş gülerek "Abartma Dolunay." dedi.

Korku ile kafamı daha da Savaş'ın boynuna gömerken sınıfın önüne geldik. Savaş'ın kapıyı tıktıklaması ile içeriden "Gel." sesi duyuldu.

Savaş kapıyı açarken hoca bize kaşlarını çatarak bakmaya başladı. "Bu ne hal yavrum?" diye soran Hatice Hoca ile Savaş "Arkadaş ayağını burktu da revirden geliyoruz." dedi.

"İyi bakalım. Yerlerinize geçin." diyen Hatice Hoca ile Savaş ile birlikte sıramıza doğru ilerledik. Savaş beni sırtından indirip sıraya oturturken Semih ve Gizem "Hayırdır?" dercesine bakıyordu.

"Yok bir şey." dercesine dudağımı oynattım. Bizimkiler inanmayarak önlerine dönerken Barlas'a baktım.

Barlas ile göz göze gelmemiz ile kafamı hemen önüme çevirdim. Acaba ben bakınca mı baktı yoksa daha önceden beri bakıyor muydu?

Tekrar baktığımda Nida'nın kulağına bir şeyler fısıldadığını gördüm. Hadi ama ciddi olamazsınız! 

Bari sınıfta hoca varken bu kadar yakın olmayın. Ya da ne bileyim bu evren de birbirinize hiç yaklaşmayın.

Burkulan ayağım mı yoksa kalbim mi bilmiyorum. Ama şunu biliyorum ki canı çok acıtıyor.