"İyi misin?" diye soran Savaş ile "İyiyim." dedim. Nida'nın evden gideli on dakika olmuştu. Artık Savaş yalvarsa bile geri dönmezdi.
"Hatta çok iyiyim." dedim ve kahkaha atmaya başladım. Savaş anlamayarak bana bakmaya başlayınca "Nasıl numarama kanıp kızı kovdun ama" dedim.
Savaş neler olduğunu yenice anlamış olacak ki yüzüme sert bir tokat attı. Kafam yana kayarken "İnsanlığa davet etsek yol tarifi isteyecek bir karakterdesin" dedim.
Savaş sinirle odadan çıkarken burnumdan kan aktığını fark ettim. Kan elbiseme ve vücudumda çıplak olan yerlere damlıyordu.
Kanayan burnumu umursamadan odayı incelemeye başladım. Oturduğum yatağın iki metre gibi bir yüksekliğinde saat olduğunu görmem ile yatağın en ucuna gittim.
Ayağımdan topuklu ayakkabımın tekini çıkarıp saate fırlattım. Saat ilk denememde yatağın üstüne düştü. Hemen fırlattığım topuklu ayakkabımı alarak topuk kısmı ile saatin camına vurmaya başladım.
Saatin camı kırılırken ilk kez ince topuk giymenin faydasını yaşadım. Saatin kırılan cam parçalarından birini elime alıp iplerimi kestim.
Topuklu ayakkabımı geri giyerken içeri Savaş'ın girmesi ile hızla ayağa kalktım. "Ne yapıyorsun lan sen burada!" diye bağırdı.
Saatten geri kalan kısmını elime alıp hızla Savaş'ın boynuna geçirdim. Savaş'ın boynundan kanlar akmaya başladı.
Saat ile boynuna vurduğum için soluğu kesilmişti. Bunu fırsat bilerek hızla odadan çıktım. Odanın hemen solunda merdiven gördüm.
Merdivenlerden ikişer ikişer inerken Savaş'ın gelip beni yakalaması ile karnına bir dirsek attım. Savaş beni öne doğru ittirmesi ile merdivenlerden yuvarlandım.
Acı ile inlerken Savaş gelip beni saçlarımdan tutarak kaldırdı. Can acısı ile bağırırken "Rahat dur" dedi Savaş.
Ona inat değil mi? Erkekliğine hızlı bir tekme attım. Savaş acı ile yere yığılırken saçımı bırakmıştı.
Ben ondan uzaklaşırken kapının kırılıp içeri polislerin girmesi ile derin bir nefes aldım. Polisler silahlarını Savaş'a doğrulttu.
"Suç ortağın yakalandı. Sende teslim ol!" diyen bir polis memuru ile Savaş iki elini havaya kaldırdı.
Polisler Savaş'ı tutuklayıp evden çıkarırken benimde üstüme bir örtü verdiler. Verdikleri örtüyü üstüme alırken evden çıktım.
Barlas bana sarılması ile kokusunu içime çektim. Barlas ellerini yüzüme koyup okşarken arkada hüzünle bize bakan Yakut Amca'yı gördüm.
Barlas'tan ayrıldım ve Yakut Amca'nın yanına gittim. "Özür dilerim Yakut Amca." derken gözlerim dolmuştu.
Yakut Amca bana sarılırken "Sen iyi ol da gerisi önemli değil güzel kızım. Sen bana babanın emanetisin." dedi
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Elma Ağacı
ChickLitZengin ve popüler bir kız, orta halli kendi ayakları üstünde durmaya çalışan bir çocuğa aşık olursa ne olur? Hem de daha önce bir elma ağacında karşılaşmışlarsa...