Bölüm 1

140 19 37
                                    

Hoşgeldin, sevgili okurum. Biraz sonra okuyacağın karakterler tamamen gerçek kişilerdir. Hiçbir abartılma veya hayal ürünü olmadan kısa bir hayat öyküsünü okumaya hazır mısın? Keyifli okumalar diliyorum ve güzel yorumlarınızı bekliyorum...

Kıskançlık her insanın içinde var olan bir duygudur. Bu duyguyu saklayamayanlar olduğu gibi bunu büyük bir ustalıkla gizleyen insanlar da vardır.

            Kıskançlık, bir güvenin kumaşı yemesi gibi, insanı yer bitirir. Bu hissi derin olarak yaşayan kişiler etrafındaki herkesin onlara yalan söylediğini, onları kandırdığını düşünür ve bu hisleri kendi içinde doğrulayabilmek için binlerce bahane bulur. Erkek, kadında makyajı, saçı, ufak bir tebessümü, hoşgörüyü bile yanlış anlayıp kıskanılacak bir bahane olarak görebilir. Kadın ise daha çok duygulara yoğunlaştığı için, başka kadınlar tarafından aldatılma korkusu, daha az sevilmek, bir süre sonra ilişkiden sıkılmak, unutulmak gibi şeyleri kendine dert eder.

            Bu duygu yüzme bilmeyen birinin derin bir okyanusun içine dalarak sağ kalmayı umut etmesine etmeye benzer. Adeta bir kuşu sevgi ile avuçlarının içinde tutarken o narin kanatlarını kırmaya benzer. O minik yavruyu parmaklarınızın arasında tutarken amacınız ona zarar vermek olmasa da bu hareketiniz ölümle sonuçlanabilir. İnsanlar da böyledir. Kıskançlıkla baş edemeyip karşınızdaki kişiyi ne kadar çok sıkarsanız onu kaybetme ihtimaliniz de o kadar yükselir.

            Kadir, hamuru kıskançlıkla yoğrulmuş bir insandı fakat onu tanıdığı güne kadar bunu ustalıkça saklamayı başarmıştı.

            Azerbaycan'ın başkenti Bakü'de üniversitede okuyordu. Bir gece kütüphanede ders çalışırken karşı masada kendisi gibi ders çalışan kızı fark etmişti. Akşam, saat 20.50'yi gösterirken kız kütüphaneden çıkıp gitmişti. Kız gittikten sonra hayal dünyasına dalmıştı. Çok geçmeden kızın oturduğu masada duran cüzdanı gördü. Onunla tanışmak için iyi bir fırsat ayağına gelmişti. Hemen ayaklanıp aceleyle kalın paltosunu giyip kızın arkasından koşmaya başlıyor. Soğuk hava aniden tüm vücudunu kaplamıştı fakat o cüzdanı sahibine yetişmekte kararlıydı.

            Türkan, kütüphaneden çıktıktan sonra kürkünü giymiş, elleri ceplerinde hızlı adımlarla durağa yürüyordu. Gecenin geç saatlerinde kütüphaneden çıkıp eve gitmeye artık alışmıştı fakat arkasından birinin ona doğru koştuğunu hissettiğinde ister istemez endişelenmişti. İçini korku kaplarken hızını artırarak bir an önce kalabalık durağa varmaya çalışıyordu.

            Kadir, kızın ondan korktuğunu anlayınca arkasından seslendi.

            "Bacım, bir dakika bekler misiniz?"

            Kız genç adama aldırmadan adımlarını biraz daha hızlandırdı. Birkez daha adamın sesi duyuldu.

            "Bacım, kütüphanede cüzdanınızı unuttunuz.

            Cüzdanı duyan Türkan durup arkasını döndü.

            Boylu poslu, genç adam ona yaklaşıp durdu. Paltosunun düğmeleri açık, başı şapkasızdı. Çok hızlı koştuğu için derin nefes nefese kalmıştı. Biraz soluklandıktan sonra nihayet kendini toparladı:

            "Sonunda yetiştim. Yoksa eve yürüyerek gitmek zorunda kalacaktınız, bacım."

            Cebindeki cüzdanı çıkarıp Türkan'a uzattı.

            "Sizin mi?"

            "Evet, benim! Peki, sizde ne arıyor?"

            Adam tebessüm etti.

İki MektupHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin