21.Bölüm (Tehdit )

2.6K 118 12
                                    

Multimedya merak edilen düşman Sedat Soykıran

Sabah uyandığım da yanımda eşimi göremedim. Acaba nereye gitmişti.
Yataktan doğrulup kalktım. Banyo ya girip abdest aldım. Her sabah elimi yüzümü yıkama yerine abdest alırdım. Banyo dan çıktıktan sonra odadan çıktım. Merdivenlerden aşağı inmeye başladım. Aşağı indigimde mutfaktan Yavuzun sesini duymamla oraya yöneldim.

"

Gülüşünle başlayan her günüm

Gözlerinde kendimi bulduğum

Sıcacık öpüşünle kalbime dokunan sen

Canım sevgilim benim masal perim.    

Sevdiğim adam hem kahvaltı hazırlıyor hem şarkı söylüyor du. Ne güzel söylüyor du. Sesinin bu kadar çok güzel olduğunu bilmiyordum.
Onun gibi sert birinin bu kadar romantik oldugunu düşünmemiştim.
Arkasını dönüp mutfak kapısında beni farkettiğinde bana baktı.

"Günaydın kadınım ne zaman dır beni izliyorsun orada..." diyerek gülümsüyor du.

Bende gülümseyerek yanına gelip yanağına öpücük kondurdum.

"Günaydın canım şarkı söylerken seni dinlemek istedim o yüzden ses çıkarmadım."

"Hmm madem geldin o zaman şu tabakları masaya götürebilirsin güzelim"

Gülerek tabakları alıp masaya götürdüm. Arkamdan sevdiğim adam da çayı getirdi. Artık kahvaltı hazırdı.
İkimizde karşılıklı oturduk.

"Biraz hızlı yiyelim uçağa yetişelim"

"Tamam canım"

Doğru ya biz bugün mardine gidecektik. Çok heyecanlanlıyım ilk kez oraya gidiyorum. Yavuza baktıgim da benden önce kahvaltısını bitirmiş çayını içiyordu.

Kahvaltımızı yaptıktan sonra berber masayı toplamaya başladık. Masayı da hallettikten sonra hazırlanmak için yukarı çıkacağım esnada kolumdan tutup beni kendine çekti.

"Öpücük almadan bırakmam"

Gülümseyerek ona bakıyordum tam dudağımı aralamıştım ki... Dudaklarıyla dudaklarımı örten sevdiğim adama karşılık verdikten sonra geri çekildim. Tabi bu hareketime tek kaşını kaldırmış bana bakıyordu.

"Geç kalmadan hazırlanmalıyım" deyip yanından kaçtım.

Arkamdan "Acele et " diye seslendi.
Bir tek emir vermekten vazgeçmez.

****
Hazırlandıktan sonra ferace mi giyinip odadan çıktım. Merdivenlerden aşağı indim.
Salona gectigim de oturan kocam beni görünce yerinden kalktı.

"Hadi çıkalım "

Elle ele tutuşup dışarı çıktık.
Arabaya yaklaşınca lastiklerin patladıgını görmemle şoke oldum.
Yavuz sinirinden araba tekerine vurdu. Arabanın önüne geldiğinde bir kağıdı farketti. Eline alıp daha çok sinirlendi.

"Güneş içeri geç geliyorum"

"Ne oluyor o kâğıtta ne yazıyor? Kim bu düşman"

"Sonra anlatacağım güzelim şimdi yeni bir araba getirteceğim."

Hiç birşey söylememe izin vermeyip içeri gönderdi. Neydi şimdi bu... Tehdit mesajı falan mı? Kesin bir düşman insaallah Yavuza birşey yapmaz. Allahim sen koru bizi...

Kaç dakika dır burada bekliyorum.
Pencere ye doğru yaklaştım. Yavuzun
telefon da biriyle konuştuğunu gördüm. Çok sinirli ve bağırıyordu.
Acaba kiminle konuşuyor..!
Telefon görüşmesi bittikten sonra eve dogru yürüdü. Bende hemen kapıya koştum. Kapıyı açtım.

"Hayatım iyi misin"

"İyiyim güzelim hadi gel beş dakika ya yeni araç gelir."

Elimden tutup dışarı çıktık. Aracın gelmesini bekliyorduk. Yeni araç gelince Yavuz arka kapıyı açtı.
Araba bindikten sonra yanıma oturmuştu. Sürücü koltuğuna da şoförü oturdu.

Yolda boyunca hiç konuşmamıştık.
Elini sıkı tutuyordum sanki bıraksam avuçlarımdan gidecekmiş gibi...
Sevdiğim adam da o da elimi sıkı tutuyordu. Aklımda hala o kağıt vardı.
Kimdi bunu yapan bizimle uğraşan düşman... Ve o kâğıtta ne yazıyordu.
Başımı sevdiğimin omzuna yasladım.
Tek düşündüğüm mutluluğum...

Havaalanına geldiğimizde araçtan indik. Şoför araca binip gitmişti.
Bavullarımızı oradaki görevlilerden biriyle gönderdik. Artık saatimiz de yaklaşmıştı. Uçağa dogru gittik.
Hayatım da ilk kez uçağa binecektim.
Birazcık korkum vardı ama sevdiğim elimi tuttuğu sürece korkum da olmaz. Uçağa bindikten sonra yerlerimizi aldık. Hostes kalkış için konuşmaya başladı. Yolculuk başlıyor.
Yavuz ilk kez bindigimi bildigi için elimi sıkı tutuyordu. Uçak kalkışa başladı. Bekle bizi Mardin.

Yavuz dan...

Sevdiğim kollarımda mışıl mışıl uyuyordu. Onu uyandırmadan yataktan kalkıp üzerimi giyindim.
Yanağına öpücük bırakıp odadan çıktım. Aşağı indikten sonra kahvaltı için öncelikle çay suyunu koydumuştum.
Bu sabah ona özel bir kahvaltı hazırlamaya karar verdim.
Uyanmadan herşeyi hazırlamalıyım.
Masaya kahvaltiliklari götürdüm.
Masa hazırdı. Çayı da demledim.
Domatesleri doğrarken aklıma gelen şarkıyı söylemeye başladım. Çocukluğum da şarkı söylemeyi çok severdim. Ama ne zaman ki kötü islerle uğraştigim da şarkı bile dinlemiyordum. Güneşimin sayesinde değişmiştim. Kafamı kaldırdığım da bana gülümseyen karımı görmüştüm.
Hiç te geldiğini söylememişti.

Kahvaltımızı yaptıktan sonra hazırlanmak için yukarı çıkacağın da onu öpmek istemiştim. Ufak bir öpücük verip kaçmıştı hanımefendi...
Koltukta oturmuş kadınımı bekliyordum. Aşağı indikten sonra elinden tutup dışarı çıkmıştık.
Arabanın tekerlerini patlak görünce
sinirimden ayağımı tekere vurdum.
Arabanın önünde camında bir not farkettiğimde daha cok sinirlenmiştim. Notu hemen elime alıp cebime attım. Güneş ise hala şaşkındı.
Ona sonra herşeyi anlatacağımı söyleyip içeri gönderdim. Sonra hemen Onuru aradım.

"Ooo hayırdır damat bey sabah sabah beni  rüyanda mı gördün?"

"Kes lan zevzekliği o şerefsiz adam arabamın lastiklerini patlatmış birde not bırakmış."

"Nasıl yani adam oraya kadar gelmiş mi?"

"Bak hemen buluyorsun o adamı evime kadar gelmiş ya Güneşe zarar verseydi lan."

"Abi inan ki bir kaç adamını buldum ama o adi şerefsiz öylede bir deliğe girmiş çıkmıyor. Ama merak etme ben ne olursa olsun bulacağım."

"En kısa zaman içinde bul" diyerek telefonu kapattım. Sonra da şoförümü arayıp gelip bizi almasını söyledim.

Cebindeki kağıdı çıkarıp tekrar okudum.

"Bu daha başlangıç kork benden"

Adi şerefsiz seni bulacağım.

Bakalım bu düşmanı bulacak mı?
Okuyucularım
İnşaallah bu bölümü de beğenmişsinizdir.

KARANLIĞIMIN GÜNEŞİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin