11. Bölüm (Teyze)

4.1K 263 22
                                    

İki Kalp Severse Adı
Aşk Olur.

Multimedya: Güneş

Teyzesi hem bana hem de Yavuz'a bakıyordu. Teyzesi de ayağa kalkıp Yavuz'a doğru yürümeye başladı.
İkisini izliyordum. Kahve tonlarında olan gözleri neden sinirliydi.
Onun hakkında hiç birşey bilmiyordum. Bir teyzesi olduğunu yeni öğrendim.
"Evleniyorsun ve bunu teyzenden sakladın" diyen kadının sorusunu aldırmayıp gözlerini kısarak sinirli bir şekilde teyzesine:

" Senin burada ne işin var."dedi.

Kadıncagız eliyle Yavuz'a dokunacagı esnada kendini geri çekti. Teyzesi havada kalan elini indirdi ve benim yanıma gelip konuştu.

" Kızım sen neden Yavuz'un eşi olduğunu söylemedin." dedi. Ne diyeceğimi bilemedim.

"Evliliğim seni ilgilendirmez. Güneş odana git." dedi.

Yavuz bu sözleri çok sinirli söylemişti.
Teyzesine çok sinirliydi. Ama neden...
Aralarında ne geçtiğini de bilmiyordum. Ben sadece izliyordum.

" Ama...'" birşey söylememe fırsat vermeden yanıma gelerek bileğimi tutup beni oda ya sürüklemeye başladı. Gitmek istemiyordum. "Bırak kolumu!" diyerek bağırdım. En sonunda bileğimi elinden kurtardım. Onun kahve tonu gözlerinin içine baktım.
Sinirinden yüz hatları gerilmişti.

" Gitmeyeceğim burada kalacağım." dedim. Beni zorla bir yere götüremezdi. Yüzüme bakarak sinirli konuştu:

"Güneş git odana dedim sana.." deyince yine inadıma olduğum yerde kaldım. Benimle ilgilenmeyi bırakıp teyzesinin yanına gelip kolundan tutup kapıya doğru götürmeye başladı. Ne yapıyordu bu adam böyle..
Kapı ya geldiklerinde teyzesi:

" Yavuz dinle beni konuşalım. Ben seni buraya görme'ye geldim. Sen benim evladım gibisin." Kadıncagız bu sözleri söylerken ağlıyor du.
Ama Yavuz sözlerine hiç aldırış etmedi. Sinirli bir şekilde eliyle kolunu sıkıyordu.
Kapı yı açıp kadincağızı dışarı çıkardı.
Bu olanlara seyirci kalmayıp kadının yanına gelip " iyi misiniz" diye sorduğum da kafasını salladı. Gözlerimi Yavuz'a çevirip;

" Sen ne yaptığını sanıyorsun kapı dışarı çıkardığın insan senin teyzen hiç mi Allah korkun yok..." bu sözleri söylerken sesimi yükseltmiştim.

" Bilmediğin işlere karışma"

" Anlat o zaman bileyim." Dedim. Hayatı hakkında hiç bir bilgim yoktu.
Sustu. Sadece gözlerimiz konuşuyordu. Kalbim onun yanında neden hızlanıyor du. Bu kadar hızlı atması normal mi ? Niye bu kadar gözlerine dalıp gidiyorum. O gözlerin altında bir hüzün yattığını hissediyorum. Teyzesinin sesini duymam' la kendime gelip kadına baktım.
" Merak etme gidiyorum. Seni rahatsız etmeyeceğim kendine iyi bak oğlum. Bana dönerek "O sana emanet" dedi.
Arkasını dönüp gitme ye başladı. Koşacağım zaman beni engelleyen bir el olmuştu. Bu kişi Yavuz dan başkası değildi.

" Bırak kolumu teyzen 'in gitmesine engel olsana"
" Hayır " diyerek cevap vermişti.
Kolumu ondan kurtarmaya çalıştım. En sonunda kolumu bıraktı. Sinirli bir şekilde eve girdi. Neden bir insan sürekli sinirli olur anlamıyorum.
Bazen gülüyor bir anda tekrar sinirleniyor. Çoğunlukla hep sinirliydi. Teyzesiyle arasında ne yaşadığını öğreneceğim. Kadının peşinden gitmek için bahçe kapısına geldiğim de şoför olduğunu bildiğim adam önüme geçerek beni durdurdu.
" Gidemezsiniz Güneş hanım" dedi.
Ne demek gidemezdim. Şoför olan adama sinirli bir şekilde bakarak:
" Çekil önümden" dedim. Adam ısrarla çekilmiyor du. Anladım ki Yavuz Bey'in emri olmadan çıkamıyordum.
Herşey zaten onun hükmün de herkese emirler veriyor. Daha fazla durmayıp eve doğru yürüdüm.
İçeri girdiğimde Yavuz koltuğa oturmuş düşünceliydi. Ne düşündüğünü de bilmiyordum.
Yanına uğramadan oda ya geçeceğim de arkamdan seslendi.

" Akşam için yemek siparişi verdim. Birazdan yemek yiyeceğiz. Bu arada benim haberim olmadan dışarı çıkmayacağını biliyorsun." dedi.
Bu sözlerine çok sinirlenmiştim. Kocam olsa da ben onu kocam olarak görmeyeceğim. Karşısına geçip durdum. Başını kaldırarak ne oldu der gibi yüzüme bakıyordu.

" Niye bu kadar acımasız davranarak teyzeni kapı dışarı ettin. Aranızda ne geçti?" dedim.
Sadece yüzüme bakıyordu. Onun hayatı hakkında herşeyi öğrenmek istiyorum. Ne yaşadı da bu kadar acımasız davranıyor. Yine birşey düşünüyordu düşündükçe yüz hatları geriliyordu. Elindeki su bardağını sıktığını farkettim.

" Güneş bu konuyla ilgili soru sorma "
dediği anda elindeki bardağı çok sıktığı için bardak bir anda paramparça oldu. Elinin kanadığını görünce " elin" diyerek hemen mutfağa koşarak peçete almaya gittim.
Tezgah' ın üzerinde ki peçete yi alıp salona koştum. Yanına oturup hemen elini tutup peçete yi kanayan yere bastırdım. Yavuz un bakışlarının üzerimde olduğunu hissediyorum.

" Derin kesmiş" dediğim de:

"Beni önemsiyor muydun? dedi. Bir anda elimi çekip ayağa kalktım. Söylediği cümleyi aldırmayıp " "Benim yerimde başkası olsa aynısını yapardı" diyerek pansuman malzemelerini getirmek için gideceğim de elimi tuttu.
Elinin sıcaklığını vücudumun her bir zerresinde hissediyordum. O an kalbimin atışı hızlanmıştı. Yüzümü ona döndüğüm de gözlerimiz birbirine bakıyordu. Sadece gözlerimiz birbiriyle konuşuyor.
Gözlerimi kahve tonlarında olan gözlerinden çekip eline baktım.

" Elin kanıyor"

" Birşey olmaz küçük yaradan canım acımaz "dedi.

" Hemen pansuman malzemelerini getireyim." diyerek elimi elinden çekip yukarı çıktım. Oda ma girdiğim de çekmece den ilaçları alıp oda dan çıktım. Aşağı indigim de Yavuz koltukta yoktu. Nereye gitmişti bu adam... "Güneş" diyen Yavuz'a baktım. Mutfağın kapısına yaslanmış şekilde bana bakıyordu.

" Akşam yemeği geldi. Hadi yemek yiyelim."

" Önce elini sarmamız gerekiyor" dediğim de elimdeki sargı bezini aldı.

" Birazdan ben yaparım." dedi

" Ama..."

"Güneş itiraz etme sofra ya geç."

Yine emir vermişti. Mutfağa girip yiyecekleri poşetten çıkarırken Yavuz da o arada elini sarıyordu. Canım acımaz diyor ama canı acıyor du. Yiyecekleri masa ya koyduktan sonra oturdum yemeğe başladım. Yavuz da elini sardıktan sonra karşımdaki sandalye ye oturdu. Hiç konuşmadan yemek yiyorduk. Bu eve geldiğim günden beri karşılıklı yemek yememiştim. İlk defa beraber masa da sakince yemek yiyorduk. Yavuz a baktığım da güldüğünü farkettim. Bu adam bana gülüyor muydu? Ne güzel gülüyor du. Kendine gel Güneş diye kendi kendime söyleniyor dum. Peki ya neden gülmüştü. Sessizliği bozmuştum.

" Neden güldün"

" Çok açık mışsın sanırım." dediği zaman da tebessüm etti. Gerçekten çok açıkmıştım. Bunu da farketmisti.
Başımı sallayarak cevap verdim. Onca şeye rağmen onunla oturup yemek yediğime inanamıyorum.
Karnım doyduk tan sonra masa dan kalktım. Geç olmuştu. Odama geçip dinlenmek istiyorum. Mutfaktan çıkacağım da arkamı dönüp
" Aranızda ne geçtiğini bilmem ama teyzeni dinlemeliydin. İyi geceler diyerek mutfaktan çıktım. Hiç birşey dememişti. Teyzesini dinlemeyip kapı dışarı çıardığı için kızgındım.Odam' a geldiğim de üzerimi değiştirip kendimi yatağa attım. Yavuz hiç birşey söylemese de ben bunu öğreneceğim. İlk işim teyzesiyle konuşmak olacak.
...
Sabah namazına uyandıktan sonra geri uyumuştum. Saate baktığım da neredeyse öğlen olmuştu. Yataktan kalktıktan sonra duşa girdim. Yarım saat sonra duştan çıktım. Saçlarımı kuruladıktan sonra üzerimi giyindim.
Başıma da çok sevdiğim baş örtümü taktım. Artık oda mı kilitlemiyordum.
O gün den sonra gece odama girmemişti. Oda dan çıktım. Yan odam daki Yavuz'un odasına baktım. Acaba uyanmış mıdır? Off sanane Güneş çoktan uyanmıştır. Aşağı indigim de evde olmadığını farkettim. Evde olmaması benim için güzel bit fırsat olabilir. Teyzesinin nerede oturduğunu öğrenip onunla konuşmam gerekiyor du. Birşeyler yemek için mutfağa girdim. Masa da kahvaltı nın hazır görünce şaşırdım.
Buzdolabı nın üzerinde küçük bir not vardı. Notu alıp okumaya başladım.

"Günaydın kahvaltın hazır afiyet olsun Güneşim." yazıyordu.
Masa ya baktım benim için kahvaltı mı hazırlamıştı. Güneşim demişti bana...

Bölüm bitti. İnşallah beğenmişsinizdir.
Yorum ve votelerinizi bekliyorum.

KARANLIĞIMIN GÜNEŞİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin