"Haftaya gezi varmış." dedi Jennie elindeki kitabı karıştırırken. Rosé sandalyeye yaslanıp kahvesinden bir yudum içti. "Ne gezisi ve benim neden hiçbir şeyden haberim olmuyor?"
Başımı dikleştirip dudağımı büzdüm. Geziye falan gitmek istemiyordum çünkü bizim okuldakiler gezilerde gereksiz olay çıkarıp duruyorlardı. "Geçen sene polis gelmişti." Seslice güldüm. Jennie bir süre kafedeki insanları incelerken gözü bir yerde takılı kaldı. Yoongi.
"Jennie, lütfen Yoongi için gideceğim falan deme ağzına çarparım bir tane." dedim ellerimi sıkarak. Köpek gibi peşinden koşuyordu, halbuki Jennie'ye teklifte bulunan birçok iyi erkek aday vardı Yoongi'nin aksine. Fakat o, onlara bir şans vermeyi bile denemiyordu. Yoongi de Yoongi.
"Ne gezisi tam?"dedi Rosé aramızdaki sessizliği bozarak. "Neresi tam bilmiyorum. Arka tarafta orman varmış orada kamp yapıp kumsalda da yüzebilecekmişiz."
Rosé başını salladı. "Güzelmiş." Yanımdaki sandalyenin çekilmesiyle oturan kişiye baktım. Jisoo ceketini çıkarıp boş sandalyeye asmıştı. "Selam, sakıncası yok değil mi?"
"Hayır, hayır gelmene sevindik." Çantasından küçük bir not defteri çıkarıp içine sıkıştırdığı kağıtları çıkardı. "Bunları doldurmanız gerek, bir de ücreti internetten ödemeniz gerekiyor." Jennie başını sallayıp kağıda göz gezdirdi. "Neden internetten?"
"Bir sponsor düzenliyormuş geziyi, yani birkaç okul daha olacak. Ama çok kalabalık olacağını sanmam 3. ve 4. sınıfların çoğu gelmiyor zaten."
...
Gezi günü gelmişti, yani dördümüz Jisoo'nun evinde toplanıp hazırlık yapıyorduk. Sabah uyanamayacağımı bildiğim için bir gün öncesinde öğleyin uykuya dalmış gece 2 gibi kalkmış ve bavulumu düzenleyip Jisoo'nun evine gelmiştim. Jennie ve Rosé yine uyuyordu, Namjoon ve arkadaşlarıyla biraz tanışmıştık.
Jennie çoğundan haz etmese de Yoongi için gitmek istiyordu. Ve Jungkook'ta gelecekti. Birkaç gün önce ona teşekkür etmiştim, aramızda kötü ya da iyi bir şey de yoktu. O da önemli olmadığını söyleyip gitmişti.
"Hadi uyanın saat 5'e geliyor." Jisoo elini çırparak ikisini uyandırdı. "Makyajın akmış Jennie, yakında Yoongi gelecek." dedim bilerek. Telaşla aynanın karşısına geçip yüzünü inceledi. "Yah hiç komik değil Lisa!"
Rosé sandviçi didiklerken üstüme hırkamı giyiyordum. Sabahları soğuk olabilirdi.
Kapı zili çalınca Jisoo koşarak kapıyı açtı. Hala bazılarını tanıyamamış olduğum 7 erkek. Mükemmel, yine kalabalık yine kalabalık.
"Kızlar düğüne gitmiyoruz." Taehyung Jennie'ye laf atarken Jennie gözlerini devirdi. Yoongi tam bir kazıktı, insan biraz anlar hani kızın hoşlandığını. Yok beyni almıyor.
Jungkook telefonuyla ilgileniyordu, her zamanki gibi. Bir de yanlarında Sera diye bir kız Jungkook'un dibinden çıkmıyordu. "Oppa Sungjae'yi aradın mı?" Jungkook başını sallarken telefonu cebine koydu. "Ağabeyine adıyla seslenmeyi bırak Sera."
Sera dudaklarını büzerken Jungkook dışarıya çıktı. "Bu kız ne ayak?" dedi Rosé sessizce. Ne o kız ne de Jungkook beni hiç ilgilendirmiyordu.
Valizleri alıp çıktığımızda Taehyung Jennie'nin yanına adımladı. "Balayına mı gidiyorsun?" Jennie hızlanıp Yoongi'nin yanına yetişti. "Cehennemin dibine Taehyung, gelmek ister misin?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
show your body | liskook
Fanfictionlaralaris: selam ateşli çocuk laralaris: aslında daha sonra yazacaktım ama sana baktıkça üstüne atlayasım geliyor laralaris: bak, biliyorum okulda çoğu kız seninle yatma ya da sevgili olma peşinde ben diyorum ki kaynaşabiliriz? hah jeongguk: hoşt ©b...