O günün üstünden bir hafta geçmişti, ben eve tıkılı kalmıştım. Hareket edemiyordum, uzuvlarım acı içindeydi.
Bunların arasında tek dert ettiğim şey dibi gelen saçlarım idi. Bir an önce onlardan kurtulmalıydım, zaten boyaya boyaya keçe gibi olmuştu. Saç bakım kremleri birazcık yumuşatsa bile eski saçımın yumuşaklığını ve ipek gibi oluşunu özlüyordum.
Zilin çalmasıyla yattığım koltukta doğruldum ve birkaç saniye esneme hareketleri yapıp kapıya adımladım.
Jennie elinde pizza kutusuyla bekliyordu.
"Bu ne sıcak?" dedi ayakkabılarını çıkarıp portmantonun çekmecesine bırakırken. "Yere yumurta koysan pişer ha." dedi gülerek.
Hafifçe güldüm. Açtım. Bir haftadır aptal gibi kendimi aç bırakıyordum sadece su içip bir iki meyve atıştırıyordum.
Oturma odasına yürüdüm, pizzanın kapağını açmıştı. "Dışarıda yiyelim mi?" Başını sallarken vitrine doğru yürüdüm. "Ne içersin?"
"Kırmızı şarap." dedi sakince. İki hafta boyunca içmediğim için tadını unutmuştum sanki. İki tane kadeh aldım ve şişeyi koltuk altıma koydum. Sonra perdeleri çekip cam kapıyı açtım. Dışarısı çok sıcaktı, yazdan her zaman ki gibi nefret ediyordum fakat bu seneki yaz sanki geçen senekilerden daha sıcaktı.
Pizzayı masaya koyarken sandalyeyi çekmişti. Bende şarabı tirbuşonla açıyordum, iki kadehe de biraz döktükten sonra sandalyeye oturup geriye yaslandım.
"Kızlar nerede?" dedim pizzaya bakarken.
"Jisoo'nun kuzeninin doğum günü varmış, Rosé hasta olduğunu söyledi." Pizzadan bir ısırık alırken denizi izledim. Birkaç dakika yemek yedikten sonra konuşmaya başladı. "Bu arada, beyinsiz komşun bizi akşam yemeğine çağırdı."
Kaşlarımı kaldırıp şaraptan bir yudum aldım.
"Nasıl?" dedim başımı sallarken. "Jisoo akşam gelecek, Rosé'yi bilmiyorum. Namjoon söyledi okuldayken."
Hafifçe sırıttım.
"Sen Taehyung'dan nefret edersin." dedim dirseğimi masaya yaslarken. "Yoongi de orada olacak." Tam beklediğim gibi, köpek gibi peşinden koşuyordu. Yoongi biraz insanlık namına onunla konuşuyordu ve Jennie bundan çok büyük şeyler çıkarıyordu.
Pizza bittiğinde ellerimi çırptım ve bardağın dibindeki şarabı hızlıca içtim.
Masayı toplarken çantasını alıp akşam geleceğini söylemişti.
Akşam olmuştu, Jennie ve Jisoo gelmişti. Üstüme beyaz ince bir crop jumper ve zümrüt yeşili kısa şort giymiştim. Gözlerimi ovuştururken başımı duvara yasladım.
"Kurt gibi açım." Jisoo yerinde debelenirken cam kapıyı açtım ve ikisini çağırdım. "Az daha unutuyordum." Oturma odasına geri döndüğümde hiç açmamış olduğum şarap şişesini aldım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
show your body | liskook
Fanfictionlaralaris: selam ateşli çocuk laralaris: aslında daha sonra yazacaktım ama sana baktıkça üstüne atlayasım geliyor laralaris: bak, biliyorum okulda çoğu kız seninle yatma ya da sevgili olma peşinde ben diyorum ki kaynaşabiliriz? hah jeongguk: hoşt ©b...