games

4.9K 342 285
                                    

Dudaklarımı ıslatırken iki eliyle kalçamı kavradı ve dudaklarıma usulca uzandı. Kendimi ona daha çok bastırırken beni yatağa yatırdı ve dilini aheste aheste göğsümün arasında gezdirdi. Ellerimi saçlarına daldırıp hafifçe inledim.

"Ah Lisa." Göğüslerimden yavaşça boynuma uzandı ve sertçe öpmeye başladı. Dudaklarımdan istemsizce iniltiler çıkarken yatakta doğrulup kucağına oturdum. Birkaç saniyeliğine birleşmiş dudaklarımızı ayırdık ve boynumu öpmeye devam etti.

Bir eli belimi sıkıca tutarken diğer eli vücudumda arsızca geziniyordu.

İstemsizce inlemeye başladığımda daha da hızlandı ve dudaklarımı şehvetle öpmeye başladı. Eliyle kalçamı sıkarken hafifçe inledim.

"Uyansana!"

Kafama yediğim yastıkla neye uğradığımı şaşırmıştım. Başımı tutup koltukta doğrulurken karşımda duran kızlara baktım.

"Ne var?" 

Sehpadaki su bardağını aldım ve usulca dudaklarıma götürdüm. Jennie elindeki yelpazeyle yüzüme hava yaptığında koluna vurdum.

"40 dakikadır kapıyı çalıyoruz, çilingir çağırdık." dedi Rosé.

Yerdeki içki şişelerine bakarken birine uzandım ve kafama diktim. Jennie elimdeki çekip sehpaya koydu.

"Bir gün gebereceksin şu meret yüzünden!" dedi, onu umursamayıp yüzümü ekşittim. Başım çatlıyordu, bacaklarım istemsizce titriyordu ve o gördüğüm rüya...

Hayır kabus olmalı!

Tuvalete hızla adımladım ve klozetin önünde diz çöküp dün içtiğim her şeyi çıkardım. Her sabah böyle olmalı mıydı? Uzun zamandır içmediğim için dibine vurmuştum ve beni çok kötü çarpmıştı.

Kağıt havluyla dudağımı sildim ve yüzümü soğuk suyla yıkayıp havluya sildim.

"Kesin blumia oldu hemen hastaneye gidelim!" Rosé Jennie'ye bağırdığında yüzümü ekşittim.

"Salak mısın? Hasta değilim, dün ipin ucunu kaçırmışım o kadar."

Jennie yanıma gelip belime sarındı. Gözlerimi kapatıp uyumak istiyordum fakat boğazımdaki yumru buna engel oluyordu. Beni koltuğa oturttuğunda Rosé elindeki ıslak bezi yüzümde gezdiriyordu.

"İyiyim ben ya!"

İkisini itip merdivenlerden aşağıya indiğimde yıldız gibi parlayan iki göz gördüm. Onun burada ne işi vardı?

"Aaa, Jungkook geldi. Söylemeyi unuttuk." Rosé merdivenlerden inip konuştuğunda kusmama ramak kalmıştı. Elimle ağzımı tutarken tuvalete koştum ve daha demin yaptığım işlemi tekrarladım. 

Bir haftadan sonra kusmak iğrenç bir duyguydu, en azından önceden sürekli kustuğum için alışmıştım.

"İyi misin?" 

Yüzünü görmemiştim fakat endişeli olduğu sesinden anlaşılıyordu. Elimle dudağımın kenarını sildim ve kağıt havluya uzandım.

"Bakma bana!" 

Beni böyle iğrenç bir durumda görmesini isteyeceğim son kişi oydu. Birkaç adım sesi duyduktan sonra kendime gelmiştim. Alkolden midir beynim bazı şeyleri algılamıyordu, aklım zihnimin izbe yerlerinde saklanmış anıları geri yüklüyordu.

Bastırmaya çalıştığım duygularımdı, o zamandan beri hiçbir duygu hissetmemiştim.

"Her gün içip içip kusuyor mu?" Jungkook başparmağını üstümde tutup beni işaret etti ve Jennie'ye meraklı gözlerle bakmaya başladı.

show your body | liskookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin