Hiç Bir Şey Göründüğü Kadar Kötü Değildir

55 1 0
                                    

Keyifli okumalar...:)))

**************** 

“Hiçbir şey göründüğü kadar kötü değildir” bu cümle eskimiş, yeşil, soluk ciltli bir şiir defterinin üzerinde yazıyordu. Umutla baktığım bu yazının asıl anlamını şimdiye dek çözebilmiş değildim.

Belki de hayatın hala sakladığı güzellikler olduğunu, umudun hiçbir zaman bitmeyeceğini, yarının yaşamaya değer olacağını düşünüyordum. Şimdi baktığımda toz pembe gözlüklerini takmış bir çocuktum yalnızca kendi küçük dünyasında her şeyin iyi olacağına inanmış aptal bir kız.

Fakat artık anlıyorum cümlenin ne kastettiğini hiçbir şey göründüğü kadar kötü değildir diyordu, daha da kötüdür.

Kapı şiddetle bir kez daha çalınırken ben hala yerde oturmuş boş bakışlarla uzaklara bakıyordum. Ne yapabilirdim ki? Ya da benden ne yapmamı bekliyorlardı? Deniz’i suçlamıyordum. Aslında zaten bu halim için kimsede kusur bulacak değildim, bulmamalıydım da. Tüm suç kendi küçük dünyasının duvarları arasından dışarıyı göremeyen, zayıf, güçsüz ve akılsız olan bendeydi, yalnız bende.

“Yağmur çık konuşalım” cevap vermedim veremezdim de, o kimdi? Tanımadığım bir adamla konuşmamam gerekirdi.

“Yağmur birazdan kapıyı kıracağım” bu tehdidi karşısında dudaklarım hafifçe iki yana kıvrıldı bu duygusuz içi boş bir gülümsemeydi. Kapıyı kırabileceğini biliyordum ama umurumda değildi zaten bu plan her neyse ya kapının dışındaki adamdan ya  babasından zarar gelecekti bana ertelemenin kaçmaya çalışmanın anlamı yoktu istemiyordum da ne olacaksa olsun bitsin istiyordum çökmüşlük hissi her yeri kaplamış odamda matem havası yaratmıştı.

Kapı derin bir sesle menteşelerinden ayrıldı ve o içeri girdi ben de ayağa kalkarken elimle masamın üzerinden destek aldım. Bedenimin gücü kalmamıştı. Karşısına dikilirken gözlerimi kaçırmadım.

“Yağmur başta her şey böyle başladı ama sonradan değişti, seni koruyacaktım babamdan, o gelmeden önce sana her şeyi anlatmak üzereydim”

Yine cevap vermedim artık diyeceği şeyler beni pek fazla ilgilendirmiyordu.  Yabancı bir adamın sesiydi artık gözlerine bakmamaya çalıştım çünkü mavi gözlerinin içine bakmam içimdeki her şeyi gururumu yere savurarak ona yeniden inanmama neden olabilirdi. Deniz gözleri artık benim için bir şey ifade etmemeliydi olsa ki.

“Umurumda değil” dedim usulca Deniz demek istemiyordum ona Deniz benim için çok özel bir kelime olmuştu şu üç ayda ve öyle kalmasını istiyordum.

Anılarımın üstüne hızlıca bir kilit vururken karşımdaki adamla nasıl konuşmam gerektiğini bile bilmediğimi fark ettim. Rahatsızlık duygusu düşüncelerimi esir alırken geri geri yürümeye başladım yine kaçıyordum sanki bir faydası olacak gibi sanırım ciddi anlamda bir şokun içindeydim arkanda balkon olmasını önemsemeden geri geri gitmeye devam ettiğimde onun sert artık eskisi gibi şefkat dolu olmayan sesini işittim.

“Dur”

Dudaklarından çok kısık bir emir gibi dökülen bu cümle gerginliğimi bir kat daha artırmıştı Deniz bana hiçbir zaman emir vermezdi. İç sesim “Öyle bir Deniz hiç var olmadı Yağmur” dedi acımasızca.

Gerçek keskin ve ani gelen bir bıçak gibi sırtıma saplandı ve ayrılmadı. Bana ne yapacağı belli olmayan bir adamla aynı evdeydim ve tutunacak tek bir dalım yoktu.

“Yağmur lütfen bekle doğru dürüst konuşalım” dedi çaresizce lütfen derkenki ses tonu bana Deniz’i hatırlatmıştı kanmamalıydım.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Dec 13, 2014 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

ISLANAN MASALHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin