•
Taeyong,
Sakin kalmaya çalışarak:
'Yani? Bunun hakkında ne yapacaksın?' diye fısıldadım.
'Sadece bu işini etkiliyor mu yoksa etkilemiyor mu bana kanıtlamalısın.' dediğinde kafamı iki yana salladım.
'Anlamadım?'
Elini yavaşça boynuma doğru ilerlettiğinde yutkundum.
'Mesela şarkı söylerken birisi sana böyle dokunsa? Sesin stabil kalabilir mi?'
Jung Jaehyun oyun oynuyordu ama bilmediği bir şey vardı. Ben sırf idol olup herkese yanıldıklarını göstermek için her şeyi yapardım.
Ellerimi yavaşça onun boynuna götürerek okşadım.
'Bay Jung. Ben böyle size dokunsam sizin sesiniz stabil kalabilir mi? Sanmıyorum.'
Geri çekildi. Yüzünden ne hissettiği pek belli olmuyordu.
'Eve gitmen gerekmiyor mu?' dediğinde omzumu silktim.
'Bir evim yok. Eşyalarım kullanılmayan bir prova odasında duruyor. Onları alıp yurda geçeceğim.'
Şaşırmış görünüyordu.
'Ailen nerede peki?'
'Bilmem. Gitmeme izin verecek misin artık?'
Birlikte odadan çıktıktan sonra prova odasına doğru ilerledim. Arkamdan baktığını hissedebiliyordum, aklında sorular vardı, işin kötü yanı erkeklerden hoşlandığımı da öğrenmişti.
Dudağımı okşayışı aklıma geldiğinde sanki şu an yaşıyormuş gibi ürperdim. Kafamdan bu düşünceyi atmaya çalışarak odaya girdim ve eşyalarımı aldım. Yurda gitmek için şirketin arabasına binerken aklımda hâlâ o vardı.
Araba bizi lüks bir apartmanın önüne bırakırken ağzımız açık bir şekilde apartmana baktık. En üst katındaki tripleks daire bizim yeni yurdumuzdu. Odaların başına isimlikler asıldığı için Yuta'yla çatı katındaki odamıza gittik. Birbirimizle biraz ingilizce birazda translater aracılığıyla konuşurken onu sevdiğimi fark ettim. Harika biriydi.
Doyoung, yan oda arkadaşımız, Winwin'le, Jaehyun'un geldiğini söylemek için odamıza geldiğinde çıktık. Merdivenlerden aşağı inerken Yuta, odadan aldığı havluyu bana verdi. Çünkü duş aldığım için saçım hâlâ ıslaktı ve kurumaya ihtiyacı vardı.
Yuta bir erkeğe göre uzun sarı saçlarımı gülerek kurularken Jungwoo'yla ve Winwin'le birbirimize en sevdiğimiz yemekleri soruyorduk.
İçeri girdiğimizde Jaehyun'la göz göze geldim. İlk saçlarımı kurutan Yuta'ya, sonra da bana baktı. Kaşlarını kaldırdığında yüzümü çevirdim. Bakışları hoşuma gitmemişti.
Sonunda oturduğumuzda tanıştık, yapacağımız şeyleri konuştuk. Birkaç görevli gelip kilo ve boy ölçümümüzü yaptı. Yarından itibaren spor salonunda gidip diyete başlayacaktık. Haftalık programlarımızı aldığımızda bu haftanın çok ağır olmadığını fark ettim. Zaten stajyerdik, ne kadar ağır olabilirdi ki?
Jaehyun, Mark ve beni dışarı çağırdığında birbirimize bakarak odadan çıktık.
'İkiniz de hem rapper hem de vokalsiniz, öyle değil mi?' dediğinde Mark:
'Rapperız ama şarkıya göre vokal de olabileceğimiz söylendi.' dedi yavaşça.
'Tamam Mark. İkinizin eğitimiyle özel olarak bir hoca ilgilenecek. Sen içeri geçebilirsin. Ben Taeyong'la biraz daha konuşacağım.'
Mark kalmamı ister misin anlamında bana baktığında kafamı sallayarak gitmesi için onu ikna ettim. Hafifçe gülümseyip giderken Taeyong:
'Bakıyorum şimdiden anlaşmaya başlamışsınız.' dedi.
Kafamı salladım.
'Grup arkadaşlarından birine aşık olacaksın diye korkuyorum. Hatta belki Yuta'ya.' dediğinde sinirlenerek onu yavaşça ittim.
yutae shippercılarının göz yaşı pıt*
'Erkeklerden hoşlanmam her erkeğe aşık olduğum anlamına gelmiyor gerizekalı. Ayrıca burada benden başka erkeklerden hoşlanan kişiler bile olabilir. Bunun dramasını neden yaptığınızı da anlamış değilim. Sonuçta şarkıcıyım, insanların sadece sesim, dış görünüşüm ya da dansımla ilgilenmesi gerekirken kimden hoşlandığımdan onlara ne?' dediğimde beni onayladı.
'Kimsenin sana bir şey dediği yok.'
'Ama sen dedin?'
'Hoşuma gitmediği için söylüyorum.'
'Senin hoşuna gitmek için çabalamam mı gerekiyor anlamadım hem...'
Dudaklarıyla sözümü kestiğinde ne yaptığını bile anlayamadım. Ellerini yüzüme koyup beni hafifçe kendine çekti. Tam bir öpücük sayılmazdı. Sadece dudaklarını dudaklarına bastırmıştı. Dudaklarını hafifçe kıpırdattığında öpücüğün daha fazla ilerlememesi için geri çekildim.
Hoşuna gitmemesinin sebebi bu muydu yani?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
boss| jaeyong ✓
FanfictionJung Yoonoh, idol olarak için girdiği şirkette uzun yıllar çalıştıktan sonra şirketin başına geçmişti. Lee Taeyong'un ise başvurduğu bütün şirketlerden reddedildikten sonra kalan son şansı Yoonoh'nun şirketiydi. Ve bu şirkete kolayca girmek için pa...