nine

1.4K 113 27
                                    

•

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Jaehyun,

'Lanet olası haberi yayınlamadan önce düşünecektin orospu çocuğu!'

Telefondaki adama bağırdığımda asistanım ve şirketteki diğer önemli kişiler irkilerek oturdukları koltuklara daha sıkı tutundular.

'Ben bu skandaldan gayet rahat bir biçimde çıkarım. Ama sen ve şirketin artık bizle çalışamayacaksınız.'

Telefonu kapattığımda öfkeyle masanın üzerindeki cam su şişesini devirdim.

'Şimdi ne yapacağız?' diye sordum benden emir bekleyen bu adamlara. 'Ne yapacaksanız yapın.'

'Efendim. Anlamıyoruz. Reddederiz biter. Bir rookie ve montorunun dışarı çıkıp bir şeyler yemesi ya da bir parkta oturmasından doğal ne olabilir ki?'

Bay Kim tedirginlikle konuştuğunda Sekreter Kim onu susturdu:

'Tabi bir de Han Nehrinin kıyısındaki randevunuzun fotoğrafları var. Ama el ele tutuştuğunuz fotoğrafı nasıl açıklayabiliriz bilmiyoruz efendim.'

'Avukat Min Soo. Bu haberi yayınlayan herkese dava açıp fotoğrafların kaldırılmasını sağlayın. Netizenleri de kontrol altında tutacaksınız.'

'Ama efendim...'

'Bay Jung. Bu bizim ilk skandalımız değil. Bay Kim'in de dediği gibi reddederiz biter. Neden bu kadar tedirgin olduğunuzu anlamıyorum.'

'Tedirginlik öyle mi?' dedim Sekreter Kim'e bakarken. 'Bütün o insanların yorumlarıyla aşık olduğum kişiyi intihara sürüklemesini izleyemem. Bunu daha önce kaç defa izledik. Ben diğer şirketlerin ceoları gibi değilim. Bunu kendi sanatçıma yapmayacağım.'

'O zaman ilişkinizi açıklamaya ne dersiniz?'

Halkla ilişkiler müdürü Bayan Dong şaşkınca bakarken ona döndüm:

'Bu işe yarar mı Bayan Dong?'

'Bu işe yarar ama Bay Lee için daha büyük bir sorun olmaz mı? Reddetmek daha iyi değil mi?' diye sordu yavaşça.

'Onunla konuşmalıyım. 1 saatlik mola veriyoruz. Gidebilirsiniz.' dediğimde ayaklandılar.

Johnny'nin telefonunu aradığımda uykulu bir sesle açtı.

'Efendim? Jaehyun?'

'Bana Taeyong'u verebilir misin?' diye sordum hemen. 'Acil durum.'

'Yine ne oldu? Uyuyor sanırım. Ha uyumuyormuş.'

Birkaç patırtı sesi geldikten sonra kapı kapanma sesini duydum. Daha sonra da duymayı beklediğim o ilahi güzellikteki sesi:

'Jaehyun? Ben... Çok özür dilerim.'

'Sevgilim. Şimdi bunu konuşacak zaman değil. Sen bir şey yapmadın. Önümüzde iki seçenek var. Reddetmek ya da onaylamak. Reddedersek her şey daha kolay olacak Taeyong.'

'Bilmiyorum.' diye fısıldadı yavaşça. 'Sen ne yapmak istiyorsun?'

'Ben sana bağlıyım. Ama içimden geçen şey her şeyi açıklamamız. Böylece her ne kadar nefret alsak da ilişkimizi düzgünce yaşayabiliriz. Kimseye hesap vermeden, gizlilik olmadan.'

Birkaç dakika düşündüğünü duydum. Onaylayacağından neredeyse emindim çünkü olumlu mırıltılar çıkarıyordu. Aniden duraksadı. Daha sonra:

'Reddedersek kesin inanacaklar mı?' diye sordu sakince.

'Ben... Evet. Elimizde aksi kanıtlar da var.'

'O zaman reddet.' dediğinde şaşırarak sordum.

'Emin misin? Taeyong bak...'

'Bunu gruba yapamam.' diye fısıldadı yavaşça. 'Özür dilerim. Özür dilerim. Sevgilim, bunu onlara yapamam. Onlar benim ailem.'

Burnunu çektiğini duyduğumda sakin kalmaya çalışarak ona sordum:

'Birkaç sene önce yaptığın gibi yine arkadaşlarını bana tercih ediyorsun yani?'

'Özür dilerim.' diye fısıldadı tekrardan.

Lee Taeyong telefonu kapattığında telefonum kulağımda öyle kalakaldım. Ailesini kaybetmiş bir çocuk, o insanları kendine aile bilmişti ve onları sonuna dek korumak istiyordu.

Belki de Lee Taeyong beni hiçbir zaman ailesi olarak görmeyecekti.

boss| jaeyong ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin