2

1.1K 162 129
                                    

Umarım bu sefer oy ve yorum konusunda 1. bölümdeki hayal kırıklığını yaşatmazsınız. 

tanıtımda bazı şeyler söylemiştim bunu dikkate alırsanız sevinirim.

bu bölümde bazı sorularınıza cevap bulacağınız için bekletmekten vazgeçerek atmak istedim.

satır arası yorumlarınızı bekliyorum.

Keyifli okumalar

🧡

Miley'nin anlatımından...

Amerika'ya taşınmamın üzerinden tam iki yıl geçmişti. Aslında bu süre bir çok insan için uzun olmayabilirdi ama bana iki asır gibi gelmişti. Belkide hayatımda ilk defa zamanın bu kadar yavaş geçtiğini hissetmiştim. Arkaya dönüp baktığımda kocaman bir boşluk görüyordum. Evet, belki iyi bir iş sahibi olmuştum ama o kadar yalnızdım ki hissettiğim bu boşluğu ne iyi bir meslek ne de para doldurmuştu.

Kaybolmuş gibiydim resmen. Yaptığım çoğu  aktiviteden zevk bile alamıyordum. Günler öylesine akıp gidiyordu ve ben günler geçtikçe yaşamanın gereksiz olduğunu düşünmeye başlıyordum.

Onu özlemiştim. Bu kadar büyük bir özlemi sadece babama karşı duymuştum. Onun dışında hayatım boyunca kimseyi bu kadar çok özlediğimi hatırlamıyordum. Hayatım onunlayken mükemmeldi, ilk başlarda sorunsuzdu. Bana yaşamam için geçerli bir sebep vermişti. Hayatımın merkezi olmuştu adeta.

Ama şimdi yanımda değildi ve yokluğu beni öldürüyordu.

Lise bittikten sonra onunla üç koca yıl geçirmiştik. ilk başlarda her şey çok güzeldi. Lise döneminde yaşadığımız o tutkulu aşkı yaşamaya devam etmiştik hatta evlilik adımlarını atmaya bile hazırdık.

Ama her şey o şekilde toz pembe kalmamıştı. Bir süre sonra ikimizde değişmiştik. Kavga ediyorduk, hemde Her gün. Çoğu zaman kavgaların neyden dolayı çıktığını bile bilmiyordum. küçük ve saçma durumlar için aramızda kalp kırıcı tartışmalar çıkmıştı.

O beni incitiyordu, ben de onu.

Bunun önüne geçemedik ve bir gün ayrılma kararı aldık. Ertesi gün pişman olmuştum çünkü Jimin olmadan yaşayamayacağımın farkındaydım. Onunla konuşmuştum, bizim için savaşmasını istemiştim, bizi kurtarmasını istemiştim ama onun cevabı koca bir 'hayır' olmuştu.

Benden vazgeçtiğini anladığım anda yaşadığım hayal kırıklığını tarif bile edemiyordum.

Öylece birbirimizden ayrı bir ay geçirmiştik. Aynı şehirde olmamıza rağmen, aynı arkadaş gurubuna sahip olmamıza rağmen birbirimizi bir ya da iki kere falan görmüştük. Daha sonra Amerikalı bir arkadaşımdan bir iş teklifi almıştım. Teklif cazip gelmişti ve Jimin'e haber bile vermeden gitmiştim.

Ve deli gibi pişmandım.

Beni hiç aramamıştı. Bir kere bile konuşmamıştık. iki yıldır ne sesini duymuş ne de yüzünü görebilmiştim. Benden nefret ettiğini biliyordum ve bunu bilmek beni öldürüyordu. Keşke zamanı geriye alabilseydim ama maalesef ki bu mümkün değildi.

Elimde tuttuğum sıcak kahvemden bir yudum alarak bilgisayarımın karşısına geçtim. Gönderilen bir kaç yeni mail vardı. Sırasıyla en başta olana tıklayıp açılmasını sağladım. Ardından okuyarak inceledim ama okuduğum her satırda şaşkınlığıma engel olamıyordum.

𝑺𝒂𝒓ı𝒔̧ı𝒏²| 𝑱𝒊𝒎𝒊𝒏✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin