Bir ay olmuş resmen. Nasıl oldu hiç anlamadım. Üzgünüm.
Son iki bölüm
😔Keyifli okumalar
❤Siyah şişme montumun fermuarını çekerek önümü kapattım ve ellerimide montumun cebine koymayı ihmal etmedim. Bulunduğumuz dağlık bölge şehir merkezine kıyasla oldukça soğuktu.
"Sen iyi misin?"
Dizlerimi soğuktan dolayı istemsizce hareket ettirirken bakışlarım hemen karşımda duran Jihyun'a kaydı. Yanakları ve burnu kızarmış oldukça sevimli duruyordu ama çok üşüdüğünü görebiliyordum.
"Çocuğum içerde dondu resmen."
Söylediği şeyle sesli bir şekilde güldüm fakat bir yandan da içinde bulunduğumuz durumdan dolayı kendimi çok sinirli hissediyordum.
"Taehyung, o anahtarı bir an önce bulmazsan donabiliriz."
Hafta sonu birlikte ufak bir etkinlik yapmaya karar verip ormanlık olanda bulunan bu eve gelmiştik fakat Taehyung sağ olsun içeri giremiyorduk.
"cebime koymuştum ya."
Söylenerek tüm ceplerini aramaya devam ederken hemen yanında duran Yoongi'nin ciddi bakışları onu buldu.
"Ben senin yapacağın işi..."
Lafını bölen şey ise bir eli karnının üzerinde duran Jihyun'un uyarı dolu öksürüğü olmuştu. Yoongi bunun üzerine yalandan bir şekilde gülümseyip lafına devam etti. "Seveyim."
Umutsuz bakışlarımı etrafta gezdirdim. ıssız bir yer olmasına rağmen etrafta bir kaç ev vardı ve bu da biraz olsun kendimi rahat hissetmeme sebep oluyordu. Açıkçası son zamanlarda çok fazla korku filmi izliyordum ve sanırım birazcık psikolojim bozulmuştu. Böyle ormanlık bir alanda bulunmak beni biraz ürkütüyordu.
Sarılma ihtiyacı duyarak etrafıma bakındım fakat maalesefki Jimin burada değildi.
"Demek ki evde unuttun Taehyung."
Namjoon'un söylediği şeyi onaylarcasına başımı salladım. Arabaya bakmıştık ve yoktu. Cebinde de olmadığına göre evde unutmuş olmalıydı.
"Acaba percerelerden birini kırıp mı girsek."
Tüm bakışlar yavaş yavaş Jungkook'a döndüğünde bize bakarak masum bir şekilde gülümsedi.
"Bence mantıklı." Diyerek ona destek verdim. Ya pencere kıracaktık ya da geri dönecektik. Tabii gidip anahtarı almakta bir seçenekti fakat burası şehir merkezine baya bir uzak olduğu için o seçeneği elememiz gerekiyordu.
"Jimin'i arayalım gelmeden Tae'nin evine bir baksın diyeceğimde eve nasıl girecek?"
"Pencereyi kırsın."
Sanırım Jungkook'un canı bugün pencere kırmak istiyordu. Etrafta gülüşmeler yankılandığında bende gülümsedim fakat Jimin'in burada olmayışı aklıma yeniden dank ettiğinde yüzüm düşmüştü.
"Benim sevgilim nerede ya?" Diye mızmızlandığımda tüm bakışları üzerimde hissettim.
"Teknik olarak artık nişanlın."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝑺𝒂𝒓ı𝒔̧ı𝒏²| 𝑱𝒊𝒎𝒊𝒏✔
FanfictionSonsuzluk hakkında konuşmayı bırak, her zaman her şeyin sonu vardır.