12. bölüm

427 79 182
                                    

Bu bölüm daha uzun oldu keyifli okumalar dilerim bebeklerim hepinizi öpüyorum:)

♡♡♡

Fotoğrafı gönderdim, daha birşey yazmadı.
Ezgi yakalamış olabilir miydi?
Ayy lütfen yakalamasın.

(Ya yakalamamıştır Eylül motive et kendini mutlu et, en kısa zamanda sana yazacak buna emin ol.)

Aylar öncesinde kaybolan iç sesim beni ziyarete gelmişti. Sebebini biliyordum, çünkü o gelmişti. Onunla birlikte ruhum yeşermişti. Mırıldandım kendi kendime "hoşgeldin iç sesim. Birdaha gitme olur mu?"

(Ay kız hiç gider miyim ben. Ben hep senin içindeydim sadece ruhunu acı kaplamıştı. Acının sesinden benim sesimi duyamıyordun olay bu.)

Heh sonunu böyle bitirmek zorunda mıydın ne güzel şiirsel takılıyorduk dedim ve aylar sonra kendime göz devirdim.

Onu bile özlemistim. Iç sesimle konuşup kendime kızmayı...

Telefonum çalmaya başladı. Yabancı bir numaraydı. Acaba o olabilir miydi?
Ya da Orçun?
Şuan Orçunun esprilerine ihtiyacım vardı.

Telefonu 3. Çalışında açtım.

" Eylooooş nerelerdesin özleştiiik."
Bu Orçundu o kadar özlemiştim ki onu. Gözlerim doldu o an. Ağlayacaktım, sonra bir ses duyuldu telefondan;

- oğlum kim ile konuşuyorsun gece gece. Manita yaptın bizim mi haberimiz yok.

Kıkırdadım kendi halimde, onlar ordaydı ben burda. Onlar eğleniyordu birlikte. Ben ise günleri bu oda da, bu yatakta tüketiyordum...

O an karar verdim, onların yanına gidecektim. Belki şimdi diyeceksiniz, ailene daha yeni kavuşmuşken nasıl onları bırakıp gideceksin?

Bırakırım, arkama dahi bakmadan giderim. Ne olacaksa olsun artık. Umrumda bile değil.

( tabi canım kusura bakma ama nah gidersin.)

- Eyloş nerdesin gı?

- Burdayım, Mavinin konuştuğumuzdan haberi yok mu?

- Yok, eğer söylersem, direk kapatır telefonu.

- Neden?

- kızım bizim oğlan çok değişti. Öyle böyle değil. Artık eski Selimi bulamazsın.

Ne demekti bu şimdi?

- Ne değişmesi ne diyorsun sen Orçun, birşey olmadı değil mi ona?

- Benim şimdi kapatmam gerek Eylül. En kısa zamanda yine arayacağım kendini üzme...

Telefonu 2,3 saniye kadar kapatmayı becerememişti. O 2,3 saniyede hayatımın şokunu yaşadım.

Bir kadın sesi duydum, bu Ezgi değildi. Ya da hizmetlilerden biri. Mavinin takma ismini söylerek girdi içeriye.

"Seliiim tatlım neredesin?"

Kimdi bu şimdi?
Mavi değişti demişti.
Ne kadar değişmiş olabilir di?
Bana bunu yapmazdı değil mi?

Bu yaşlı bir ses değildi. Gayet benim yaşlarıma sahip bir kız sesiydi...

***

Gece uyuyamadım dön sağa dön sola bir gram uykum yok.
Kimdi o kız?
Aklımdaki tek soru işareti.
Neden birden telefonu kapatmışlardı?
Ne saklıyorlardı benden?

Ben gerçekten bir salaktım, aptalın tekiydim. Girdim bloguma başladım yazmaya;

Prenses çok çabuk umutlanmıştı. Nereden bilecekti prensin gözü başka dağlardaydı.
Ne zaman mutlu edecekti hayat prensesimizi ?
Mutlu olmaya hakkı yok muydu prensesin?

OKYANUS MAVİSİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin