16. bölüm.

331 59 29
                                    

Biraz kısa oldu. Ama umarım beğenirsiniz.

Hepinizi öpüyorum😙

Keyifli okumalar...

♡♡♡

Rüyalar her zaman güzeldi benim için, içinde sen varken...

Sonra Orçun koşarak yanıma geldi. Yine saçma sapan şeyler söyledi her zaman ki Orçun. Onun bu yönünü bile özlediğimi fark ettim.

Mavi bana değil. Yanımda ki Buğra ya dikkat kesilmişti. Onu parçalayacakmış gibi bakıyordu.

( Kızım kıskanıyor bizi. Sen de gurur yapma git sarıl özlem gider. Isiyoruz biliyorum Eylül üzme bizi. Hadi sarılalım ona.)

Haklısın şuan gurur yapmamalıyım, Yapmayacağım...

Şuan onun yanına koşuyorum, gökyüzüme koşuyorum, içimdeki okyanusa koşuyorum.
Koştum, koştum, koştum. Onun yüzüne dahi bakmadan direk sarıldım ona.

( Değişmemiş.)

Evet ses değişmemiş.

Kokusu değişmemiş , gözleri değişmemiş. Yine aynı okyanuslarla bakıyor bana.
O masumlukla.

Içten içe ona çok kızgındım, hatta fazla öfkeliydim. Sevgim öfkemi bastırıyordu işte.

Yanaklarımı ellerinin arasına aldı.

( 9 ay sonra ilk kez.)

Evet ilk kez.

Sonra konuşmaya başladı;
Artık hiç susmasın istiyordum.

- Seni çok özledim. Bunca zaman seni bulmaya gelemedim. Her gün hikayedeki paragraflarını ezbere okudum. Prensesim ben seni unutamadım.

Sol gözümden bir damla yaş akarken. Hiç değişmeyen o elma kırmızısı dudaklarını dudaklarıma değdirdi. Hayat o an durdu benim için, evet herkes bize bakıyordu. Hatta Buğra bile ama umrumda değildi. Prenses prensini bulmuştu. Birdaha bırakmamak üzere.

Alnımı alnına yasladı. Konuşmaya başladım susmaya niyetim yoktu;

- Bende seni çok özledim Mavi. Nerdeydin?
O cümleleri sana zorla söylentiler değil mi?
Biliyordum ben. Benim Mavim bana böyle şeyler söylemez ben biliyordum.

Tutamıyordum kendimi, ağlıyordum. Sonra kolumu bir elin tuttuğunu gördüm. Ayırmaya çalışıyordu bizi. Bağırmak istiyordum, ayırmayın bizi demek.

Evet korumalardan biriydi bu adam. Bağırmaya başladım.

" Yapmayın, ondan ayırmayın beni."
Almayın onu diyordum, duyan yoktu, takan yoktu.

Bir bebek gibi Mavinin kollarından alındım, Buğranın yanına atmışlardı beni. Mavi çırpınıyordu, gelemiyordu yanıma. Konser devam ediyordu. Kimse bu iç savaşı fark etmiyor gibiydi.

Sonra birden annemin sesini duydu kulaklarım;

" Annecim kendine gel, Eylül uyan!"

Bu rüya mıydı cidden?
Ben onu öpmemiş miydim?
Mavi beni özlememiş miydi?
Orçun'un konuşmaları sadece bir rüya mıydı?

Hayır ,hayır ,hayır.
Ve uyandım.

Annem başımda, babam başımda hatta Buğra Buğra bile burada. Ama onlar yok.

- Anneciğim iyi misin?
Al suyunu iç, kendine gel kuzum.

- Ne oldu bana?

- Uyuyakalmışsın, Buğra geldiğinde uyuyordun. Buğra da bırakın uyuşun dedi. 2 saattir uyuyorsun. Iyi misin anneciğim?

( iyi miydik?)

Hayır ses hiç iyi değildik...

- Anne beni Buğrayla tek bırakır mısınız?
Onunla birşey konuşmam gerek.

Kalktılar sonra çıktılar odadan. Hiç itiraz etmeden.
Buğra direkt yanıma geldi ve;

- Kızım ne oldu, sana?

- Konsere gidemedik özür dilerim.

- Boşver şimdi konseri. Neyin var?

- Onları gördüm Buğra. Ikimiz konsere gitmiştik, sonra onları gördüm. Orçun bana sarıldı, konuştuk. Mavi bana okyanuslarıyla baktı, beni öptü. Buğra yemin ederim çok gerçekti.

Sonra uyandım. Buğra ben ne yapacağım?
Bana yardım et.

Ilk defa birinden yardım dileniyordum. Bu sefer gerçekten ama gerçekten birinin yardımına ihtiyacım vardı. Mutlu olmak için kendi kendime yetemiyordum, gücüm yoktu artık belkide...

- Eylül bak biliyorum. Üzgünsün için özlem dolu. Yapma bunu kendine, o gitti kabullen bunu artık.

(Kabullenmemiz lazım, o artık yok. Mutlu olmamız lazım, birtek biz varız. O yok, unutma o yok!)

O yok...

Mırıldandım kendi halimde, mırıldanmama rağmen kalbim atmıyordu. O cümle bile beni. Darbelerken onu hayatımdan çıkarmak.

Buğra ayaklandı ve;

- Ben gidiyorum, bu gece düşün taşın. Beynini topla yarın yeni bir Eylül istiyorum hayatımda.

Çıktı odadan...

Bloğuma girdim her zaman ki gibi. Klavyenin üzerinde gezindi parmaklarım yazmaya başladım, gözyaşlarım yanaklarıma süzülürken...

Prenses onu o kadar özlemiştir ki. Artık rüyasın da gördüğü zaman bile gerçek sanmaya başlamıştır. Oysa prensesin bir şeyden haberi yoktur. Prensi onu hala düşünüyordur, onu unutmamıştır.
Unutamaya dahi niyeti yoktur...

( Mavi'nin anlatımıyla.)

Nefes nefese uyandım, yaklaşık 2 saatlik uykumdan. Onu görmüştüm, aylar sonra ilk kez rüyama girmişti. Vakti gelmişti, onu bulacaktım ve buraya getirecektim. Babasından, polisten dahi korkmadan yapacaktım bunu. Ben prensesim için, belkide hayatımın hatasını yapacaktım olsun;

Cezalar her zaman güzeldi benim için, içinde sen varken...

♡♡♡

Ağladım, gerçekten. Tutamadım kendimi ve ağladım.

Artık Mavinin Eylülü bulması gerekiyor bence:)

Mavi neden polisten korkuyor?

Ve Mavi Eylülü bulabilecek mi?

Yorumlarınızı bekliyorum.
Oy vermeyi unutmayın...

OKYANUS MAVİSİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin