Bölüm 4: İş Üstünde

946 89 129
                                    

Günümüz

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Günümüz

"Masa beşe iki sade filtre kahve!"

Genç kız arkasında kalan mutfaktan kendisine seslenilmesini duymamış, tek odağı olan adama dikmişti gözlerini. Sırtı kendisine dönüktü, girişe yakın bir masada oturuyor kahvaltısını yapıyordu. Neredeyse bir haftadır onu takip etmişti Meredith. Kelvin adamın her sabah o kafede kahvaltı yaptığını öğrendiğinde garson olarak işe girmenin bir yolunu bulmuş, adamın her bir hareketini takip etmeye başlamıştı. Bu öncekiler gibi değildi. Çok, çok daha dikkatli olmalıydı.

"Gallagher, duydun mu?"

Genç kız başını iki yana sallayarak kendisine gelebilmiş, elinde sıkıca kavradığı not defterini önlüğünün cebine sıkıştırarak mutfak ile kasayı ayıran tezgahta siparişleri tepsisine alarak masaları arasına dalmıştı. Beş numaralı masaya giderken bile gözleri kahvaltısını yapan adamdaydı.

Kahve dolu bardakları karşılıklı oturan iki genç kızın önüne bırakmış, teşekkürlerine karşılık tebessüm ederek tezgahın yanına tekrardan geçmişti.

Masada hareketlenen adamı fark ettiğinde elindeki boş tepsiyi sıkıca kavramış, kalkacağını düşünerek tetikte beklemişti. Dışarı çıkacak olsa peşinden koşmaya hazırdı. O gün işi bitirmesi gerekiyordu çünkü. Fazla oyalanmışlardı ve adam şüphe etmeden istediklerini almalılardı.

Takım elbiseli adam kalkmak yerine arkasını dönmüş, olduğu yere baktığı sırada hızla gözlerini kaçırarak tezgahın üstündeki bezle yüzeyi siler gibi yapmıştı. Adam kendisini fark etmiş miydi yoksa?

"Garson!"

Yanındaki iş arkadaşı kendisinden önce davranmış, siyah saçlarını gelişigüzel toplayarak kendilerine seslenen adamın yanına ilerlemişti. Arkasından sıkıntıyla nefesini vererek kollarını göğsünde birleştirmiş, siparişi almasını izlemişti. Kendisi önce davransaydı belki de işini çoktan halledebilecekti.

Siparişi alan kız mutfağa gelmiş, siparişi aldığı fişi içeridekilere bırakarak hemen yanında durmuştu.

"Ah, adam doymak nedir bilmiyor. Çok yoruldum!" Kız kendi kendine söylenirken cebindeki telefon çalmaya başlamış, mutfaktakiler seslenmişti.

"Masa ikiye sütlü çay!"

Esmer kız bir hazır olan siparişe, bir kendisine bakmış, cebindeki telefonu çıkararak seslenmişti.

"Meredith, sen götürebilir misin? Söz veriyorum hemen döneceğim."

Kız telefonunu yanıtlayarak uzaklaştığı sırada dudaklarında memnun bir gülümseme yer edinmiş, tezgahın altındaki çantasından yanında getirdiği tableti tepsisinin altına gizleyerek çayı da aldığı gibi masaya emin adımlarla ilerlemişti. O kısa mesafe kendisi için uzadıkça uzamıştı sanki. Aklında ne yapacağını tartıyor, yakalanmamak için dualar ediyordu.

Friends or Enemies/Peter ParkerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin