Günümüz
Genç kız ellerini lavabo mermerine yaslayarak aynadaki yansımasına sıkıntıyla nefesini vererek bakmış, dilini dudağındaki yaranın üzerinde gezdirerek dün olanları düşünmüştü. Peter'ın kendisine vurduğuna ve kendisinin de ona vurduğuna inanamıyordu. İşler iyice çığırından çıkmıştı.
Omzuna düşen dağınık sarı saçlarını geriye atarak son bir kez yansımasına bakmış, açtığı musluktan yüzüne su çırparak kendisine gelmesini sağlamıştı. Soğuk su yüzünden üşüse de iyi geldiğini inkar edemeyecekti. Kendine gelmeye ihtiyacı vardı.
Banyodan çıkarak aşağı kata inen merdivenleri çabucak inmiş, kenardaki spor ayakkabılarını ve askılıktaki ceketini giyerek kapının yanında duran aynada üzerini kontrol etmişti. Rahatlık kendisi için daha önemli olduğundan basit bir tayt ve tişört giymiş, üzerine deri ceketini almıştı.
Fena görünmediğinin kanaatine varabildiğinde sırt çantasını alarak kapüşonunu başına geçirmiş, evden çıkmak için hareketlenmişti ki kapının açılmasıyla olduğu yerde kalakalmıştı. Kelvin evde değildi ve onun rahatlığı ile çıkıp gidecek, o dönmeden eve geri dönecekti. Böylelikle ona nereye gittiği hakkında yalan söylemek zorunda kalmayacaktı. Fakat yaptığı bu plan bariz bir şekilde iptal olmuştu. Çünkü genç adam direkt olarak karşısında şaşkın bakışlarla kendisine bakıyordu.
"Nereye böyle?"
Meredith ceketini çıkararak askılığa asan adamı izlemiş, kapüşonunun üstünden başını kaşıyarak omuz silkmişti. Ona yalan söylemekten nefret ediyordu.
"Evde bunaldım. Hava almaya çıkıyordum."
Kapıya ilerleyerek açmış, arkasındaki adama kısaca bakmıştı ki Kelvin'in yeniden ceketine uzandığını görmüştü.
"Sen ne yapıyorsun?" Demişti hayretle. Peşine takılmasını istemiyordu.
"Seninle geliyorum. Dün yaşananlardan sonra tek çıkmasan daha iyi olur."
Genç kız başını olumsuz anlamda sallayarak teşekkür amacıyla gülümsemiş, sohbeti uzatmamak için adımları geri geri giderken sırtındaki çantasını işaret etmişti.
"Önlemimi aldım. Geç kalmam."
Adamın bir şey demesine fırsat bırakmadan koşar adımlarla evin önünden uzaklaşmış, kısaca arkasına bakarak kendisini takip edip etmediğini kontrol etmişti. Sonuçta bu Kelvin idi. Ondan her şeyi beklerdi.
Hızlı adımlarla caddede ilerlerken ellerini cebine sıkıştırarak hareket eden ayaklarını seyrediyordu. Ne diye May'in teklifini kabul etmişti bilmiyordu. Peter kendisini görmeye tahammül edemiyordu. Şimdi onunla beraber akşam yemeği yemek, belki de muhabbet etmek zorunda kalacaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Friends or Enemies/Peter Parker
أدب الهواة"Peter..." Demişti neredeyse fısıldayarak. Karşısındaki çocuk hiçbir şey demiyor, sadece suratına bakıyordu. O arkadaşıydı. Belki de hayatında önemli bir yere koyduğu tek kişiydi. Ama onun gözlerinde öfkeden başka bir şey göremiyor, bu da ağlamak is...