1

291 9 0
                                    

Dışarı çıkıyorum, hava soğuk. Giymişim kalın mantomu, takmışım yün eldivenlerimi, atkımı, beremi. Yağan o bembeyaz ve kusursuz kar tanelerini izleyerek yürüyorum. Geçiyorum geçtiğimiz sokaklardan. Oturuyorum seninle eskittiğimiz banklara. Tek fark sen yoksun artık. Mutluluğum, nefesim, düşüncem yok. Tek bir damla yaş, gözümden aşağı düşüyor. Kokunu içime çekmek istiyorum, dırdır et kafamı ütüle ama asla benden gitme istiyorum. Seni geri istiyorum. İnan başkasında olsan, beni unutmuş olsan daha az acırdı canım. Sevmediğini yüzüme vursan bu kadar kanamazdı yüreğim. Seni toprak altında düşünmek öyle koyuyor ki, sanki zerrelere ayrılıyor yeniden yanıp kül oluyorum. Her anımda yanımda olan seni özlüyorum. Saçlarını, gözlerini, kokunu, sesini özlüyorum. Tam geleceğimiz hakkında hayal kurarken, çocuklarımızın isimlerini düşünüp şakalaşırken, sokakları arşınlayıp gidilmedik yer, görülmedik güzellik bırakmazken, hergün yeni şeyler keşfedip gülmeye doyamazken neden? Neden benim olucakken gittin? Neden kaybettim seni? Bir hata mı yaptım, canını mı yaktım istemeden? Böyle olmamalıydı. İnanamadım tabutunu omzumda taşıyana kadar. İnanamadım seni ellerimle toprağa verene kadar. Hala kabullenemiyorum yokluğunu. Buralardasın biliyorum duyuyorsun beni. Seni çok seviyorum sevgilim. Mezarında uyuyup hergün tekrar ölüyorum. Seni herşeyden çok seviyorum...

VİNTAGEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin