Başta inanmadığınız birşeyler giderek bağlayabiliyor sizi. Mesela geçmişe gömdüğünüz duygular bir parfümle, bir şarkıyla, ona benzettiğiniz bir kişiyle aniden ortaya çıkabiliyor. Bazen utandığınız, kırıldığınız, giderek yıprandığınız bir şeylere son veremeyip hırpalanmaya devam edebiliyorsunuz. Duygysal insanların umursamaz gözükebildiğinin tam olarak kanıtıyım. Çokta alıngan değilim aslında. En ufacık bişeyi takıp kafasında büyütenlerden değilim. Öyle şeyleri sorun etmiyorum. Ama güvendiğim insanlar beni kıracak bişey yaptığı zaman normalinden saha fazla üzülüyorum. Genelde içime atıyorum, bazende yazıya döküyorum. Mesela dışardan insanlar baktığında umursamaz, duygusuz, kimseyi takmayan bi insan olduğumu düşünüyolar. Ama bi şarkının bile neleri hatırlatıp beni iki saniyede kolaylıkla ağlatabildiğini bilmiyorlar. Bu satırları yazarken duygulanıp gözyaşlarımı tutamadığımı bilmiyolar. İnsanlara ne kadar değer verdiğimi bilmiyolar. Önyargıları yıkmak istiyorum. Kim nasıl düşünürse düşünsün yakın arkadaşlarım beni biliyo bu bana yeter. Şu gerçeği asla unutmamak gerek ki, yüzünde daima gülümseme olan insanlar çoğu şeyi içine atan, yaşadıklarını başkalarına yansıtmayan, duygu yüklü kişilerdir. İnsanlara güvenilmeyeceğini bilen, kolay kolay güvenemeyen fakat değer verdiği insanları hayatının odak noktası yapan insanlardır.
Özel dediğim insanlara güvenmek istiyorum sadece ya. Mesela gerçekten keneime çok yakın gördüğüm birisi vardı. Sanırım hayatımdaki en safça inanışımdı bi insana. Herşey öylesi güzel geçiyordu ki, onunla konuşurken o kadar iyi hissediyordum ki, hiçbişey kötü olmıycak diye düşünüyodum. Beni mutlu etmekten, üzülüp ağlamama fırsat vermiyordu bile. Sonra tabiii kiiiiiii her zaman olduğu gibi bozuldu o büyü. Onunla aynı adı taşıyan insanlardan nefret ettim. Onun parfümünün kokusunu duyduğumda o ortamdan kaçtım. Genel olarak yalnız kalmaya özen gösterdim. Gerçekten güvendiğim, sonuna kadar inandığım bi insan beni üzdüğünde hiç olmadığım kadar kırılıyorum. En çok onunla hayal kurmuştum ben. Çok garip geliyo ama bazen 3-4 dakikalık bir şarkı hayatımı tümünden etkileyip fikirlerimi değiştirebiliyor, kararlarım heyecanlı yada durgun bir müzikle değişebilir. Bu yüzden 'music is my life'. Diyecek çok şey var, anlatacak kimse yok. Şu sıralar galiba ihtiyacım olan tek şey hiç tanımadığım birine tüm aklımdan geçenleri anlatıp ondan tamamen uzaklaşmak ve asla karşılaşmamak. Bazen gereksiz yere kırıyorum çok sevdiğim bir insanı. Sonra barışmak istiyorum, üzülüyorum, pişman oluyorum söylediklerime. Sonra noluyo bilmiyorum ama gereksiz birçok sebep gözümde büyüyor kimseyle konuşmak istemiyorum. İnsanlardan soğuyorum. Herkese uzağım, çok..