Bu kısa bir bölüm olacak.Keyifli okumalar prens ve prensesleriim :)
Burçin ile aynı sabaha, aynı evde uyanacağımız ilk gün ben erken kalktım.Komidinin üzerinde duran telefonumu alıp görüş noktama getirdim.Saat 5.26'ydı.Hava hala aymamış zaten.Yattığım yerden doğruldum ve oturur pozisyona geldim.Ne yapsam diye düşünürken,birazdan günün doğacağı aklıma geldi.Güneşin doğuşunu izleyebilirdim ve not defterime bir kaç söz yazarım belki de.
Komidinin üst çekmecesinde duran not defterimi ve tükenmez kalemimi aldım.Yatağımın hemen bitişiğinde pencere olduğu için rahatlıkla izleyebileceğim.Elimde ki defter ve kalemi yatağıma bırakıp mutfağa indim.Dolaptan kendime bir tane gofret alıp geri odama çıktım.
Yatağıma oturup pencereyi iyice açtım.Hava hala karanlıktı.Düşünmeye başladım,ilham versin gecenin karanlığı.Rüzgar tenime nazikçe değip geçiyordu.Hava soğuk değildi aslında rüzgar vardı sadece.
Gökyüzünde yıldızların kayboluşunu izledim önce,sonra karanlığın gidişini.Karanlık gitmezdi ki hiç.Kalemimi iyice kavrayıp yazmaya başladım.
'Daha karanlık diye geceyi güçlü sanırdık ama siper oldu güneş saklandı gece'
Gülümsedim.Güneş doğmaya başlamıştı yavaştan.Ufuk çizgisi doğurdu güneşi yavaş yavaş.Sabah olmuştu sanırım.Telefonuma gelen bildirimle gözlerimi güneşten çektim ve telefonuma getirdim.Elimi uzatıp komidinin üzerinde duran telefonumu aldım.Bir mağazadan dı,tam telefonumu kapatacaktım satılan ürünün resmini gördüm.Önce gerçek mi diye kontrol ettim.Evet gerçekti! mutluluktan ne yapacağımı bilemezken stokta ne kadar kaldığına baktım.Sadece iki tane kalmış,sadece iki tane! Hemen yatağımdan kalktım ve dolabımdan giysi seçmeye başladım.Altıma siyah kapri taytımı,üstüme fazla kalın olmayan siyah bol sweatshirt giyip aşağı indim.Mutfak masasının üzerinde duran kağıda burçin için not yazdım
'Tatlım günaydın.Ben biraz erken kalktım.Telefonuma gelen bildirimde aylardır almayı istediğim ürünün bulunduğu mağazayı öğrendim.Sadece iki tane kalmış ve benim onu hemen almam lazım,kahvaltıyı hazırlarsan sevinirim.Fazla geç kalmam.'
Kağıdı burçinin görebileceği bir yere koyduktan sonra evden çıktım.Sokak kalabalıktı,sabah daha fazla insan oluyordu burada.Yürüdüm,kulaklığımı takıp müzik dinlemeye başladım.
'Yalnız kaldıysan,kalkıp pencerenden bir bak Güneş açmış mı,yağmur düşmüş mü? Dön bak dünyaya...'
Sabah yaptığım gibi diye düşündüm,satırlar sıralanırken.
Hava çok güzeldi.Rüzgarın tenime dokunuşu daha iyi hissettiriyordu.Birden dışarıya ne için çıktığımı unutmuştum,hızlıca koşmaya başladım.Sadece iki tane kalmıştı ve biterse,çok üzülürüm.Aylardır beklediğim oda dekorasyonu için kullanılan ışıklı şemsiyeler.Çok güzeller bir görseniz.Sadece sınırlı sayıda üretiliyor,üretildiğinde ise duyuruluyor ve bitiyor.Bu zamana kadar hiç yetişemedim,yine yetişemezsem üzülürüm.Işıklar benim için çok değerli.Caddeye vardığımda durmadım hızlıca karşıya geçmeye çalıştım ve...
Bacağımda hissettiğim acıyla inledim,bir anda iki metre geriledim ve yere düştüm.Kafamı sert çarpmıştım.Başım dönmeye başladı önce,bacağım ve diğer yerlerim çok ağrıyordu ve acıyordu.Gözlerimi araladım insanlar toplanmıştı,sonra bana çarpan arabanın kapısı hızlı bir şekilde açıldı ve siyah ayakkabılı biri yanıma yaklaştı.Eğildi yüzümü avuçladı 'ambulans çağırın' diye bağırıyordu.Bu ses.Yüzümü avuçlayan ellerin sahibi gözüm kapanmadan önce göründü.
Bulut...
Umarı keyifle okumuşsunuzdur canlarım.Bir daha ki bölümde yine keyifle okumanız dileğiyle :)
Siz benim ışığımsınız...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
IŞIKLARI YAK
Teen FictionSadece bir kitabın rastgele seçilen sayfasında bulunan bir hikaye bu.Sizde rastgele seçtiğiniz bu hikayeyi okuyun ve ışıklarınızı yansın.Rastgele gelen ve olan her şey güzeldir.Hayat tesadüfleri sever.