Merhaba canlarım^^
Yukarıda ki videoyu çeviri ve edit güzel olduğu için koydum.Dizi de güzel tabi izlemenizi tavsiye ederim...
'Işıkta bilmiyordu yandığını ve benim cennettim olduğunu.'
'Işıklar güzeldir içimizi yansıttığı sürece'
Sonunda resim çizmekten yorulup elimdeki kalemi defterin üzerine bıraktım.Neredeyse yarısına gelmiştim.Göz kapaklarımın üzerine yüklenen ağrının da etkisi olabilirdi tabi ama elimde ağrımıştı biraz.Göz kapaklarım göz altlarımla buluşmak istercesine kapanıyordu.Daha fazla dayanmanın gereği olmadığına karar verip,sandalyemi geriye çekip ayağa kalktım.Burçin ayağa kalktığımı duyup kafasını bana çevirmişti.Soran gözlerle bana bakınca
'uykum geldi canım ya.Bir saat aralıksız çalıştığımız için olsa gerek ki gözlerim de ağrıyor ve uykum geldi'.Hafif gülümseyerek başını olumlu anlamda salladı.Ben de gülümsemesine gülümseyerek karşılık verip çalışma masasının üzerinde ki eşyalarımı kucağıma doldurup çalışma odasından çıktım.Vücuduma yorgunluk çökmüştü resmen.Ağır ağır odamın kapısına ulaşıp içeri girdim.Odamın kapısından içeri süzülüp kucağımdaki eşyalarımı masamın üzerindeki yerlerine koydum.Daha sonra dolabımdan katlı olan füme rengi rahat eşofman takımımı çıkartıp yatağımın üzerine bıraktım.Ne kadar yorgun olsam da ılık bir duş mutlaka iyi gelirdi.Hem belki yorgunluğumu da uykumu da alırdı.Hoş alınmasını isteyen de yoktu.Yine ağır adımlarımı harekete geçirip banyoya ilerledim.Bazen odamın içinde bana özel bir banyo olmasını o kadar çok istiyorum ki.Burçin hala çalışma odasında olmalıydı ki,odanın ışıkları yanıyordu.Banyonun kapısını açıp içeri girdim ve üzerimdekileri çıkardım.Telefonumdan yabancı şarkı listeme girip bir müzik açtım ve dolabın üzerine koydum.Küvetin içine dolması için açtığım su yavaşça dolarken ben de şarkının sözlerini ağzımın içinde geveleyerek tekrar ediyordum.E sonuçta yabancı şarkı,bu konu da pek iyi olduğum söylenemez zaten.
'You're so hypnotizing Could you be the devil? Could you be an angel? Your touch magnetizing'
Yabancı şarkılardan en sevdiğim bu olduğu için bir ara çevirisine bakmıştım sözleri gerçekten güzeldi.Küvetin suyu yeteri kadar dolduğunda suyu aynı ayarda tutmaya çalışıp biraz kıstım ve içine girdim.Vücudum suyun içinde yavaş yavaş kendini bırakıp gevşemeye başladı.Kafamı geriye yatırıp gözlerimi yumdum.Gerçekten de ılık bir duş iyi gelirmiş.Yorgunluğumu suyun içine bırakmış gibi hissediyorum ama arınabilir miyim bilmiyorum.Bugün benim için her anlamda yorucuydu.Suyun altında bir şey düşünmemeye çalıştım ama düşünmemeye çalışırken bile düşünüyorum zaten.Aklıma Bulut'un bana hediye ettiği ışıklar geldi.Bunca zaman onları bana Bulut alacağı için beklemiştim belki de.Özel şeyler özel insanlar tarafından verilmeli.Bulut benim için özel mi peki?
Bir kaç kere gördüğüm bu insanı ne diye bu kadar kafamı kurcalamasına izin veriyorum anlamıyorum zaten.Ya düşünecek bir şey kalmadı,ya da düşünecek tek o kaldı.Önceden annen hep çok düşünürüm diye bana kızardı.Çünkü her düşündüğüm şeyin sonucu bir soru olurdu ve o soruyu soracağım kişi hep annem olurdu.Fazla meraklıydım küçükken,belki hala daha öyleyimdir.İnsan fark etmeden değişiyor veya değiştiğini sanıyor.Ben de değiştiğimi sanıyorum belki de.Ya da hala aynı çocuk var içimde.Hala ışıkları seven,ışıkların yeni bir dünya olduğuna inanan,ışıkların bir aşk kadar güzel olduğuna inanan çocukluğum.Işıklar,ışıklar.Bazen abarta biliyorum.Ama ben kendime ışıklardan bir dünya yarattım daha da kimseyi içine almadım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
IŞIKLARI YAK
Teen FictionSadece bir kitabın rastgele seçilen sayfasında bulunan bir hikaye bu.Sizde rastgele seçtiğiniz bu hikayeyi okuyun ve ışıklarınızı yansın.Rastgele gelen ve olan her şey güzeldir.Hayat tesadüfleri sever.