Bu yazıları okuyan herkese öncelikle çok teşekkür ediyorum. Umarım hissettiklerimi size de hissettirebiliyorumdur. Hissettirebiliyorsam ne mutlu bana..Bu gece bir ricam olacak sizden. Bu bölümü okurken içinizdeki çocuğun elinden tutarak okumanızı rica ediyorum. O zaman çok uzatmadan bölüme geçelim. İyi okumalar..
Bu sabah kötü bir kabus gördüm bu yüzden nefes nefese uyandım. Ve tekrar uyuyamadım. Gerçekten olmasını hiç istemediğim bir kabustu. O yüzden bugün güzel şeyler hayal etmek istiyorum..
Bugün hayalimde yarattığım o küçükken gitmeyi çok sevdiğim, gideceğimizi duyduğumda zıplayarak sevindiğim lunaparktayım. Bizim burada eskiden lunapark vardı aslında şimdiyse birkaç oyuncak var sadece. Ama eskisi gibi eğlenceli değil onlara binmek. Mesela çarpışan arabaya binmek en çok sevdiğim şeylerdendi. Şimdilerde o hissi bile unutmaya başladım. İçimdeki küçük çocuk suskunlaşmaya başladı. İçindeki neşe de solmaya başladı artık. Çok üzülüyor o biliyor musunuz.. Sizin de içinizdeki çocuğun artık eski neşesini kaybettiğini biliyorum. Şöyle yapalım o zaman..
Gözlerinizi kapatın. Bir lunaparkta olduğunu düşünün. Tam önünüzde de en sevdiğiniz oyuncak. Ve hiç sıra yok. Hayalinizde binin o en sevdiğiniz oyuncağa. Çok mutlu olduğunuzu düşünün. Hatta o oyuncakla ilgili güzel anılarınızı getirin aklınıza. Güzel anıları hatırlamak zordur bilirim. İnsanın aklında hep kötü anıları kalır. Ama hayal edebilmemiz lazım. Sonra o oyuncaktan inin. Solunuzdaki pamuk şekerci amcanın yanına gidin koşturarak. Pamuk şekerci amca o kocaman pamuk şekeri verdiği zaman bitmesin diye azar azar yiyin. Sonra tam çaprazınızda kalan ayıcık kazanma yerine koşun. Elinize bir ayıcık alın. Hayır hayır çekinmeyin.. Bu ayıcıklar parasız. Sonuçta biz şuan hayal ediyoruz değil mi? O pofuduk ayıcığa sanki bir insana sarılırmış gibi sarılın. Sonra şuanki haliniz gelsin hayalinizdeki çocuğun yanına. Elinden tutun içinizdeki çocuğun. Birlikte dönme dolaba binin. Ben hiç binmedim dönme dolaba, hep korktum. Belki de binecek birini bulamadığım içindir.. Neyse oturun konuşun içinizdeki çocukla. Yanlış yaptığınız şeyleri söylesin size. Siz de zamanla yanlış yaptığınız şeyleri düzeltmeye çalışın. Ona neden ağladığını sorun mesela.. Neden yıldızlara bakmaktan zevk aldığını sorun.. İçinizdeki çocukla dertleşin kısacası...
Ve size tavsiyem içinizdeki çocuğu üzenleri, ağlatanları affetmemeniz. Çünkü üzen yine üzecektir. Lütfen kandırmayalım kendimizi. Boşuna papatyaları seviyor sevmiyor yaparak onlara kıymayalım. Söylemek istediğim bir de şu var kimsenin samimiyetiyle dalga geçmeyin. Belki karşınızdaki gerçekten samimi bir insandır bilemezsiniz...Beni dinlediğiniz için teşekkür ederim. Oy verip yorum yaparsanız çok sevinirim. Çünkü bu yolda ancak sizin yorumlarınız ve oylarınızla kendimi geliştirebilirim.
Papatya kokulu rüyalar..
Melekgibisever...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ideas Bullet Proof
ChickLitGecenin veya günün sessiz saatlerinde beynime düşenleri yazıya döküyorum. Bu kitap içimden geldiği gibi ve özgürce bir kitap olacak. Ölen bir papatyanın kokusunu anlatacağım sizlere. Ölüm döşeğinde olan kadının sevdiğinin hissettiklerini,özgür bir m...