Sevgili mi

327 31 30
                                    

Bayan Shin

Çok güzel bir gecenin ardından dedeme yakalanmam bir olmuştu. Köşe bucak ondan kaçıyordum,o da şirket işlerinden vakit bulamıyordu ancak bu döngü balondan dönünce son bulmuştu. Bir güzel azar yemiş,yıllar sonra bu olayı kurcalamam kızmıştı. Cevap verememiştim,versem dahi fikirleri değişmeyecekti.

Bu davadan vazgeçmememi söylemedi,eğer söyleseydi kendi oğlunu bilerek öldürdüğünü düşünmüş olabilirdim...

Ona kızgın olduğumu da sonsuza kadar ona söylemeyecektim. Hak etmiyordu,beni yetiştiren adama böyle bir saygısızlık yapamazdım. Ryujin,bu seferlik bazı şeyleri içinde tutmalısın tatlım.

Yavaş hareketlerle yatağımdan kalkıp gerindiğimde dedemle tartışmama rağmen -daha doğrusu o benimle tartışmıştı,ben sadece başımı eğip susmasını beklemiştim- tuhaf bir şekilde mutluydum.

İçimde durmak bilmeyen bir enerji vardı,kıpır kıpırdım!

Telefonum çalması ile komidinin üstüne uzanıp açtım. "Alo!" Neşeli bir şekilde konuştum. "Bayan Shin,ben Baş Komiser Jeha." Gelen sert sesle yutkundum. "Dinliyorum..."

"Kim Myungsoo'nun uyuşturucu ticareti ile uğraştığı kanıtlandı. Ailenizin ölümü ile kanıtlarımız var lakin kendisi kabul etmiyor. Sanırım,katil damgası yemekten korktu." Dalga geçercesine güldüm,Kim Myungsoo,karşında ben varım.

"Ona eğer itiraf etmezse tüm şirketi batıracağımı üstüne üstlük biricik sevgilisi Cha Mira'ın artık dünyada olmayacağını söyle. Eğer kabul etmezse aksi takdirde sevgilisi ile öbür dünyada onları bulaştıracağımı söyle. Bizzat cenaze işleri ile ilgileneceğim." Bir süre telefondan ses gelmedi. Ölümle tehdit ediyordum ve karşımdaki bir polisti. Hafifçe kıkırdadım.

"Ah,endişelenme,blöf nedir bilmez misin sen?"

"Ah... anladım." Yavaşça konuştuktan sonra göz devirdim. Amma mıymıydı ya. "Herneyse,dediklerimin hepsini söyle. İnanacaktır. Kapatıyorum,tatlım." Cevap vermesini beklemeden telefonu suratına kapatarak yatağa attım.

Kim Myungsoo itiraf edip,etmesene o şirket batacak ve mal varlığının bir kısmı bana geçecekti. Ve o paralarla Jaemin'in sattığı arabalarımı geri alacaktım!

Ve İngiltere'den gelen kolyemi,Chanel marka çantamı,Alexander Wang elbisemi,Gucci topuklu ayakkabımı ve louis vuitton markalı spor ayakkabım... HEPSİ GERİ GELECEKTİ!

"En yakın zamanda şampanya içip bunu kutlamalıyım..." Ancak bu sefer tek başıma olmayacaktım. "Kutlamalıyız,Nana ile."

Rehbere gidip ismine bastığımda telefonu kulağıma dayadım.

Nana aranıyor...

"Alo?" Ona seslendiğimde arkadan gelen sesle kaşlarımı çattım. Şimdi seni bitirdim Jaemin. "Alo?"

"Neredesin sen?" Sinirlenmeme engel olamadığımda arkadan gelen sesler beni daha da sinirlendirmeye yetmişti. "Jaemin-ah birazcık iç." Kaşlarım alayla yukarı kalkarken sinirle güldüm. "Sabah sabah içmem kızım manyak mısın? Ryujin ben seni zar zor duyuyorum da."

"Birde kız?" Kahkaha atmaya başladığımda bir süre ses vermedi. "Bana bak. Seninle öpüştüm falan demem elimde kalırsın valla. Hemen buraya geliyorsun,bana hesap veriyorsun. Hemen."

"Valla bir şey yapmadım."

"Cevap verme bana!"

"Tamam hemen geliyorum!" Telefonu yatağıma fırlattığımda üstünü giyinmek için dolabımın kapaklarını açtım.

Eğer dün aramızda bir şey olduysa böyle kolayca eğlenmelere içmelere falan gidemezdi. Dürüst olmalıyız sonuçta.

Gönül eğlendireceksek kız değildim ben. Alırdım adamın aklını.

40 dakika sonra

Önümde ellerini birleştirmiş,kafasını eğmiş bir şekilde ne kadar şirin olduğunu düşünsemde yüz ifademi yumuşatmadım. Bacak bacak üstüne atıp kollarımı göğsümde bağladığımda bıkkın bir nefes verdim. "Anlatacak mısın?"

"Ha?" Kafasını kaldırıp anlamaz gözlerle bana baktıktan sonra bir süre düşündükten sonra elini şaklattı. "Haa~ Bayan Shinciğim bakın,eve gittiğimde Jeno bir ev partisi düzenlemiş. Valla hemen gittim uyudum. Bir kalktım sabahta devam ediyorlar,dedim yuh!"

Şuan nedense ona hiç güvenesim gelmiyordu. "Sana güvenmeli miyim?" Tek kaşımı hafifçe kaldırıp ona baktığımda elini kalbine götürdü. "Tüm kalbinizle sevgilinize inanmalısınız."

"Sevgili mi?" Sevgili mi!????

"Ne yani sevgili değil miyiz?" Dudaklarını büzüp kendini yanıma atınca yakınımda olan yüzüne baktım. "Sevgili miyiz?"

"Kalbimi kırıyorsunuz şuan. Dün gece yiyiştik ya hani!" Tabiri ile şaşkınlıkla ona baktığımda o da ne dediğinin farkına varıp eli ile ağzını kapattı. "Yiyişmek değil. Muck,muck işte ya..."

İşaret parmağı ile saçımı kulağımın arkasına sıkıştırıp boynumu öptüğünde yaptığı şeyle gözlerim yuvalarından çıkacak kadar açıldı. "Ne yapıyorsun?" Ellerimi göğsüne koyarak onu uzaklaştırmaya çalıştığımda üzerime daha çok eğildi.

"Sevgililer yiyişir ya hani? Ay,bak yine yiyişmek dedim. Tüh? Ama ben çok severim." Omuzlarımdan tutup beni kanepeye yasladığında resmen yatar pozisyondaydım. Ay bu çocuk neler yapıyordu? 

Bir süre gözlerime baktıktan sonra hiç beklemediğim bir anda dudaklarını dudaklarımın üzerine kapadı. Alt dudağımı çekiştirip dudaklarımı aralamama sebep olurken hiç vakit kaybetmeden dilini içeri yolladı.

Şimdi kalpten gidecektim,vallaha gidecektim. Şokla açılan gözlerimi kapattığımda ellerimi omzuna çıkardım. O ise öpüşünü sertleştirmiş dudaklarımı çekiştiriyordu.

Taa ki telefonum çalarak benim kurtuluşuma sebep olurken. Çocuk sıkıştırmıştı resmen beni buraya! "Telefon..." Benden ayrılıp gözlerini devirdikten sonra telefonumu eline aldı.

Jung Donghyu arıyor...

Kaşları çatık bir halde telefon ekranımı bana gösterdi. "Ben sana başka bir adamla görüşmemeni söylemedim mi?" Bu sefer sinirle kaşlarımı çatıp telefonumu elinden çeken ben olmuştum. "Demedin!"

"Doğru demedim..." Kafasını hafifçe salladıktan sonra telefonu açıp kulağıma dayadım. Görüştüğüm biri değildi ki,ünlü bir gazeteciydi sadece. Röportaj yapmak istiyordu muhtemelen. "Efendim?"

"Bayan Shin,Kim Myungsoo ile olaylar..." O konuşurken Jaemin diğer yandan konuşulanları duymak için telefona kulağını dayamıştı. "Sevgili mi?" Bu çocuk salak falan mıydı acaba?

"...ne zaman müsait olursunuz?"

"Müsait olamam. İşlerim var,iyi günler." Jaemin gözlerini kısıp bana bakarken sorarcasına ona baktım. "Ne var?"

"Çok kötüsün çok ve bunu seviyorum." Onaylarcasına kafamı salladım. "Biliyorum..."

money ↬ jaemin + ryujin ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin