4. Bölüm

13.9K 922 50
                                    

Sedef tam sokağın başında durmuş, bir sürü rengarenk binanın fotoğrafını çekiyordu. Sabah Vera ile yaşadığı tartışmadan sonra, fotoğraf makinasını aldığı gibi kendini sokaklara atmıştı. Normalde Pazar günü gelmeyi düşündüğü bu mahalleye cumartesiden gelmişti. Bu ilçe civarlarını çok seviyordu. Sürekli buralara gelip fotoğraf çekiyordu ama tam da bu mahalleye gelmek bir türlü kısmet olmamıştı.

Tam cart pembe binanın 2. katındaki çiçekli camın fotoğrafını çekerken arkasından "Anadan üryan poz verenlere ne deniyordu Zeki'ciğim?" diye bağırarak konuşmaya başladı biri.

"Sanat için soyunurum diyorlar ona Akif Abi," diye cevap verdi diğer ses. Sedef birden doğrulup olduğu pozisyonda kala kaldı. Gülmek istiyor ama gülemiyordu. "Ben de sanat için soyunmak istiyorum Zeki. Tabii sonrasında soyunma sebeplerimi daha farklı şeylere de bağlayabilirim. Acaba şuradaki hanım abla sanat için soyunmama izin verir mi? Ne dersin güzel bacım?" Sedef kendisine seslenildiğini anladığında gülmemek için dudaklarını sıkı sıkı kapatmıştı. Yavaşça arkasını dönüp en az konuşmaları kadar komik olan tiplerini görünce kendini kasmaktan patlayacağını sandı. Hayatında gördüğü en komik iki kıro ile karşı karşıya kalmıştı. 20-25 yaşları arasında, bıyıklı ibişle memiş tipli iki adam pis pis sırıtarak kendisine bakıyordu.

Derin bir nefes aldı. "Hem bacım deyip hem de benimle yatak fantezisi kurabilmeniz müthiş doğrusu. Yalnız ben nü 'çekmiyorum'... Siz de koca kıçlarınızı buradan başka yere 'çekerseniz' iyi olacak."

"Çekme" kelimesine özellikle vurgu yapmıştı. Tekrar fotoğraf çekmeye dönmüştü ki, Akif denen adam durduğu yerden, Sedef'e doğru yavaş yavaş gelmeye başladı. Eliyle erkekliğini kaşırken "Kıçımız kadar büyük başka yerlerimiz de var. Seve seve gösteririm ben. Makinandaki film gibi harcarsın beni... 'Çeeek' Allah 'çeeek'!" demişti iğrenç bir şekilde. Aynı Sedef'in ses tonu ile o da vurgu yapmıştı aynı kelimeye. Sedef normalde gayet sabırlı bir insan olsa da, şu an da gerildiğini hissediyordu. 'Ne olurdu boyum biraz daha uzun olsaydı? Biraz daha cüsseli olsaydım.,' diye geçirdi içinden.

"Arkadaşım lütfen içindeki ayıyı da alıp gider misin buradan?" Demişti demesine de, sesi kendisini bile tatmin etmemişti. Akif uzaklaşmadığı gibi Zeki denen ufaklık da gelmeye başlamıştı şimdi. "Bana bak kadın, kimin çöplüğünden kimi kovuyon sen?" Akif iyice dibine girince pembe binanın duvarına doğru gerilemek zorunda kaldı Sedef. Korkudan ya altına sıçacak ya da işeyecekti. 'Ne vardı ayı diyecek Sedef, of ya. Ay bunun huyuna gitsen bir türlü, sert çıksan bir türlü. Kurtulmanın yolu yok bunlardan.' İçinde kendisiyle ne yapması gerektiğine dair ciddi bir mücadele veriyordu şu anda. "Bakın şimdi yemin ediyorum çığlık çığlığa bağıracağım sapık var diye."

'Ne ne dedim ben? Ben mi bağıracağım sapık var diye? Hayatımda yapmadım öyle şey. Gerçi hayatımda hiç sapığım olmadı ki. Allah'ım sen aklıma mukayyet ol. Ve tabii vücuduma da... Bugüne kadar kızlığımı çok özenli bir biçimde sakladım. Zaten talibi de olmadı da neyse, off. Bekâretimin böyle bok yoluna gitmesini istemiyorum. Söz veriyorum daha iyi bir insan olacağım. Çenemi kapalı tutacağım. Ne olur kurtar beni.'

Akif "Ay Allah aşkına bağırsana sapık var diye," deyince birden Sedef kendini tutamadı ve "İmdaaat!" diye bağırarak Akif'i sol koluyla göğsünden doğru itti. Akif hazırlıksız yakalandığı için yere düşmüştü. Tam makinasının objektifini sıkı sıkı tutmuş kaçmaya hazırlanıyordu ki, Zeki denen çocuk onu kolundan tutmuştu. Tekrar bir yardım çağrısı yapmak için ağzını açmışken "Ne oluyor orada!?" diye bağıran gür bir ses duydu. Başını sesin geldiği yöne çevirince dün akşam tanıştığı barmen Mehmet'in kendisine doğru koşar, hatta uçar adımlarla geldiğini gördü. Bunu Zeki de görmüş olacak ki, hemen Sedef'i bırakıp 3-5 adım geriledi. Akif de yerden kalktığı gibi Zeki'nin yanına geçti.

AŞKTAN KARELERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin