Merhabaaa, yine söyleyemeden edemeyeceğim. Sizi ve güzel yorumlarınızı ham yaparım. Yorumlarda ne isterseniz yazabilirsiniz. Kafanıza göre takılın. İsterseniz bölümle, diziyle alakalı olmayan şeyler de yazabilirsiniz, bu kısımın yorumuna. Geçelim bölüme iyi okumalarrr.
---------------------------
Işık'tan, flashback bölüm.
Birkaç gündür olduğu gibi yine 8'de uyandım. Alarm kurmuyordum fakat okul için erken kalkma alışkanlığımdan olabilirdi. Kulaklığımı takıp mutfağa gittim.
"Güne kahveyle başladım,
Ağzım kuru, zihnim açık."Bu şarkıyı çok seviyordum.
Şarkıda dediği gibi güne kahveyle başlamaya karar verdim. Sütlü kahveyi yaparken tezgahın dışına çıkmış olsam da, pek bir sıkıntı yoktu. Odama geçtim. Dün Sinan'ın anlattığı birkaç şeye çalışmaya karar verdim. Çalışma masama oturduğumda Sinan'ın kalemini burada unuttuğunu gördüm. Dünden kalan 'çikolatalı süt' bardağı da duruyordu."Küçük şeyler sevindirir ruhumu."
Sinan'ın kalemini alarak gülümsedim. Çalışmaya başladım.
"Hayal bile edemezdim ben bunu."
Sinan'ın notlarını elime alıp inceledim. Bu sefer bilmediğim şeylerdi. Bu yüzden tekrar yapmam gerekirdi.
Kendimi çalışmaya verdiğimden fark edememiş olsam da 2 saat geçmişti. Saat 10.30'du ve hala erkendi. Biraz telefona bakarak vakit geçirdikten sonra kitap okumaya yöneldim. Yaklaşık 3 saat boyunca kitap okumuştum. Annemler bir şeyler yemem için beni çağırdıklarında yatağımdan kalktım. Pofuduk terliklerime bakıp gülümsedim.
"Ben geldiim."
"Hoş geldin kızım. Gel otur. Hangisinden koyayım?"
Elimle istediklerimi gösterdim. O an kendimi misafirlikte annesinden yemek isteyen çocuklara benzettim. Bir şeyler atıştırdım. Biraz hızlı yemiş olacağım ki, birden şişmiştim.
"Off, çok yedim."
Annem, e o kadar yemeseydin der gibi baktığında kalkmaya karar verdim.
"Ellerine sağlık anne, afiyet olsun baba."
"Saol kızım."
"Afiyet olsun."Ellerimi yıkayıp tekrar odama geçtim. Sonra annem yanıma geldi.
"Kızım, sana güzel bir haberim var." "Güzel bir haber mi?"
"Evet, yarın okula dönüyorsun. Uzattım sanırım kızım. Sadece senin iyi olmanı istiyorum ve-"
Annem sözünü tamamlayamadan ona sarıldım. İkimiz de gülümsedik. Günün geri kalanı dizi, ders, telefon derken geçti gitti. Kapının çalmasıyla beraber ayaklandım. Sinan gelmiş olmalıydı. Annem nedensiz bir şekilde biraz durup öyle açtı kapıyı. Sonra onun sesini duydum."Merhaba."
Ardından annemin.
"Hoşgeldin Sinan, geç sen."
"Tamam, saolun."
Aniden gelen "çat" sesiyle kapıdan çıktığımda Sinan'ı küfür etmek üzereyken yakaladım. Onun sesini bastıracak bir şeyler yapmalıydım. Ben de aklıma gelen ilk şeyi yaptım.
"Has-"
"Hapşuu!"
Annemin garip bakışları altında odaya geçtik. Ona 'aferin' der gibi baktım. Gülümsedi.
"Daha iyi numara yapabilirdin bence."
Kendimi gülmemek için zor tutarak sinirliymiş gibi konuştum.
"Sinan ben nereden bileyim iki saniye içinde bir yerlerini çarpıp 'has' diye bağıracağını?"
"Boşver, bok gibi dolap yapmışlar. Yapanın suçu."
Müthiş derecede mantıklı şeyler konuşuyorduk.
"Merak etme yarın o bok dolaba çarpmayacaksın."
"Neden? Ben, yanlış bir şey mi söyledim?"
O kadar masum duruyordu ki, bunu sinirli gibi söylediğim için kendine kızdım o an.
"Hayır hayır, yarın okula dönüyorum. O yüzden.
"Ha, sevindim."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşk 101 2. Sezon
Teen FictionMerhabalar, ikinci sezon için bir şeyler yazmak istedim. Umarım beğenirsiniz 🧚🏻♀️