Bölüm 12 ✨

877 34 115
                                    

"Sen neden geldin?"
"Sinan, evin anahtarını unutmuşum. Nihal arkadaşına geçmiş. Giremedim eve, anahtarı almaya geldim."
Düşüncelerini durduramayan Sinan içinden konuştu.
'Anahtarlar götüne girsin.'

Sinan'ın babası içeridekilere bile bakmadan anahtarı alıp evden çıktı. Sinan buna alışmış olduğundan, tepki vermeyerek kendini koltuğa bıraktı. On dakika geçmişti ki, kapı yine çalındı. Sinan yine ayağa kalktı. Sabırsızca çalınan kapı, Kerem'in geldiğini kanıtlar nitelikteydi. Kapı açılır açılmaz içeri dalan Kerem, sinirden bir ileri bir geri gidiyordu.

Her ne kadar içinden Eda'ya sarılmak istese de kendini durdurdu.
Sonunda boş sandalyeye oturdu.
"Açıklaman varsa dinliyorum."
Aynı anda hem başını sallayıp hem de konuşan Eda'nın, sesi titremişti.
"Evet var."
Kerem'e onay bekler bakışlar attığında, Kerem tekrar konuştu.
"Dinlediğimi belirttim Eda."
"Tamam, biliyorum."
{....}

Eda, beş-on dakika içerisinde her şeyi anlattı. Anlatması bitince Kerem'e dönüp tepkisini bekledi.
Bekledi.. Kerem hiçbir tepki vermedi...
Sonra ise konuştu.
"Tamam."

'Tamam mı?' diye düşündü Eda. Şaşkınlığını belirtecek şekilde konuşmaya girdi.
"Tamam, derken?"
"Tamam dedim sadece. Tamam. Altında bir şey aramaya gerek yok."

Keşke kızsaydı, diye düşündü Eda. Kızsaydı belki daha az vicdan azabı duyardı. Şimdi, daha kötü hissediyordu. Kerem'in içten içe hem sevinip hem üzülerek garip duygular yaşadığı sırada, Eda ise "Ona Burak'la bugün olanları anlatsam mı?" diye düşünüyordu. Birkaç saniye düşündükten sonra, şimdilik anlatmamaya karar verdi. Zaten önemli bir şey olmamıştı.

İkisi de dalmış bir şekilde düşünürken Kerem'in aklına Eda'nın kestiği eli geldi. Anlatılan olay karşısında kafası öyle karışmıştı ki, eline yeni bakabiliyordu. Hiçbir şey söylemeden Eda'nın oturduğu koltuğun yanına çömeldi. Sargılı elini avuçlarının arasında tuttuğunda, Eda'nın hafifçe elini geri çekmeye çalıştığını hissetti. Sargıyı kaldırıp kesiğe baktı. Derin olmadığını görmesiyle beraber rahatlayarak tekrar koltuğuna geçti.

"Ben bir Işık'a bakayım."
"Tamam Sinan, yalnız yavaştan ayıltmamız lazım. Yani, ayılır umarım."
"Ne kadar içmiş ki?"
"Ne bileyim oraya gittiğimde bitmiş dört şişe vardı ama denize falan da döktüğünü söyledi. En fazla iki şişe içmiştir. Küçük şişeydi zaten."

Sinan başını sallarken, Osman ortaya dahiyane bir fikir attı.
"Kolonya koklatalım."
Ona karşılık veren Sinan konuşurken hafifçe güldü.
"Kız bayılmadı kanka, sarhoş."
Osman, gülen Eda'ya ve konuşan Sinan'a karşılık oflayarak koltuğa oturdu.
"Yardım etmeye çalışıyoruz şurada. Neyse iyi tamam ne yapıyorsanız yapın."

Hızlıca merdivenleri çıkan Sinan odasına girdiğinde, burnunu Işık'ın şampuan kokusu doldurdu. Gülümseyerek başını salladı. Yatağın ucuna oturarak konuştu.
"Işık, kalk."
Birkaç saniye boyunca, 'Ya bu çok mu kaba oldu?' diye düşündü. Sonrasında da, şu an Işık'a söylediği şeyleri, onun ayılınca hatırlamayacağını düşünerek kendini rahatlattı.
{.....}

Nihayetinde, her şeyi hallettiler. Sabah okul için kalktıklarında neredeyse hepsinin başı ağrıyordu. Işık hariç, diğerlerinin uykusuzluktan idi. Yalnızca 2-3 saat uyuyabilmişlerdi. Hazırlanarak okula geçtiler. Işık başını tutarak sınıfa girdiğinde, diğerleriyle göz göze geldi. Eda hariç hepsi oradaydı. Hızlı adımlarla yanlarına gitti.

"Selam, başım patlıyor."
"Işık iyi misin? Dün içmişsin. Bizden birine haber vermeden neden çıktın? Başına bir şey gelebilirdi."
"Özür dilerim Sinan. Gerçekten başım çok ağrıyor, sonra konuşuruz."
"Tamam, kabul."
Işık bir şey hatırlamış gibi kaşlarını kaldırıp, gözlerini büyüttü.
"Biliyor musunuz? Dün Eda'yı gördüm sandım. Çok gerçekçiydi."
"Haydaaa."

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 26, 2020 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Aşk 101 2. SezonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin