Trouvaille [Jung Jaehyun]

1.6

"Ryu Anthea! Aman,aman.Ryu Anthea'ya bakın hele. O oyunda çok güzel görünüyordu."
Haechan elinde ki kağıda bakarak konuştu."
"Çekici görünmüyor."
Ten gıcık olmuş bir şekilde baktı kağıda.
"Evet,ama oyun sırasında çok çekici göründüğünü söylemem gerekiyor."
Yuta Ten'e pis bir şekilde sırıttı.
Ama Ten Yuta'ya kıyasla daha kötü bir şekilde yüzüne bir sırıtış yerleştirdi.
"Aklımda bir fikir var."

Anthea sınıfa doğru yürürken Ten yanına gelir.
"Anthea,merhaba"
"Merhaba."
"Dinle,sana karşı kötü bir maksadım olmadığını bilmeni istiyorum. Jaehyun ve ben çoktan ayrıldık."
"Gerçekten neden bahsettiğini bilmiyorum."
"Anthea,makyajını nasıl yapman gerektiğini bilsen,çok güzel olurdun. Haydi birlikte yemek yiyelim."
"Tamam."
Anthea hiçbir şeyden haberi olmadığı için gülümseyerek Ten ile birlikte yemekhaneye yürüdü.
Beraber yemekhaneye gelip tam masaya oturacakken Ten masanın üzerinde ki kağıdı alarak şok içersinde bakmaya başladı. Bir yandan da herkes Anthea'ya bakarak gülüyordu.
"Vay be. Bu sen misin?"
Ten elinde ki posteri Anthea'ya gösterdi.
"Meğer neler saklıyormuşsun."
diyerek pis bir şekilde sırıtmaya başladı.
Ten'e yardım eden Haechan ve Yuta ellerinde posterleri havaya kaldırarak gülmeye devam ediyorlarken Johnny ve Doyoung ona imalı bir şekilde bakıyorlardı.
Anthea gözleri dolmuş bir şekilde tam arkasına dönüp gidecekken Jaehyun tuttu onu ve sıkıca sarıldı.
"Bak bu benimle ilgili,tamam mı? Seninle değil."
Bir tane sandalye çekerek Anthea'yı oturttu.
"Burada kal."
Jaehyun hızlıca Ten'in elinde ki kağıdı alıp Johnny'e ilerledi.
"Hey adamım,onu kendine saklamak istediğini anlıyoruz. Onun böyle biri olduğuna dair hiç fikrim yoktu."
Jaehyun ellerini Johnny'in göğsüne koyarak diğer masaya doğru ittirdi onu. Aynı şekilde Johnny'de.
"Johnny dur."
Doyoung ayırmaya çalıştı onu.
"Sen buna karışma!"
Johnny sert bir şekilde konuştu. Tam önüne dönüp Jaehyun'a laf atıcakken aldığı yumruk darbesiyle kafası sola döndü.
"Buraya kadar. Buraya kadar."
"Muhteşem."
"Sonsuza kadar bitti!"
"İyi misin?" Jaehyun ellerini Anthea'nın yüzüne koydu. Arkadan Johnny konuşmaya devam ediyordu.
"Hata yaptın, Jaehyun!"
"İyiyim."
"Emin misin? Hadi buradan uzaklaşalım."
Eline yerde ki çantasını alıp kolunu Anthea'ya sararak uzaklaştılar.
"Hey! Sen bir ödleksin Jaehyun!"

"Bebeğim,özür dilerim. Tamam mı? Onlar hayvan,tamam mı?"
Elini Anthea'nın saçlarına götürerek okşadı.
"Seni eve götürmemi ister misin?"
Anthea sadece kafasını sallayabildi.
"Hadi buradan uzaklaşalım."

"İyi olduğuna emin misin?"
İkisi Anthea'nın evinin önüne park etmiş arabada duruyorlardı.
"İyiyim. Her şey için teşekkür ederim."
"Rica ederim. Hey...sana bir şey sormak istiyorum."
Anthea kapıya doğru çevirmiş olduğu kafasını geri Jaehyun'a doğru döndürdü.
"Tabii."
"Cumartesi akşamı benimle çıkar mısın?"
"Umm,özür dilerim,gelemem."
"Başka biri mi var?"
"Hayır. O değil."
"O zaman ne?"
Anthea bir süre Jaehyun'a baktı daha sonrasında konuştu.
"Flört etmeme izin yok."
"Oh."

"Aldatmayın,Tanrı ile alay etmeyin. İnsan ne ekerse,onu biçer. Kimdir ki şehvet gösterecek-"
Anthea'nın babası kürsüde durmuş yapacağı konuşmaya hazırlanırken ona yaklaşan Jaehyun'u görür.
"Yardımcı olabilir miyim?"
"Evet efendim. Cumartesi akşamı kızınızla yemeğe çıkmak istiyorum."
"Bu mümkün değil." diyerek metnine odaklanacaktı ki...
"Tüm saygıma rağmen,efendim,tekrar düşünmenizi rica ediyorum."
"Tüm saygıma rağmen,Bay Jung,kararımı verdim. Geldiğin yönden çıkabilirsin."
"Anthea'ya gerektiği gibi davranmadığım için özür dilerim. Bundan çok daha fazlasını hak ediyor. Bize her gün kilisede öğrettiğiniz aynı şey için rica ediyorum. Ve bu da inanç."
Anthea'nın babası Jaehyun'un gözlerine baktığımda kararlılığı görmüştü.