Jaehyun Anthea'nın odasının önüne geldiğinde tekerlekli sandalyeye odasından çıkan Anthea'yı gördü.
"Ne oluyor?"
"Eve gidiyorum. Lütfen,benim adıma babana teşekkür et."
"Ne demek istedi?"diyerek Anthea'nın babasına baktı Jaehyun.
"Baban sana ulaşmaya çalıştı. Özel ev bakımını o ödeyecek."diyerek Anthea'nın peşinden gitti.Jaehyun kapının ziline basıp beklemeye başladı.
Babası kapıyı açarak ağlayan oğluna baktı.
"Teşekkür ederim."
Babası kafanı sallayarak sıkıca sarıldı oğluna.
Jaehyun da daha fazla kendisini tutamayarak bir yandan sıkıca sarılırken bir bir yandan bağırarak ağlamaya başladı.
"Üzgünüm."
"Sorun değil,oğlum."Saat gece yarısını geçtiği halde Jaehyun hala Anthea'nın evinin bahçesinde çalışmaya devam ediyordu. Anthea'nın babası da camdan onu izliyordu.
Bay Ryu elinde bir fincan kahve ile gelirken ona bakmadan konuştu Jaehyun.
"Bu gece bunu bitirmeliyim."
"Buyur,sıcak bir şeyler."diyerek elinde ki kupayı ve lambayı masaya bıraktı.
"Neredeyse bitti. Aynaları ısmarladınız mı"
"Evet,şuradalar."
"Güzel. Ya yan tarafları?"
"Eski bir fonografik döner levhası kullandım. Yarına kadar bunları bitirebilecek misin?"Anthea sıkıca Jaehyun'a sarıldı.
"Teşekkür ederim."
"Rica ederim."
"Çok güzel."
"Tamam,zamanı geldi. Haydi bak."
Anthea teleskoba yaklaşarak gözünü dürbüne yaklaştırdı ve gördüğü şeyle gülümsemeye başladı.
Jaehyun heyecanla ona bakıyordu.
"İşte orada. Buraya gel bak. Gel,çabuk."
Jaehyun yukarıda ki Anthea'sına baktı.
"Çok güzel."
O da Anthea'nın yanında ki sandalyesine yerleşti.
"Beni seviyor musun?"
Anthea şaşkınlıkla Jaehyun'a baktı.
"O zaman benim için bir şey yapar mısın?"
"Ne olursa."
"Benimle evlenir misin?"
Anthea gözleri parlayarak baktı Jaehyun'a. Ve gülümseyerek cevabını verdi. İstediği cevabı alan Jaehyun sıkıca Anthea'ya sarıldı.Jaehyun telaşla kürsüde ne zaman geleceklerini düşünüyordu. Tam o sırada kapı açıldı ve Anthea kolu babasının koluna girmiş bir şekilde sanki bir kuğu gibi narinliğiyle kiliseye adımını attı.
Jaehyun aşkla bakıyordu o aşık olduğu gözlere.
Anthea kürsüye doğru yürürken misafirler arasında ki Johnny ve Haechan'a gülümsedi. İkisi de samimi bir şekilde gülümsediler ona. Sonunda Anthea kürsüye çıkarak Jaehyun'un karşısına geçti.
"Sevgi her zaman sabırlı ve candandır. Asla kıskanç değildir." İksi sıkıca birbirlerinin ellerini tuttular. Bay Ryu'da o kilisenin pederi olarak yeminler edilmeden önce Anthea'nın annesinin kitabından bazı kısımlar okuyordu.
"Seni seviyorum." Anthea fısıldadı Jaehyun'a.
"Sevgi asla kendini beğenmiş ya da kibirli değildir. Saldırgan ve kızgın değildir."
"Bende seni seviyorum." Jaehyun da Anthea'ya fısıldadı.
"Sevgi,başka insanların günahlarından zevk almaz...fakat hakikati sever. Her zaman bağışlamaya,güvenmeye,Ümit etmeye hazır...ve başa gelen her şeye tahammül eder." Hera anın duygusallığıyla ağlamaya başlarken Profesör Minsu onu teselli etmek için sıkıca sarıldı ona.
"Ben Jung Jaehyun..."
"Ben Ryu Anthea..."
"Resmen yemin ediyorum..."ikisi de beraber söyledikten sonra
"Ryu Anthea'yı..."
"Jung Jaehyun'u..."
"Karılığa kabul ediyorum."
"Kocalığa kabul ediyorum."
"Hayatımın sonuna kadar"
"Ona saygı gösterip,seveceğim."
Jaehyun elinde ki yüzüğü Anthea'nın zarif eline takarken Anthea da aynı şekilde elinde ki yüzüğü Jaehyun'un parmağına geçirdi.
İkisi de birbirlerine aşkla bakarak gülümsediler."Anthea ve ben birlikte mükemmel bir yaz geçirdik. Başka insanların hayatı boyunca tadamayacağı sevgiyle. Sonra hiç azalmayan inancıyla hayata gözlerini yumdu."
Jaehyun arabadan inerek uzun zamandır görmediği eve ilerlemeye başladı.
"Dört sene oluyor...fakat Anthea'nın hayali gözlerimin önünde. Ve daima benimle kalacak." Jaehyun ziline basıp beklemeye başladı.
"Merhaba bay Jung,buyurun." Görevli kadın gülümsemeyle karşıladı onu kapıda.
"Teşekkürler."
"Buyurun oturun,lütfen."
"Teşekkür ederim."
Jaehyun kafasını aşağı indirmiş bir şekilde beklerken duyduğu sesle kafasını yavaşça kaldırır."
"Jaehyun." Anthea'nın babası kollarını açarak sıkıca sarıldı Jaehyun'a.
"İyi görünüyorsun."
"Sağ olun, siz de."
"Ben idare ediyorum."
İkisi de karşılıklı olarak oturdular.
"Ne haber,Jaehyun?"
"Tıp fakültesine girdim."
"Annen söylemişti bana. Seninle çok gurur duyuyoruz. Anthea da seninle gurur duyardı."
"Dinleyin." Jaehyun çantasından çıkardığı kitabın kapağına bir süre baktıktan sonra Bay Ryu'ya uzattı.
"Bunu size vermek istiyorum."
"Jaehyun. Tanrım." Bay Ryu yavaşça kitabı alarak okşadı kapağını.
"Sağ ol."
"Mucizesine kavuşamadığı için,üzgünüm."
"Kavuştu...Mucizesi sendin."Jaehyun ilk Anthea ile birlikte geldiği köprüde yürüyordu.
"Anthea benim hayatımı kurtardı. Bana her şeyi öğretti. Hayat hakkında,ümit hakkında...ve önümde ki uzun yolculuk hakkında. Onu her zaman özleyeceğim. Fakat bizim aşkımız rüzgar gibi. Göremiyorum...ama hissedebiliyorum." Jaehyun gülerek batmakta olan güneşi izledi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Trouvaille [Jung Jaehyun]
FanficBelki de en başından yanlıştı her şey. Ama olması gerekiyordu. O duyguları hissetmem ve öğrenmem için oldu tüm tesadüfler. Gülüşünün sebebi oydu, sürekli karşıma çıkışının, radyoda çalan şarkı, izlediğim filmdeki kadın, yolda yürüyenleri sana benzet...