Jaehyun kafasında ki yara bandıyla ve topallayarak mutfağa girdi. Sandalyesine zorlukla oturduktan sonra annesine kafasını çevirdi. "Biliyor musun anne,bacaklarım bugün gerçekten ağrıyor. Hiç bir yere gidecek halim yok." Annesi tezgahta ki işini bırakıp "Belki babanı arasan iyi olur." "Hayır. Onunla konuşmuyorum. Asla olmaz." "Aranızda ki gerginliğe bir dur demelisin. Bunu yapamazsın. Bir babaya ihtiyacın var." Jaehyun düşünürken çatalla önünde ki yemekle oynamaya devam etti.
"Bugün Tanrı tarafından kurtarılan can için şükran duyalım. Ve bu işe karışanlar için de dua edelim. Onlar belli ki doğru yolda değiller." Profesör Helios Jaehyun'a kısa bir bakış attıktan sonra kilisenin kürsüsünden indi.
Anthea ve arkadaşları ellerinde ki kitaptan İlahiyi söylemeye başladılar. Jaehyun ise kafasını aşağıya indirmiş bu anın hemen bitmesini bekliyordu ta ki Anthea'a ilahiyi tek başına söylemeye başlayana kadar.
Kafasını yavaşça yukarı kaldırıp gözlerini Anthea'a ya kilitledi."Ee bacağın nasıl?" Bütün grup bahçede oturmuş dün gece hakkında konuşuyorlardı. "İyi." "Hapse girdiğine inanamıyorum." "Onlara ne anlattın?" "Arabayla gezmek için güzel bir gün olduğunu. Fabrika da son bulduğunu ve Taeyong'u bulduğumu. Ona yardım etmek istediğimi,korktuğumu. Olayla ilgim olduğunu düşünmelerinden önce gitmem gerektiğini. Ve çıktım." "Hakkını vermem gerek. Bu olayların ustası sensin." Yuta ve Jaehyun ellerini yumruk yaparak tokuşturdular.
"Şu Ryu Anthea'nın ne tarzı var be." Doyoung uzun çiçekli elbise ile üstüne yelek giymiş elinde ki kutuyla gelen kızı gösterdi. "Dördüncü sınıfta da o elbiseyi giyiniyordu." Haechan alaycı bir şekilde sırıttı. " Asıl sessizlerden korkmak lazım. İstese herkesi peşinden koşturtur" Mark sırıttı. "Biraz kendine baksa,fena gözükmez yani." Onlara yaklaşan Anthea'ya baktı Ten. "Güzel yelek." Gülümseyerek cevap verdi Anthea. "Teşekkürler." Anthea gittikten sonra herkes birden kahkaha atmaya başladı. "Tişikkürler." Mark Anthea'nın sesini taklit ederek konuştu.Jaehyun elinde ki anahtarla oynamaya devam ediyordu. Profesör Helios masanın altından çıkardığı bira şişelerini masanın üzerine koydu. "Cumartesi akşamı,bir öğrenci senin okul malını içtiğini iddia etti. Lee Taeyong konuşmadığı için şanslısın. Fabrika sahipleri dava açmıyorlar. En azından bugün değil. Uygun bir ceza ayarlayacağımı söyledim." Jaehyun ukalaca sordu. "Ne yani? Beni kovacak mısınız?" "Henüz değil. Derslere katılmanın yanı sıra,okuldan sonra hademe kadrosuna yardım edeceksin." "Para karşılığında mı?" "Vicdanının karşılığında. Cumartesi sabahları,kardeş okulumuzda ki başarısız öğrencilere ders vereceksin. Tiyatro grubuyla müsamereye katılacaksın." "İlkbahar oyunu mu?" Profesör onu onayladı. "Başka şeyleri de tecrübe etmenin zamanı geldi. Başka tür insanlarla vakit geçirmeye başlayarak. Berbat etme Jaehyun." Gözlerini Jaehyun'a sabitlemiş bir şekilde konuştu profesör. Jaehyun ise hiçbir şey yapmadan sadece nefretle profesörün gözlerinin içine baktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Trouvaille [Jung Jaehyun]
FanficBelki de en başından yanlıştı her şey. Ama olması gerekiyordu. O duyguları hissetmem ve öğrenmem için oldu tüm tesadüfler. Gülüşünün sebebi oydu, sürekli karşıma çıkışının, radyoda çalan şarkı, izlediğim filmdeki kadın, yolda yürüyenleri sana benzet...