Jennie'den 🐻 Sabah sabah sinir küpü olarak uyandım. Sabahın köründe bu ses de neydi böyle! "YA BU SES NE ? BAŞIM ÇATLIYACAK!" Lisa bir an yerinden sıçradı. "Sakin ol Jenjen! Bizim şu karşı komşu taşınıyormuş. Hani şu sürtük karı ile salak kocası olan." Bir anda gülümsedim.
"TANRIM! SONUNDA,ŞU SÜRTÜKTEN KURTULDUK!" Zafer kazanmış gibi bağırarak gülüyordum. Jisoo bir anda tek kaşını kaldırarak bana baktı ve konuşmaya başladı.
"Çok sevinme yeni biri daha taşınıyormuş."
Bir anda yüzüm soldu. Koşarak kapıya gittim ve delikten bakmaya başladım. Nakliyatçılar eski komşularımızın eşyalarını çıkartıyorlardı.
Kızlarda bu durumdan memnundu. Çünkü sürtük karı sürekli kapımıza gelip bizi rahatsız ediyordu. Artık onun dırdırlarından kurtulmuştuk.
Hemen salona gittim ve kızlara bakıp gözümü kıstım. Onlarda bana aynı şekilde bakıyordu. Hemen elime telefonu aldım ve müzik açtım.
Kızlar ile salonun ortasında göbek atıyorduk. Lisa başına para yapıştırmamızı beklermiş gibi hareketler yapıyordu.
"Oohh! Kurtulduk bu sürtük karıdan." Rose sevinç çığlıkları atıyor gibiydi.
Jisoo telefonu alıp halay havası açtı. Sıraya geçip halay çekmeye başladık. Salondan mutfağa kadar halay çekmeye devam ettik. Sonra Jisoo bir anda mutfaktaki koltukların üstüne attı kendini.
"Sizin yüzünüzden kilo vericektim!" Jisoo sinirle bize çıkıştığında Rose alayla güldü. "Evet canım. Aaa Jisoocuğum zaten kilo versen bir yerlerinden bir yer eksilir." Biz Lisa ile gülmeye başlayacaktık ki Jisoo bize doğru dönüp gözlerini kıstı.
"Susun veletler! Kim jisoo için kilo vermek nedir siz bilir misiniz?"
"Kim Jisoo olmadığımız için bilemeyiz." Bu mantıklı cümlem ile kızlar bana doğru dönüp beni alkışlamaya başladılar.
"Vay be kız ne kadar üstün zekalı." Jisoo beni tebrik eder gibi söylediği söz ile gülümsedim. "Ah teşekkür ederim jisoocuğum." Cümlemi bitirir bitirmez gelen ses ile yerimizden sıçradık. "Bu nedir amınakoyayım ya!" Lisa sinirle çıkışıp kapıya doğru ilerledi. Bizde sinirle onu takip ettik.
Kapıyı açtığımızda 4 tane çocuk vardı. Kapıyı açmış bir şeyler ile uğraşıyorlardı.
"Sizler de kimsiniz?" Lisa hafif sinir ile sorduğu soruya tavşana benzeyen çocuk cevap verdi.
"Asıl siz de kimsiniz? Hayır güzelliğimizin ışığı evinize kadar geldiyse demekki hemen kapıya çıkmışsınız."
Dördüde angut gibi gülerken Jisoo araya girdi. "Ya bir siktir! Işıkmış! Mum ışığı herhalde!"
Tavşan gibi olan çocuk bir anda gülmeyi kesti. Araya uzun boylu gamzeli bir çocuk girdi. "Mum ışığı gibi halimizle bile sizi ne kadar etkilemişiz ki hemen kapıya çıkmışsınız."
Dördü yine piç smile atarken biz göz devirdik. "Işıktan değil de sesten gelmiş olabilir miyiz acaba? Tüm apartmanı inlettiniz!" Bu sefer söze ben girmiştim. Benim cevabıma karşılık uzun boylu siyah saçlı etkileyici bir suratı olan çocuk cevap verdi.
"O zaman bir anda tırnaklarınızı çıkartıp ters ters konuşmadan sorsaydınız biz de cevaplardık?" Kurduğu cümle ile göz devirdim.
"Evet, sizlerde kim oluyorsunuz ve burada ne işiniz var?" Rose'nin sorduğu soru ile hepimiz tek kaşımızı kaldırmış bir şekilde onlara bakıyorduk. Hafif kısa boylu olan çocuk hemen soruyu cevaplamaya çalıştı.
"Biz sizin yeni komşularınızız." Hemen araya girdim. "NEE? Biz sizin bu bok suratınızı her gün çekicek miyiz gerçekten!"
"Şimdiden söyleyelim bizim evden çok fazla ses çıkar. Yani rahatsız felan olursanıız" dedi ve devam etti "Hiç umurumuzdan değil haberiniz olsun." Onlar yine piç smile atınca göz devirip içeri girdik. Js: Ben bunlara sıçarım baştan söyleyeyim de! Jn:Adi piçler. Bizim ne yapıp ne edip bunları bu binadan göndermemiz gerekiyor! Ls: Aynen öyle yoksa uykular haram oldu! Rs: Her gün parti vericeklermiş! Bok verirsiniz! Bizde süper dörtlüysek bunların ağzına sıçar onlara burayı zindan ederiz! "Aynen öyle!"
Kapının oradan sesler geldiğinde bunların bizim alt kattaki sürtükler olduğunu anlamamız uzun sürmedi.
Kızlar ile teker teker delikten bakıyorduk. Bakıyorum da İrene siyah saçlı çocuğun ağzının içine düşecekti. "Sürtükler hiç vakit kaybetmemiş!" Lisa dediği ile kafamı salladım. "Eğer bu sürtükler bunları göndermemize engel olursa işimiz zor." Jisoo elindeki sandviç ile gelip dediğime cevap verdi. "Aynen öyle bunları ayağımızdan çekmemiz lazım!" Hepimiz kafa salladığımızda ben deliğe bakmaya geri döndüm.
Baktığımda siyah saçlı çocuk İrene'nin saçı ile oynuyordu.
Ne yani bu kadar çabuk mu?
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
