1.4

1K 69 130
                                    

Namjoon'dan

"Hyung sosis de alalım biliyorsun şu aralar evde çabuk tükeniyor." Diye başımda söylenen Jungkook'a göz devirdim.

Bazı hareketleri bana Jisoo'yu hatırlatıyordu. Ama Jisoo'yu unutmam gerekiyordu. Çünkü sevgi güven gerektirirdi ama Jisoo bana bırak güvenmeyi hiç dinlenememeyi tercih etti. Ama şöyle bir gerçek vardı. Tüm dünyayı gezdim, çok farklı insanlar gördüm ama hiçbiri Jisoo'nun yerini tutmuyordu. Hiçbiri onun kadar masum, sevimli değildi.

"HYUNG! Sosis diyorum alsak mı?!" Diyen Jungkook'a baktım.

"Amınakoyayım neden kulağımın dibinde bağırıyorsun!?" Diye bağırdığımda ağzına gizli bir fermuar çekti.

"Hadi kasaya gidelim." Dediğimde market arabasını kasaya doğru sürmeye başladık.

Kasiyer teker teker hepsini geçirdikten sonra parayı ödedik ve çıktık. Ama Jungkook'un ağzı hala açıktı.

"Hyung o neydi öyle resmen geçirdiler keşke bir fiyatına felan baksaydık." Dediğinde ciddi misin bakışı attım.

"Sosisleri alırken hiç öyle demiyordun ama. Yani aldığın tüm sosisler ile tüm apartman geçinir." Dediğimde dil çıkardı. Poşetten birbirine bağlı olan sosisi çıkarıp boynuna astı.
Ben ise bu çocuğun ne kadar mal olduğunu düşünüp durdum.

Sonunda eve geldiğimizde ben meyve,sebze poşetlerini alırken Jungkook ise salam,sosis, sucuk tarzı şeyleri alıyordu. Tanrım gerçekten bu çoçuğun sosis sevgisi beni öldürecekti.

Kapının önüne geldiğimizde ellerim dolu olduğu için kapıyı açamadım.

"Jk pantolonumun sol cebinde evin anahtarı var, alda kapıyı aç." Dediğimde omuz silkti.
"Sosis poşetlerini yere bırakmamı istiyorsan bence bunu unut." Dediğinde ise yine her zamanki gibi kendi işimi kendim halletmem gerektiğini anladım.

Poşetleri yere bırakıp cebimden evin anahtarını çıkardım ve kapıyı açtım.

Acaba Taehyung gelmiş miydi? diye düşündüm. Ama eğer evde olsaydı bir tepki felan verirdi. O yüzden en iyisi aramak diye düşündüm.

Poşetleri mutfak tezgahının üstüne bıraktıktan sonra arka cebimde telefonumu alıp Taehyung'u aradım.

Telefon salondan çalıyordu. Büyük ihtimalle evde unutmuştu. Salona doğru gidip telefonu kapatacaktım ki yerde yatan Taehyung'u gördüm.

Üstü,başı,yerler kan içindeydi. Hemen yanına giderek bağırmaya başladım. "Taehyung!"

Elimle nabzını kontrol ettiğimde atıyordu. En azından bu biraz olsun rahatlatıcı bir durumdu.

"Namjoon Hyung ne bağırıyorsun- Taehyung!" Diye bağırdı birden Jungkook.

Yanıma gelip Taehyung'u sıkı sıkı sarmaya çalıştı. "T-taehyung hadi kalk bak d-daha sana sosis yapacağım. H-hadi kalk." Dediğinde gözlerimin dolduğunu fark ettim.

"Hadi Jungkook, şu an sosisin sırası değil hemen ambulansı çağır!" Dediğimde koşarak içeri gitti.

"Merak etme Taehyung, seni ne olursa olsun kurtaracağım. Ne olursa olsun."

Jennie'den

"Yoongi hayatım, bugün akşam yemeğine çıkalım mı?" Diye sorduğumda Yoongi dalmış gözlerini bana çevirdi.

"Efendim hayatım, dalmışım da duyamadım."dediğinde dudağımı büzdüm.

"Hayatım sen yorgun musun? Son zamanlar bir durgun davranıyorsun." Dediğimde kafasını salladı.

malicious | taennieHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin