Selağğm
Medyadaki Alaz 💕
Çıkışta Alaz beni sınıfımın önünde bekliyordu. Hemen alelacele kitaplarımı çantama koydum ve hızlı hızlı yanına doğru yürüdüm. İlk randevumuz da gecikmek istemezdim.
Kimi kandırıyorum bu buluşma bile değildi.
Ama ben öyleymiş gibi düşüneceğim.
Ehehehehhe
Evini biliyordum ama Alaz fark etmesin diye evinin önüne geldiğimde
"Aa burası senin evin mi? Çok güzel."dedim. Çarpılacağım şimdi. Allah'ım affet.
Kesinlikle evde tek kaldığını ailesinin işleri yüzünden seyahatte olduğunu ve evin kapı şifresinin '160900' olduğunu ve şifrenin annesi ile babasının evlilik yıl dönümü olduğunu bilmiyorum! Haşa tövbe...
Başını salladı. İçeri geçtiğimizde nedensizce hapşırmaya başladım. Üst üste birde. Hiçbir zaman 'çiuv' diye hapşıran kızlardan olmamıştım. Onları gördüğümde kedi misiniz lan siz? deyip ağızlarına bi' tane şaplak atmamak için kendimi zor tutuyordum.Nasıl beceriyorlardı öyle hapşırmayı anlamış bile değildim. 'hğapşuuğ' diye hapşırıyordum genellikle.
Anlamayan gözlerle bana bakmaya başladı Alaz. En sonunda mutfağa gidip su getirdi. Bende ayakta su içmeye karşı olan biri olduğum için oturma odasına gidip oturdum. Su içerken ayağımda bir gıdıklanma hissetmemle irkildim. Lütfen,lütfen düşündüğüm şey olmasın.
Alaz karşımdaki üçlü koltukta oturmuş suyu bitirmemi bekliyordu.
Suyu yavaşça indirdim ve korka korka ayağıma baktım. Gördüğüm şeyle hem hapşırarak ağzımdaki bütün suyu halıya dökmüş ki bu çok iğrenç hem de koşarak Alaz'ın arkasına saklanmıştım. Bu sırada hapşuruklarımın önüne geçemiyordum.Alaz'ın sırtındaki tişörtü çekiştiriyordum.
"Alaz benim köpeklere alerjim hğapşuuğ var. Sürekli hğapşuuğ hapşurup duruyorum."dedim. O itte götünü sağa sola vere vere buraya geliyordu.
"Git,git pis köpek. Hırr bak ben dost değilim. Hav dost no..."dedim. Anlamıştır umarım.
Alaz önden kıkırdıyordu. Allah'ım sen bana sabır ver! Uyarmak istercesine ona vurdum. Ona vurmamla çarptığım omzum acımaya başladı. Normal bir insanın omzu bu kadar acımazdı fakat benim bünyem hassastı.
Koltuğun arkasına çöktüm. Kolay kolay ağlamazdım ama bazen çok kırılgan olabiliyordum.
Alaz yanıma geldi. Korkarak bana bakıyordu.
Beni yavaşça kucağına aldı. Normal zamanda olsa çok romantik der ve pişkin pişkin sırıtırdım fakat şu an acıdan ölüyordum.
Alaz merdivenlerden çıktı ve beni yatağına koydu. Bacaklarım yanıyordu. Şu an kremime ihtiyacım vardı.
"Krem"diye fısıldadım. Alaz yanıma oturdu.
"Ne kremi?"dedi bana endişeli endişeli bakarak.
"Köpeklere alerjim hğapşuuğ var. Tüylerinin deydikleri yer yanmaya baş-hğapşuuğ-lıyor. Kremim var. Sena'yı arayıp isteyebilir misin?"dedim.
Hem ağlıyordum hem kolum acıyordu hemde hapşırıp duruyordum.
Alaz başını salladı.
"Iı bende Sena'nın telefon numarası yokta senin telefonundan arasam olur mu?"dedi. Başımı salladım sessizce.
Alaz odadan çıktı. O sırada odasını alıcı gözüyle süzüyordum.
Yaklaşık 2 dakika sonra "Aradım. Gelir birazdan."dedi Alaz içeri girerek. Hafifçe başımı salladım. Hapşırmam kesilmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Diğer Yarım
Historia CortaBilinmeyen Numara: Bir Yunan efsanesine göre, insanlar 2 kafaya,4 kola ve 4 bacağa sahiplerdi. 'Tanrılar' bu varlıkların mükemmel olduklarını düşünerek onları ikiye bölmüşler. Yaşamamız boyunca diğer yarımızı aramamız için... Bilinmeyen Numara: Sen...