BÖLÜM 5

36 2 23
                                    

Arkadaşlar sonunda kızın isminin Asra olduğunu anlamışsınızdır umarım.🙏🏻

"Şimdi o zaman...Zarflar sıfatın önüne geliyor,sıfatlar ismin önüne geliyor. Allah'ım bende sana geliyorum..." dedi. Son cümlesini elindeki kalemi test kitabının önüne bırakıp ellerini açmış ve yukarı doğru bakarak söylemişti.

Bu haline kıkırdadım.

Sena'nın edebiyatı cidden berbattı bu yüzden de sayısal seçmişti. Son dersimizde Serap hocaylaydı ve test çözmemiz için süre vermişti. Omzunu sıktım.

"Üzülme be Semaverim, bu günlerde geçecek..."dedim. Birbirimize tuhaf tuhaf baktık ve sonunda eşek gibi anırmaya başladık.

Hoca bize tuhaf bakışlarını yollarken önümüzdeki inek kız Pelinsu arkasını dönüp bize boş boş saçma laflar etti.

"Ya afedersiniz de eşek anırıyor sandım çok meraklıysanız eşek olmaya köyde dedemler size binebilir."dedi alayla.

Ve gool. 1-0 Pelinsu önde.

Ulan Pelinsu sıçtın sen.

"Ah kusura bakma da  canım merakıma yenik düşerek soruyorum dedenler her önüne gelene biniyor mu?"

1-1. Asra'dan bir atak.

"Sana onca şey söylerdim fakat isminin hakkını yerine getiriyorsun eh bir şey diyemem tabii..."

1-2 Asra atak yaptı.

Pelinsular gibi kaşar demek isterdim ama değil. Kuru iftira atıyorum ama banane...

Zilin çalmasıyla Sena'nın büyük bir hızla test kitabının kapağını kapatıp ayağa kalkması bir oldu. Ellerine sanki toz bulaşmışçasına silkeledi.

Hocanın kaşları çatık bir şekilde ona baktığını görünce önce biraz şaşırdı ardından omuz silkti.

"Hocam kusura bakmayın da ne biçim ders ya bu? Banane şairin hayatından. Ben daha kendi hayatımı ezberlememişim,siz 17 yaşınızda ki anılarınızı hatırlıyor musunuz? Hatırlamıyorsunuz. Peki bu adam nasıl hatırlıyor? Hocam inanın bana kesin sallıyor."dedi sitem edercesine.

Hoca başını iki yana salladı ve ardından gülerek sınıfı terk etti.

Sıkıldığımı hissederken bende ayağa kalktım. Sena'nın koluna girdim ve onu kantine sürüklemeye başladım.

Kantine geldiğimizde kısaca bir göz gezdirip Alaz'ların yanındaki masanın boş olduğunu görmemle hızlı adımlarla oraya oturdum. Sena anlamsız bakışlarla bana bakarak yanıma doğru geldi. Ona hınzırca gülümseyip eline paramı sıkıştırdım. Oflayarak bıkkın bıkkın  sıraya girdi, bende o sırada çaktırmamaya çalışarak Alaz'ları dinliyordum.

"Abi ya çok güzel değil miydi şu mor ojeli kız."dedi Kerem. Hep aklı fikri kızdı. Şunu bi everelim ya. Otursun uslu uslu.

"Seninde aklın fikrin karı kız Kerem ya. Bi sal oğlum."dedi Ulaş. İşte adam gibi adam. Senin boşuna kankama istemiyorum...

Onları dinlerken elimdeki yeni sürdüğüm beyaz ojelerle uğraşıyordum. En sevdiğim şey sade yüzükler takmaktı bu günde eklem yüzüklerimden takmıştım. En sevdiğim ojeler beyaz ve siyahtı ama arada renkli de sürüyordum.

Sena'yı beklerken sıkılınca kafamı bitkinlikle kaldırdım ve kantine göz gezdirdim. Bir zaman sonra gözlerim Alaz'a takıldı. Onu incelemeye başladım. Kahverengi gözleri ve kahverengi saçları mükemmel bir kusursuzlukla duruyordu. Dalgın duruyordu. Boş olan ayran şişesini elinde çevirip duruyordu. İzlendiğini hissetmiş ki yavaşça başını kaldırdı ve  gözleri gözlerime değdi. Mahçupça gülümsedim. Dudaklarının kenarları yukarı doğru kıvrıldı.

Bakışmamız bir boğaz temizleme sesiyle bölündü. Kafamı kaldırdım ve Sena'ya pis pis baktım. Romantik anımızın neden içine ediyorsun mal!

Hızlıca elinden tostumu aldım. Karşımdaki sandaleyeye oturdu. Tekrar Alaz'a baktığımda önüne dönmüş sessizliğe gömülmüştü. Yüzü düştü. Ne olmuştu ki?

Sonra Sena'ya baktım. Oda avcunu çenesine yaslamış Ulaş'ı izliyordu. Ay benim aşık mal keriz arkadaşım...

Yan masaya baktığımda çok konuşan Mert'in bile sustuğunu gördüm.

Asra bir şey düşün...

Hani çizgi filmlerde olur ya kafamızda ampul yanar,hah şu an bende de öyle olmuştu.

"Neden bu kadar suskunsunuz?"diyerek Alaz'ların gruba baktım.

Mavilerimi hepsinde tek tek gezdirdim en sonunda gözlerim Alaz'da durdu. Anlamdıramadığım şekilde bakıyordu.

"Off harbi ya... Alaz sen niye bu kadar suskunsun kanka?"diye sordu Mert. Hepimizin bakışları Alaz'da toplanmıştı. Omuz silkti.

"Bizim masaya gelsenize komik anılarımız falan anlatırız  muhabbet falan döner."dedi benim zeka küpüm.

"Olur aslında"dedi Ulaş. Aslan eniştem benim...

Hepsi sırasıyla sandalyesini bizim masaya çekti. Alaz karşıma Ulaş Sena'nın yanına Kerem ve Mert sağ yanıma dizilmişlerdi.

Sweatshirtümün kollarını sıvadım. Alaz'ı mutlu etmeliydim.

"Ben başlıyorum o zaman. Şimdi küçükken bizim sokakta bir çocuk vardı ne zaman birbirimizle dalga geçsek benim ismim Kur'an'da geçiyor deyip dokunulmazlığını ilan ederdi."dedim gülerek. Anlatırken çok fazla el hareketi kullanırdım. O yüzden anlattığım şey komik olmasa bile herkes gülerdi ama bu sefer anlattığım şey gerçekten komik olduğu için herkes gülmüştü.

Bakışlarım beklentiyle Alaz'a baktım. Kollarını göğsünde toplamış rahat bir pozisyonda oturmuştu. Dudakları hafifçe yukarı kıvrılmıştı.

"Tamam şimdi sıra bende..."diyerek sözü aldı Mert. "... Bi gün eve geç gittim. Misafirler oww bu saatte eve mi gelinir diyo asıl niye siz bu saatte bizim evdesiniz dedim. Annemle komşular gittikten sonra boks maçı yaptık."dedi. Kendimi tutamayarak koca bir kahkaha attım. Sonra utanarak elimin tersini ağzıma koydum. Alaz bana bakıyordu. Dişlerini görebiliyordum artık. Rahatlamıştım.

"Kuzenim 8 yaşında bi' kere tabletin dilini Fransızca yapmıştı okumayı unuttum diye ağlıyordu mal."dedi Sena. Güldüm.

"Küçükken ablamla aynı tabaktan yiyorduk çok hızlı yiyor diye kafasına çatalı bastırmıştım,iz çıkmıştı garibimin."dedi Ulaş. Gülerek yanımdaki Sena'ya baktım. Gülmemek kendiyle büyük bir savaş veriyordu.

"Kardeşimi tuvalette alıştırmaya çalışıyorduk. Halıya işemesin diye elimi açmıştım elime işemişti puşt. Ertesi gün abi elini aç işeyeceğim, demişti."dedi Kerem sessizliğini bozarak.

İşte buna katıla katıla gülerim. Ellerimi yüzüme kapatarak anırmaya başladım. Tabii herkes susmuşken ben anırmaya devam ediyordum ki bunu çok sonra fark ettim. Fark etmemle zaten sağ elimdeki işaret parmağımı herkesi görebileceğim şekilde yana kaydırdım. Bu hareketini gören Alaz kahkaha atmaya başladı. Sabahtan beri gülmeyen Alaz şimdi kahkaha atıyordu. Canım ya... Ve herkes tekrar kahkaha atmaya başladı.

Kahkahalarımız kesildiğinde kantindeki çoğu kişi bize bakıyordu. Onları umursamayarak Alaz'a baktım.

"Senin hiç komik bir anın yok mu Alaz?"dedim ona bakarak. Herkes önüne dönmüştü.

"Var aslında..."dedi ve hepimize teker teker baktı ve sözlerine devam etti."...2. Sınıfın yaz tatilinde köye gitmiştik. Şerefsiz abim ve suç ortağı kuzenim keçi bokunu bana zeytin diye yedirmişti. O günden sonra hayatımda hiçbir şey yolunda gitmedi."dedi başını sallayarak.

Az önce ki anırmam şu ankinim yanında bir hiçti. Allah'tan zil çalmıştıda pek dikkat çekmemişti. Gülerek masalarımızdan kalkıp sınıflarımızın yolunu tuttuk.

Veeğğ bitti

Bölümü nasıl bulmuşsunuzkee

Diğer Yarım Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin