Mijoo'nun ağzından
Sehun çığlık atarak yere düşüp,üzerime kapıyı çarptığı an donup kalmıştım.
Ne yaparak benden korkmamasını sağlayabilirdim?
Gerçekten onun için endişeleniyordum.oraya gidip normal bir kız gibi karşılarında durarak kendimi tanıtmayı öyle çok isterdim ki..
Bir yandan ellerimle oynayarak kiler kapısının içinden yavaşça kafamı çıkardım sehun un etrafta olmadığını anladığımda tüm vücudumla kapının içinden geçerek bahçe ye doğru ilerledim.
Dünün aksine dışarıda kuşlar cıvıldıyordu ve taze bir toprak kokusu etrafı sarmıştı.
dışarıda herşey tüm şatafatıyla yaşamayı sürdürüyordu.
Bense durmadan saçımı kulağımın arkasına atıp ellerimle oynayarak gergin bir şekilde sehun'un arka bahşesinde, rüzgarlı bir günde yola fırlatılmış beyaz bir poşet gibi süzülüp duruyordum."Hey ! seni birşeyler düşünürken görmek ilginç.."
Düşüncelerim bay kömür'ün sesiyle bölünmüştü."Ah ! Bay kömür dönmüşsünüz sizi gördüğüme çok sevindim..bu gün öyle çok şey oldu ki nereden başlamalıyım bilemiyorum.."
Heyecanla eğilip önümde patisini yalayan siyah kedinin gözlerine bakmaya çalıştım.
Bu kadar heyecanlı olmama şaşırmış olacak ki.."Şöyle gel de anlat bakalım" diyerek bahçedeki hasır divana yöneldi..
Birkaç gündür onu görmüyordum sanırım hava hep yağışlı olduğu için birlikte yaşadığı aile dışarıya çıkmasına izin vermemişti.Kırmızı tasmasındaki zili şıkırdatarak divana atladı,gerinerek yerleşti ve bıkkınlıkla gözlerime baktı.
"Şu şapşalla ilgili birşey mi oldu yine?"
Bay kömür ün Sehun'a şapşal demesine alışmıştım başka birisi olsaydı bu beni sinirlendirirdi tabiki..
Ben dünden beri başıma gelenleri anlatırken kömür ün bile gözlerinde bir şaşkınlık vardı.
Anlatmayı bitirdiğimde keyifle esnedi
"Az daha şapşalı öldürüyordun ha? Ve şimdi seni görebildiğini söylüyorsun."Düşünceli bir şekilde başını hafifçe eğerek patilerine baktı.
"Çok ilginç..çok çok ilginç...""Ne yapacaksın şimdi? kaçacak mısın böyle ?"
Sarı gözleri yüzüme odaklanmış merakla parıldıyordu.
"Bilmiyorum b-ben belki arkadaşları etrafta olmadığı bir zaman onunla..konuşmayı deneyeceğim"
Bu söylediğim kulağıma o kadar gerçekt dışı gelmişti ki söylerken kekelemiştim.
"Öyle yapsan iyi olur.hem belki bir yolu vardır.."
"Ne yolu.."
Sorum kömür ün yaşadaığı evden gelen zil sesiyle bölünmüştü.
Sanki çok acil bir işi varmış ya da az önce muhabbet etmiyormuşuz gibi divandan hızla atlayıp yan bahçeye doğru zıplayarak koşan kömür ün arkasından bakakaldım gitmeden önce sessizce söylediği son şey "mama" olmuştu.Şimdi yine yanlızdım..
Karanlık çökene dek birkaç sokak ötedeki çocuk parkına gidip guruplar halinde oynayan çocukları izledim.
Bir zamanlar benimde tıpkı böyle yaşayan bir çocuk olduğum düşüncesi öyle tuhaaf geliyordu ki..
Çocuklar birer ikişer evlerine dağıldığında saattin 7 yi geçtiğini anladım.büyük çocuklar da parkı terk ettiğinde stresli bir şekilde evime doğru süzülmeye başladım..evet hala burada olduğuma göre orası benim de evim sayılır.Etrafta kimsenin olup olmadığını kontrol ettikten sonra arka bahça kapısından içeriye süzüldüm. Salondaki televizyon kapanmış,mutfak masası toplanmış fakat tüm bulaşıklar lavoboya kule halinde dizilmişti.
Etraf o kadar sessizdi ki nerdeyse kimsenin evde olmadığını düşünecektim.
Fakat baekhyun un üst kattan gelen ikna çabalarına kulak misafiri oldum."Sen yat uyu ben kendi odamda nöbet tutarım söz.. hayalet buraya gelecek olursa ona çorap bombalarımla saldırırım..."
Kilere saklanıp Gözlerimi devirmeden önce "bir de bombasını yapmış. baş ucuna koysan yeter.." diye mırıldandım.
Hemen sonra iki farklı kapı sesi duydum.
Ardından baekhyun un odasından gelen yüksek sesli müzik rahatlamamı sağladı.
Bu şapşallığının işime yarayacağını düşünmemiştim.Sehun un odasının önünde dururken derin bir nefes aldım.
Öylece odaya dalarak onu tekrar korkutmak istemiyordum. Ayrıca özel hayatına saygı duyduğumu fark ettirmeliydim.
Tireyen ellerimle saçlarımı ve elbisemi düzelttim.
Ardından nerdeyse duyulmayacak bir sesle içeriye seslendim."Merhaba.."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Oh! Spirit
FantasySıradan hayatının bir ruh tarafından değişeceğini hiç tahmin etmemişti...