Hızla çarpan kalbimin sesinden tereddütle dile getirdiğim merhaba ona ulaşmış mı emin değildim. Görüş alanıma her zamankinden daha dağınık odasında horuldayan bir Sehun girdi. Daha 5 dakika önce ayakta ve korkudan Beakhyun'u darlayan Sehun şuan ölü gibi uyuyordu. Elimi alnıma götürüp, bu ne vurdum duymazlık diye düşünmeden edemedim. Sehun son bir kaç günde ibretlik olaylar yaşamıştı ve son kalan, ona kendimi tanıtmam bittiğinde hayatı daha da ibretlik hale gelecekti. İçimden kıs kıs güldüm. Sehun için kötü olabilirdi -umarım kötü olmazdı- ama benim için çok eğlenceli günler geliyordu.
Usulca Sehun'un yanına yaklaştım. Camdan giren ay ışığı yakışıklı yüzünü aydınlatarak ortaya çıkarıyordu fakat yüzünde hınzır bir gülümseme var gibiydi. Kim bilir hangi sapık rüyayı görüyordu. Ama neyse... Onunla konuşmayı o kadar çok istiyordum ki... Bu işi daha fazla erteleyemezdim. Bir insan beni görmeyeli sohbet etmeyeli yıllar olmuş üstüne beni görebilen kişi gerçekten aşık olduğum kişiydi. Bu fırsatı, garip sanrılar ve endişelerden kendimi arındırarak başarmalıydım. Sehun' un yüzüne doğru eğildim ve nazikçe adını söyledim. Amacım Sehun'u korkutmadan kaldırıp, kendimi tanıtmaktı. O uyanana kadar tekrar tekrar söyleyip durdum.
"Sehun."________
Telefondaki ses ben sustukça üstüme gelerek çileden çıkmamı sağlamıştı. Sinirlerime hakim olamayarak söylendim . "Yeter artık! İstediğim zaman mezun olurum! Benim hayatım!"
Telefonu kulağımdan uzaklaştırsam da duyulan atarlı ses ise harçlığımı keseceği evlatlıktan reddeceği ve üstüne onların istediği bölümü okumadığım için işsiz kalacağımla ilgili atıp tutuyordu. Bir süre sonra ise ses kesilerek telefon kapandı. Kampüsteki çimlerin arasına oturarak kafamı toplamaya çalıştım ama etraftaki kalabalık başımı ağrıtıyordu. Tam kalkarken biri omzumdan tutup beni geri oturttu. Beni oturtan kişi ise okulun en güzel ve en zengin kızı olan Sarang nunaydı. Onu gördüğümde şaşırarak
"Nuna bir şeye mi ihtiyacın var?" diye sordum.
O ise sıcak gülümsemesini bana sunarak "Seni seçtim Sehun. Benim kocam olacaksın!" dedi ve neşeyle elimden tutup, önden rehberlik ederek beni üniversitenin ana kapısına kadar koşturdu. Kapıda bekleyen limuzine apar topar bindik. Birden fark ettim ki üzerimde beyaz ve çok pahalı gibi görünen bir takım elbise vardı. Nunaya döndüğümde ise onun da kabarık ve şatafatlı bir gelinlikle oturduğunu gördüm. Herşey çok normalmiş gibi
"Şimdi mi evleniyoruz?" diye sordum. Sarang nunanın ağzından ise çok yüksek sesli bir evet çıkmıştı. Birden heryer konfeti oldu ve kendimi güneşin tatlı bir sıcaklık yaydığı, huzur verici dalga seslerinin arasında bir şezlonkta uzanırken buldum.
"Hayatım!" Arkamı döndüğümde beyaz ipli bikinisi içerisinde mükemmel vücut hatları ile bana koşan Sarang nunayı gördüm. Bana sarılarak
"Balayımız be kadar güzel geçiyor değil mi? Ben biraz yüzmeye gideceğim ve içerde senin için bir sürprizim vaaaar!" diyerek benden ayrılıp koşarak suya atladı. İçerde neresi diye bakarken kumların ve ağaçların birleştiği noktada devasa 3 katlı bir ahşap ev gözümü doldurdu. Heryere vaovv tepkisiyle yaklaşırken evin bir odasının kapısında 'Sehun İçin'
yazısını görüp içeri girdim. Gözüme ilişen devasa atari oyun salonunu görünce gerçek mi değil mi diye gözlerimi ovuşturarak görüşümü netlemeye çalıştım. O ilk çıkan Mortal Kombat mıydı yoksa ben mi yanlış görüyordum? Karnımda oluşan kelebek patlamaları beni yerimde duramayan birine çeviriyordu... Ne diyeceğimi bilemiyordum seni seviyorum nuna! Gözümdeki mutluluk gözyaşlarını içime çekmeye çalışarak önüme gelen ilk oyun konsoluna doğru gidiyordum ki arkamdan bana sarılan dolgun bir beden bana "Beğendin mi?" diye hınzırca sordu. Ne diyeceğimi bilemeyerek bana sarılan bedeni kucakladım. Üstüne kaldırıp, döndürmeye başladım. O kadar mutluydum ki! Sarang nuna bir erkeğin isteyeceği her şeyi bana vermişti! Hayatımı full tembellik içinde ve güzel karımla geçirecektim. Baekhyun ve Chanyeol bok yesindi. Beni gördüklerinde çatım çatım çatlasınlardı hehe. Hala kucağımda döndürdüğüm bedene en mutlu ses tonumla teşekkür edercesine ve sevgimin boyutunun ifadesi için tekrar tekrar bağırdım.
"Nuna~!" "Nuna~!" "Nunaaaaa~!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Oh! Spirit
FantasySıradan hayatının bir ruh tarafından değişeceğini hiç tahmin etmemişti...