Yatağın başlığına sırtımı iyice yapıştırmış , derin derin nefes alıp veriyordum.Sakin ol Sehun.Sakinleş."Oh! Seni korkuttum mu ? Bembeyaz oldun."
Hergün evimde bir hayalet görmediğim için kusura bakma.Korktum mu? Tabi ki korkuyorum.Ellerim dizlerim benden bağımsız hareket ediyor.Hafifçe yutkundum,sıkı sıkı tuttuğum yorganımı üzerimden kaldırdım.Derin nefesler almaya devam ediyordum. Burdan kaçmam gerek bir an önce.Baekhyun'u bulmalıyım.
"Hayır korkmadım.Sadece...Ben...Benim aşağı inip bir şeyler yemem gerek." kekeleyerek söylediğim kelimelerim yüzünden anlamamış bir ifade ile bana bakıyordu.
"Sana eşlik etmemi ister misin?" kocaman gülümsediğinde gözleri kısılmıştı.
"Ah hayır hayır sen burada otur tamam mı? Hemen geri gelicem." hızlıca söylemiştim ama duruşum hiç öyle görünmüyordu eminim.Çünkü duvara kendimi yapıştırmış sürtünerek kaçmaya çalışıyordum.Ara ara yutkunuyor, korkudan terleyen ellerimi üzerime silip duruyordum.
Hızlıca odamdan çıkıp mutfağa indim.Sürekli arkamı kontrol etmiş gelip gelmediğine bakmıştım.Aklım benimle oyun oynuyor olmalı.Böyle şeyler yaşamıyor olmalıydım.Yanlız olduğumdan emin olduktan sonra Baekhyun'u aradım. Yıldırımdan dolayı kaybettiğim telefonumu kullanamıyordum. Onun yerine Chanyeol geçici bir telefon vermişti. Yenisi alınana kadar bunu kullanıyordum.
"Aç şunu aç şunu hadi hadi Baek.Seni lane-"
"Alo? Bana küfür mü ediyordun az önce sen?"
"Ah Baek sonunda! Neredesin sen? Hemen buraya gelmen gerek!" olabildiğince sessizce söylemiştim.Ellerim titrerken gözümü merdivenlerden hiç ayırmamıştım.
"Chan'in yanındayım.Nerede olucam? Geliyorum birazdan .Sen iyi misin?
Değilim lanet olsun.Değilim.
"İyiyim. Sadece hızlıca gel." telefonu kapatıp kendime dolaptan soğuk su çıkarmış, nefes almadan içip sakinleşmeye çalışıyordum.
Bana dün anlattıklarını hatırlamaya çalışıyordum. Adı neydi? Ah Mijoo evet. Burada ailesi ile yaşıyorlarmış. Annesi, babası, kardeşi ve küçük köpekleri ile beraber. Tatile gitmek için çıktıkları bu eve bir daha geri dönememişler. Havanın kötü koşullarına rağmen bindikleri uçak havalanmış daha sonrasında ise motor kısmında çıkan yangınla beraber düşmüş. Tamamen şirket hatalı bu olay günlerce konuşulmuştu. Yapılan bu ihmal yüzünden bir sürü dava geçirilmişti. Oh tanrım... Ben nasıl bir belanın içindeyim. Nasıl bu hale geldim?
Ellerimi tezgaha yaslamış düşüncelerim arasında gidip gelirken kapının çalınması ile beklemeden hemen açtım. Önümde duran bedene hızlıca sarılmış korkumu azaltmaya çalışıyordum.
"Sehun... Nefes... Alamıyorum..."
Elleri iki yandan yapışmış ayrılmaya çalışan Baekhyun'a baktım.
"Sana bir şey göstermem gerek."
Elinden tutup merdivenlerde peşimden sürükledim.
"Senin yüzünden sakat kalıcam sakinleş!" mızmızlanmıştı.
Odamın kapısına geldiğimizde derin nefes alıp verdim. Ellerimi üzerime sürtüp sağa sola bir kaç adım attım. Emin değildim. Sadece ben görüyor olamam. Aklım bana oyun oynuyor olamaz. Olmamalı.
"Sehun sarhoş olup eve kız atmış, şimdi de ne yapacağını şaşırmış gibi davranıyorsun." tek kaşını kaldırmış anlamaya çalışıyordu.
"Hayır öyle bir şey yok. Ben sadece... Korkuyorum."
Başım dönmeye başlamıştı. Zorla kapıyı açıp Baekhyun'u yatağın başına kadar getirip elimle Mijoo'yu gösterdim. Yatağın yanında oturuyordu hala. Dediğim gibi gitmemiş orada kalmıştı. Anlamsız gözlerle bana ve Baekhyun'a bakıyordu. Hafifçe elini kaldırıp Baekhyun'a selam vermişti. Ben ise içimden 'tanrım ne olur görüyor olsun' diye tonla dua ediyordum.
"Sehun neden bana dağınık yatağını gösteriyorsun? Ooh bir dakikaaa... Sehun ben Chanyeol'u seviyorum biliyorsun bunu yapamam. O benim tek ve so-"
Saçmalamaya başlamıştı. Bıkkınlıkla ensesine hızlıca vurdum.
"Saçma saçma konuşmayı kes.Yatağın kenarındakini görmüyor musun?"
Mijoo gözlerini devirip ayağa kalktı. Süzülerek Baekhyun'un yüzünün yakınına gelmişti. Baekhyun ise boş gözlerle hala yatağıma bakıyordu.
"Komidin var Sehun? Neyden bahsettiğini anlayamıyorum ne görmem gerek." ellerini göğsünde birleştirmiş bana dönmüştü.
Görmüyordu. Bir tek ben görüyor ve duyuyordum. Kesinlikle delirmiş olmalıyım. Kafayı yemiş olmalıyım. Histerik bir şekilde gülüp ellerimi saçlarıma daldırdım. Kahkaha atmaya başlamış Baekhyun ve sadece benim gördüğüm Mijoo'ya bakıp geri geri gidiyordum. Sırtım duvara çarptığında kendimi sürtünerek yere bıraktım. Kahkaha atmaktan ağlama evresine gelmiş hıçkırıklarım arasında boğulurken Baekhyun'un sesi boğuk boğuk duyuluyordu.
"Chanyeol acilen buraya gelmen gerek ne olduğunu bilmiyorum ama Sehun hiç iyi değil." telefonu kapatmış yanıma gelmişti.
Kolları arasına beni sararken herşeyin geçtiğini söylüyordu.
_____________
Baekhyun beni zorla banyoya sokmuş elimi yüzümü yıkamıştı. Titremelerim artarken Mijoo uzaktan sadece izliyor tırnaklarını kemiriyordu. Gördükçe ağlamaya devam ediyordum. Benim bu halime daha fazla dayanamamış odadan gözleri dolu bir şekilde süzülüp gitmişti.
Chanyeol geldiğinde Baekhyun bütün olayı anlatmıştı. İkiside yüzüme bakıp neler döndüğünü anlamaya çalışırlarken benden bir açıklama bekliyorlardı.
"Sehun şuan daha iyi misin?" Chanyeol elini dizime koymuş hafif hafif sıvazlarken yumuşakça sordu.
"Değilim... Ben iyi değilim. Neler oluyor anlayamıyorum. Aklım bana oynuyor." saçlarımı yolarken titreyen sesimle ikisininde yüzlerine bakıp derin nefesler alıp verdim.
"Tamam. Sorun yok. Biz senin yanındayız. Bize ne olduğunu ne gördüğünü söyle."
"Bana yıldırım çarptıktan sonra bir şeyler görmeye başladım. Daha doğrusu birini..."
Sessiz kafalarını sallamışlardı.
"Bir kız. Bembeyaz ve belli belirsiz. Ayakları yerden biraz yukarıda kalacak şekilde hava süzülüyor... Daha kötüsü benimle konuşuyor. Bana cevap veriyor. Ben... Ben kafayı yemiş olmalıyım. Baekhyun'a göstermek istedim ama göremedi. O kız bana yıldırım çarptığı için onu görebildiğimi söyledi. Uzun zamandır burada yaşıyormuş. Adının Mijoo olduğunu söyledi. "
Tek nefeste bütün olayı anlatmıştım. Eğik tuttuğum kafamı kaldırdığımda dehşete düşmüş iki yüz beklemiyordum. Daha çok korkmuş iki yüz...
"Deli olduğumu düşünüyorsunuz değil mi? Yüz ifadeleriniz..."
İkiside seslice yutkunmuş birbirlerine bakmışlardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Oh! Spirit
FantasySıradan hayatının bir ruh tarafından değişeceğini hiç tahmin etmemişti...