fool

626 66 43
                                    

Lisa'nın müzik zevkine aşık olmaya devammm

 Oy vermeyi unutmayın lütfen

Zamanı geriye saracak olsaydım 16. yaş günüme giderdim. Bilirsiniz her ergen gibi aşık olmayı, hayatımın aşkı ile karşılaşıp bir ömür yaşamayı dilemiştim. Keşke acı çekerek ölmeyi dileseydim, emin olun ki şu an çektiğim acının çeyreği bile etmez.

Evet, zamanı tekrardan geriye sarıyorum. Aşkımlı ve sarılmalı anlara... 

Hayır, Jennie ve benim aramda olan değil. Tamamıyla sarı piçin ona sarıldığı ve aşkım dediği ana gidiyoruz. 

Sarı piç Jennie'ye aşkım deyince olduğum yerde kalmıştım. Bir tepki vermem gerekiyordu? Gidip "Merhaba, ben eşinizin arkadaşıyım, memnun oldum." cidden mi? Bunu yaparsam eğer birkaç hafta sonra grup yapabilirdik. O yüzden bu iğrenç düşünceyi bir kenara attım. Arabaya atlayıp gitsem... Hayır, bazı şeyleri içimde büyütmeyi ve patlamayı asla sevmezdim. O yüzden aklıma yatan en yakın fikri seçtim. Birbirlerine sarılmaları bittikten sonra -nihayet- sarışın piç arkasını dönerek bana baktı. Sağ elini uzattı ve selam verdi. Ben de elini sıkarak havaya kaldırıp alyansa baktım. "Güzel alyansmış ama eşinizin parmağında neden yok?" dedim alayla sırıtarak. Elimi bıraktı ve arkasını dönüp Jennie'nin eline baktı. Tekrardan söze girdim, keşke onlara girme fırsatım olsaydı.

"Ah unutmuşum, tabii olmaz." sağ elimi kaldırıp yavaşça alnıma vurdum. Sarı piç beni süzüyordu, Jennie ise yalvarır bir ifadeyle bana bakıyordu. "Parmaklarıyla içime girmekte zorlanıyordu, ben de çıkarmasını istemiştim. Sanırım evimde unuttu." böyle bir şey olmamıştı çünkü biliyorsunuz, eğer bir kadın eşini aldatıyorsa parmağında alyans ne arasın? Sarı piçe gülümsedim. İkisinin de gözleri kocaman açılmıştı, aralarındaki tek fark ise sarışının bana sinirlenerek bakmasıydı. Alay etmeyi bırakıp Jennie'ye  okkalı bir yumruk attım. Hayır, tokat atarsam her şey içimde kalırdı. Hemen arabaya atlayıp hızla oradan uzaklaşmaya başladım. 

Her şey ne de güzel boka sarmıştı, mutluyum ve bu bir süre de olsa sürer sanmıştım. Bu kadar kısa bir süreyi beklemiyordum. Eve vardığımda odama girip yatağıma uzandım, bunu tek atlatamayacağımı anlayarak ağlayarak Jisoo'yu aradım. Konuşamıyordum, sadece telefon elimde ağlıyordum. Jisoo ise nerede olduğumu soruyordu, sonunda kendime gelip cevapladım. Yakınlarda olduğunu, birkaç dakikaya geleceğini söylemişti ama bana asırlar gibi gelen bu sürede sonunda odamın kapısı açılmıştı. 

Hızla yanıma gelip bana sarılan Jisoo'ya sığındım. İlk defa bir kadının kaçamağı olmuştum. Daha önce aldatılmıştım ama böylesine ilk kez denk geliyordum. Genelde aldatılan kişinin bundan haberi olmaz ama aldattığı kişinin olurdu bildiğim kadarıyla. Ama en azından böyle öğrenmeseydim. Aslında bu şekilde söyleyince de çok garip oluyor, gelip bana söylemesini mi bekliyordum ki? Ben hıçkırarak ağlarken Jisoo saçlarımı okşayarak bana sakinleşmemi söylüyordu. Artık gözümde yaş kalmayınca, kafamı Jisoo'nun şeftali kokan göğsünden başımı kaldırdım. Yavaşça bana yaklaşıp alnımı öptü. Burukça gülümseyerek "Özlemişim." dedim. Ayağı kalkıp camımı kapattı, perdeleri çekti. Gülümseyerek onu izliyordum, bunları yaparken duymayacağım şekilde kendini rahatlatmak için küfür ediyordu. Yatağımdan dizlerimi sarkıtarak oturdum, Jisoo bana doğru gelince suratına masum masum baktım. Anlatmamı isteyecekti ve ben iki cümleyi nasıl bir araya getirebilirim onu çözmeye çalışıyordum. 

Beklediğim gibi olmadı, önümde diz çöküp t-shirtün eteklerinden tutarak kaldırmaya çalıştı. Ben de kollarımı kaldırarak ona yardımcı oldum. "Sümük olmuş üstün, gerçekten pis bir insansın." dedi. Yine ağlamaya başladım ama o bunu umursamayarak çekmecelerden t-shirt bulup bana fırlattı, ben de alıp giydim hızlıca. Çarşafı kaldırarak içine girdim, Jisoo'nun çıkacağını düşünmüştüm ama yatağa girdi ve bana arkamdan sıkıca sarıldı. "Ne olduğunu biliyorum." dedi omzumu öpmeden hemen önce. Şaşırmıştım, hem de oldukça fazla şaşırmıştım. Arkamı dönmek için hamle yapacağım sırada beni durdurdu. Öncekinden daha sıkı sarıldı ve açıklamaya başladı. "Jennie kahvaltıda şirketlerinin varlığı haricinde başka bir şeyden bahsetmedi, biliyorsun." başımı hafifçe sallayarak onu onayladım. Sağ eli, karnımın üzerinde olan titreyen elimi tuttu ve konuşmaya devam etti. "Ben de dedim ki, hazır şirket ismini de vermişken araştırayım. Anlıyorsundur umarım beni, bu kadar gizemlilik kesinlikle bir bok çıkarırdı zaten. Ben de erken davranmaya çalışmıştım ama sanırım başarısız oldum." saçıma öpücük kondurdu. "Sarışın bir çocukla, 6 ay önce nişanlanmış." tekrardan ağlamaya başlamıştım. 

Orpheus & JenLisaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin