brahms

569 70 13
                                    

lütfen oy verin lan
yorum da atabilirsiniz çekinmeyin 🧡

Eskiden yürüdüğüm, koştuğum yolların farklı gelmesinin tek bir sebebi varmış: Yeni duygular keşfetmek. Bunu da Jennie'nin elmacık kemiğine buz tutarken anladım.

Daha önce aşık olmuştum, hatta bir daha asla olmayacağımı düşündüren sebepler de olmuştu. Ama şimdi o zamanı anımsıyorum; aynı duygular, farklı insan... Buz torbasını yanağından çekip masaya koydum. "Anlatırken elini tutabilir miyim?" suratına baktım hemen, ciddi olup olmadığını anlamam gerekiyordu. Aslında bunu yapmasam bile olurdu çünkü sesi fazlasıyla ciddi çıkmıştı. "Bir de soruyor musun Jennie?" gözleri kısılana kadar gülümsedi. "Tutabilirim yani." gözlerim irileşti ve koltukta biraz geriye kaydım. Cevap vermemi beklemedi, buna ne cevap verilirdi ki zaten?

"Özür dilerim, bir şeyler yaşadığımız an söylemem gerekirdi." ciddiyetimi bozmadan gözlerine bakmaya devam ettim. Tırnaklarım çoktan avuç içimde yer edinmeye başlamış, gözlerimse dolmuştu. Sinirleneceğimi düşünmeden yanıma yaklaşıp iki elimi de avuç içlerine hapsetti. Gözlerimi yere sabitledim, ellerimi ellerinden çekmedim. Çünkü bunlar anlatılırken bile benim onun desteğine ihtiyacım vardı. "Evan, en yakın arkadaşımdı. Hatta şirkette güvenebildiğim ve içimi açabildiğim tek kişiydi. Bazen birlikte babama söver, bazense babamdan faydalanmak için her şeyi yapardık. Bunu biraz hırsızca algıla çünkü birçok kez babamdan para çaldık. Evine nasıl girdim sanıyorsun?" dedikten sonra hafifçe kıkırdadı. 

Olayı kavramıştım biraz... Yani, sanırım. Bugüne kadar hayatımda ona dair yığınla soru işareti vardı, üstelik bunları noktaya çevirmek için bir çaba harcamıyordu. Ama bugün, tüm o soru işaretlerinin kalktığı gündü, ben yine korkuyordum. Keşke her şey soru işareti ile kalsaydı, keşke hayatına dair hiçbir şey bilmeyip masumca sevseydim onu. Ellerimi çekmeye çalıştım ama daha sıkı tutmaya başladı. Gözlerine baktığımda "Yapma, ihtiyacın olduğunu biliyorum." diye fısıldadı. Başımı eğdim ve gözlerimi halıya diktim. "Ben onun arkasını toplardım, o beni korurdu. İki yıl öncesine kadar her şey normal gidiyordu ama sonradan aramız açılmaya başladı. Neden böyle olduğunu sorduğum zaman geçiştiriyordu, bir şeyler uydurarak yanımdan ayrılıyordu. Bir gün dayanamayıp evine gittim, bağırdım, ağladım. Onu kaybetmek istemiyordum çünkü yanında rahat hissettiğim tek insandı." nefes almak için duraksadığı zaman ellerimi hızlıca elinden çektim. "Kısa kes. Ben de insanım, işlerim var." dedim. Gözleri dudaklarıma kaydı, sonra kafasını sallayarak beni onayladı. Ama bu tabii ki  de tekrar elimi tutmamasına engel değildi, vakit kaybetmeden de tırnaklarımı batırdığım elimi yine elleri arasına aldı. "Bana beni sevdiğini ve benden bu yüzden uzak durmaya çalıştığını söyledi. Ben de buna gerek olmadığını, benim yanımdayken de bunu başarabileceğini söyledim. O yine söylediklerimi duymazdan geldi ve o gece birlikte olduk." gözlerimden yaşlar dökülmeye başlamıştı. Sol elimle gözlerimden düşen yaşları silmeye çalıştım, sağ elimi çekmeye yeltenmedim bile. Çünkü bırakmayacağını ve aynı anı tekrar yaşayacağımızı biliyordum ve sıkılmıştım. Onun da gözleri doluydu ama ağlamıyordu. Niye ağlasın ki? Sevdiği kişi ile seviştiği için mi?

"Bilinçliydim yaptıklarımda, sanırım onu sevip sevemeyeceğimi öğrenmeye çalışıyordum. Gerçi birisini sevdiğin öyle anlaşılmaz, bunu da sende öğrendim." Tuttuğu elimi rahatlatmak istercesine baş parmağı ile okşuyordu. "Her neyse, ondan sonra sevgili olmaya başladık. Babam bunu duyunca haliyle çok şaşırdı ama mutlu olabileceğimi düşündüğü için 1 yıl sonra buna bir isim koymamız gerektiğini söyledi. İtiraz etmedim, Evan'ın yanımda olmasını istiyordum. 6 ay önce de nişanlandık zaten, bu kadar." başımı çevirip gözlerine baktım, benimkiler eminim ki kızarmıştı ama onun gözleri parlaklığını ve güzelliğini koruyordu. "Seviyor musun?" dedim kaşlarımı çatarak.

Orpheus & JenLisaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin