sick

522 69 25
                                    

Dayanamadım ve bölüm atmaya karar verdim. Kitabın fark edilmesini falan istemiyorum artık, okuyan kişiler oy verse ve yorum atsalar yeter. 

"Lisa?" adımın söylenilmesi ile kafamı yastıkta diğer tarafa çevirdim. Rüyalarımın içine eden ses her kiminse asla ayırt edemiyordum. "Sevgilim alarmın çalıyor." denmesiyle yataktan düştüm. Sanırım bu ana hiçbir zaman alışamayacaktım. Jennie kafasını aşağı uzatıp bana baktığında uyumaya devam ediyordum. Bugün laboratuvara gitmeme gerek yoktu ve bunu söylemeyi, alarmımı kapatmayı da unutmuştum. Ki ağzımı açıp Jennie'ye bunları söylemeye bile halim yoktu, o derece uyku sarmıştı tekrardan. 

Sadece sarsıldığımı ve Jennie'nin uzaktan gelen mırıldanışlarını duyuyordum. Elini alnıma koydu ve "Yanıyorsun sen!" diye bağırdı. "Sana mı?" diye mırıldandım aralık gözlerimi açmaya çalışarak. Boşlukta ve ateşli hissediyordum. "Lisa, kalk hemen duşa girmen gerek." 

"Saçmalama Jennie, uykum var." kaşları gittikçe çatılıyor ve tek kaş oluyordu. Ya da ben öyle görüyordum. Yataktan inip yanıma yaklaştı ve beni yerden kaldırdı. Sendeleyerek de olsa sonunda banyoya gelmiştik, üzerimi çıkartmaya ve beni dik tutmaya çalışıyordu. Ona yardımcı olmak için üzerimi çıkaracağım sırada beni mermere yasladı ve durmamı söyledi. Jennie elimi tutarak beni duşakabine yönlendirdi. Gözlerimi hala tamamıyla açamıyordum ve birisinin yardımıyla bazı şeyleri yapmak hiç hoşuma gitmemişti. Beynim hastalandığımı daha yeni yeni idrak ediyordu ve bu davranışlarıma da yansımıştı anlaşılan. "Sakin dur, su biraz soğuk olacak." dedi Jennie belimi tutarken. Biraz mızmızlanabilirdim değil mi? Sonuçta kaç defa geçecek bu fırsat elime? İkimizde çıplaktık ve ben hasta halimle hafif aralık gözlerimi göğüslerinden çekemiyordum. Suyu ayarladı ve altına doğru ilerlemeye başlayınca onu durdurdum. "Su soğuk, sen de hasta olursun." soğuk suyun etkisiyle gözlerim tamamen açılmaya ve vücudum soğuktan titremeye başlamıştı. "Sorun değil." dedi ve suyun altına, yanıma geldi.

Saçmalık, bu iki oluyor. Tam iki defa hayatımı kurtardı, kurtarmaya devam ediyor. Yani soğuk algınlığı ölmek için bir sebep değil ama yine de beni düşündüğünü her koşulda gösteriyor. Yaptığı şeyden sonra onu nasıl bu kadar çabuk affettiğimi merak ediyordum ama gerçekten sevilmeye ihtiyacım vardı. Ve bunu en güzel hissettiren kollarının arasında olduğum kişiden başka birisi değildi. "Yeter bu kadar, ayakta uyuyacağım." diyerek kollarından sıyrıldım ve onu da çıkardım. Eğer öyle kalmaya biraz daha devam etseydik hastalığımın üstüne hastalık katmış olacaktım. Üstelik sağlam sevgilimi de hasta etmiş olacaktım ki bu en büyük sorun. İlk önce onu havluyla sardım, sonra kendimi. Odaya geçtiğimde titremekten başka bir bok yapamıyordum. 

Dün akşam, gece yarısına kadar balkondaki armut koltukta uyuya kalmıştım. Hava rüzgarlıydı fakat hasta edecek kadar da kötü değildi. "Çamaşırlarını çıkardım. Giy hemen yatağa gir, geliyorum birazdan." dediğini yapıp yatağa geçtim ve beklemeye başladım. Komodinden telefonumu alıp Jisoo'yu aradım. "Efendim?"

"Hastalandım ben." sesim ağlamaklı çıkmıştı, tam bir bebek gibiydim şu an.

"Jennie yanında değil mi?" 

"Ateşim var, duş aldık ama hemen geçeceğini düşünüyor sanırım."

"Duş aldıysan geçer, kanser olmuşsun gibi davranma beyinsiz."

"Tamam, seni seviyorum. Görüşürüz." telefonu kapattım ve tekrardan komodine koydum. Kendimi buzlu suyun içinde gibi hissediyordum. Böyle hissetmemin sebebi; soğuk ter dökmem, ateşimin olması ve üşümemdi. Boğazımda ağrıyordu ve yutkunmakta zorluk çekiyordum. Sadece birkaç saat balkonda olmam ile bu kadar çabuk hasta olmam aşırı saçmaydı. Elinde çorba kasesi ile kapıyı açarak Jennie geldi ve yatağın kenarına oturdu. "Aç ağzını." kaşığı ağzıma doğru uzatınca açmadım ve direnmeye çalıştım. "Lütfen bana o pis şeyi içirme." 

Orpheus & JenLisaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin