jar of hearts (M)

1K 57 18
                                    

Oy vermeyi ve yorum atmayı unutmayın.

1 ay sonra

Lalisa Manoban

"Bu kadar mı... Bu kadar mı hızlanabiliyorsun?" söylediğim cümle ile yay gibi gerilen vücudumu tekrardan yatağa bastırdı. Hızlanmasını beklerken yavaşlaması ise ayrı bir ironiydi. "Canını acıtmak istemiyorum, sus biraz." dedi ve kaldığı yerden, sevdiği yavaşlıkta devam etti. "Çok sıkıcısın Jen-" dememe kalmadan takmayı içimden çıkardı. İçimde hissettiğim boşlukla ve yarım kalmışlık hissiyle gözlerimden yaşlar süzülürken Jennie'e yalvarırcasına baktım. "Canını yakacağım Lili." dedi ve üzerimden kalkarak banyoya gitti. Yanıma geldiğinde elindeki vibratörü sallayarak güldü.

"Ben ciddi değildim Jennie." diyerek dudak büzdüm. Gururuna yenilmesini ve sadece nazikçe sevişmeyi istiyordum artık. Bacaklarımın arasına girdi ve masum bir öpücük bıraktı. "Acımayacak." dedi ve şeytani gülümsemesiyle birlikte vibratörü çalıştırıp içime itti. Anın verdiği hazla derince inledim ve ellerimi ona uzatmaya çalıştım. Ona dokunmaya ihtiyacım vardı, siktiğimin vibratörüne değil.

Kasıklarıma, göğüslerime, çeneme ve daha sonra dudaklarıma kuru öpücükler bıraktı. Yüzündeki şeytani gülümseme, kendini masumiyete bırakmıştı. Gözleri yarı baygın bakıyor ve sanki benim zevk almam onu da uçurumun kenarına sürüyor gibiydi. Bacaklarımın titrediğini ve kasıldığımı fark ettiğimde geleceğim için mutluydum. Sonunda dedim, sonunda içimdekileri atabileceğim. Tabii bu düşünce Jennie'nin içimdeki vibratörü çıkarana kadardı. "Vibratör için mi boşalacaktın Lisa?" dedi gülerek. 

İkinci kez bunu yaptığı için sinirliydim ve ağlamayı bırakın artık hıçkırıyordum. "Özür dilerim." dedi ve oyun bozanlığı bırakarak büyük dildoyu vajinama sürtmeye başladı. Sağ eli ile rahatlatmak ister gibi okşarken içime girdi. Nefes alamıyordum ve artık bitmesini istediğim bu durum Jennie'nin içimde sert, hızlıca hareket etmesiyle çekilir kılınıyordu. 

Bulunduğumuz pozisyon belini ağrıtmış olacak ki, takma hala içimdeyken beni kucağına aldı ve yatağın başlığına sırtını yaslayarak oturdu. Kollarını omzuma yerleştirdi ve kalçasını kaldırarak içimde hızlanmaya başladı. Gözlerim kaymaya ve bütün hisleri aynı an da yaşamaya başladığımda, dildoyu sonuna kadar içime sokmuştu. Nefes nefese kalmış şekilde, içimdeki dildoyu rahatsız olduğum halde çıkarmadan başımı omzuna yasladım. "Teşekkür ederim, çok iyiydin." dedim omzuna öpücükler bırakırken. 

Boynunu ısırmaya, en sevdiğim renkte izler bırakmaya başladım. "Çok iyiydin sevgilim." dedim yüzüne bakmadan önce. "Yordun beni Lisa." 

Gözlerindeki baygın bakış benimkilerden de fazlaydı. Bu pozisyonda bile uyuyabilir, sabah kalktığında da enerjik olabilirdi. Var o potansiyel.

"Duş alalım mı?" diye sorduğunda üzerinden kalktım ve takmayı çıkarmasına yardımcı oldum. "Sızım var, şimdi almasam daha iyi." dedim ve yatağın köşesine geçerek uzandım. "Saçmalama, asıl şimdi almazsan olmaz." ısrarlarına dayanamadığım ve onunla duş almaya bayıldığım için yavaş hareketlerle yataktan kalktım. Gerçekten hızlı olmasını istediğimde kesinlikle bunu kastetmemiştim.

Ben sızıyı nasıl dindireceğimi düşünürken Jennie küveti hazırlamış, gözleri kapalı, içinde beni bekliyordu. Küvete girdim, sırtım göğüslerine denk gelecek şekilde arkama yaslandım. Günün bitiminde beni ve kendini rahatlatmayı bilmesi hoşuma giden şeylerdendi. Bir elini karnıma yerleştirdi ve diğer eliyle beni okşamaya başladı. Sanırım bunun beni rahatlatacağına olan inancı yüksekti ama ben bunun yerine kendimi çoktan ona bastırmaya başlamıştım. "Fazlasını mı istiyorsun bebeğim?" kulağıma doğru fısıldayınca kafamı salladım. "Yetinemiyorum." dedim ve inlememin banyoda yankılanmasına izin verdim. Orta parmağı ile içime girdi ve takmanın veremediği zevki vermeye başladı. Sol eli göğsümü kavrarken, sağ eli ile beni tatmin etmeyi çok iyi beceriyordu. Sadece tek bir parmağı ile, istediğim hız olmadan, ona gelmiştim. Sikeyim ki bu kadın beni nasıl mutlu edeceğini çok iyi biliyordu.

Sızımın artması gerekirken azalması da durumun cabasıydı. Bir süre daha beni okşamaya devam etti, yeterli bulduğu zaman elini çekti ve saçlarıma ufak öpücükler bırakarak beni sevdiğini mırıldandı. "Birbirimizi olduğumuz gibi kabul etmemiz güzel hissettiriyor, sence de öyle değil mi Lisa?" kafamı bedenine yasladım ve gözlerimi kapattım. Anın tadı anca böyle çıkıyordu. "Tekrar gideceğini düşünüyorum ama umursamıyorum. Sayende anı yaşamaya alıştım." dedim ve kıkırdadım. 

Birbirimize üzeri çizilmeyecek sözler verdiğimizden beri karşısında bebek gibi hissediyordum. Eskiden ilişkimizde baskın taraf ben olurdum, Jennie ise şirinlik yapan taraf olurdu. Fakat şimdi durumlar o kadar sade, o kadar gelişi güzel ki,  davranışlarımı süzemiyorum. 

Birisine cevap verirken karşımdaki kırılmasın, üzülmesin diye düşündüğüm o anlar toz olup gitmişti sanki. Birkaç yıl önce ne cevap versem diye götümü yırttığım kadın, ağzımın içinden çıkacak söze bakıyordu. Peter gibi olmuştum anlayacağınız. Ağzımın süzgeci yoktu artık. 

1 gün sonra

Jennie Ruby Jane

"Jen, Lili'e ne oldu?" kucağımda oturan ufaklığın alnından öptüm. Akıllı bir çocuk olmasına rağmen ne Wonpil'e benziyordu, ne de Lisa'ya. Sanki ufaklığı başka bir yerden alıp getirmişler gibiydi. Ki zaten hala inanamıyorum, bu çocuk nasıl Lisa'dan çıkabilir? "Yorgun hissettiğini söyledi balım, yoksa sen benden mi sıkıldın?" dediğimde aceleyle iki elini kaldırarak etrafında salladı. "Hayır, hayır. Lütfen öyle düşünme." dedi ve onu öptüğüm gibi, alnımdan öptü. Küçük ama dolgun dudaklarını hissettiğimde genişçe gülümsedim. "Sana bir soru soracağım Peter. Bu konu canımı sıkıyor." 

Kaşlarını çattı ve ciddiyetle beni dinlemeye başladı. "Annene, anne dememe sebebini merak ediyorum." parmakları ile oynamaya ve dudaklarını büzmeye başladı. İşte en sevdiğim dakikalar, Peter gergin olunca gereğinden fazla tatlı oluyordu. "Bilmiyorum, bunu hiç düşünmedim. Sence söylemediğim için üzülüyor mudur?" dedi ve eğdiği başını kaldırıp gözlerimin içine baktı. Sadece kafamı salladım. Aslında bu konu hakkında hiçbir zaman Lisa ile konuşmamıştık, vaktimiz olmamıştı. Ama bir çocuğun annesine takma ismi ile seslenmesi garibime gidiyordu. "Hazır olduğumda söyleyebilir miyim?"

"Benden izin almana gerek yok Peter. Annen de ben de senin için buradayız, ne zaman söylemek istersen söyle, mutlu olacaktır."

Çerezlik oldu ama olsun, bekletmek istemedim. Yorumlarda fikrinizi falan belirtirseniz güzel olur. Sizi seviyorum, dışarı çıkmamaya özen gösterin...

Orpheus & JenLisaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin