tavus kuşu

817 80 40
                                    

Evime davet etmiştim fakat işi olduğunu söyleyip hesabı bana kitlemişti. Sorun ettim çünkü yemediği ve içmediği kahve kalmamıştı. Ellerim cebimde eve doğru yürümeye başladım. Saçlarımı geriye atıp telefonumu çıkardım, Jisoo'yu arayıp beni almasını isteyecektim. Sandığımdan uzun yol olmaya başlamıştı. 10 dakikaya oradayım dediğinde kaldırıma oturdum ve ceketimin fermuarını aşağı yukarı çekmeye başladım. En sevdiğim şeylerden biri ellerimi meşgul etmekti. Yanımda olan birinin elini tutardım, ellerimi açıp kapatırdım, parmaklarımla değişik şekiller denerdim... Yığınla şey.

Ben kendi kendime saçmalarken önümde duran arabayı fark ettim. Bineceğim sırada Jisoo şoför kapısından inip az önce oturduğum yere oturdu. Kapının kulpunu bırakıp yanına oturdum. Konuşmadım, konuşmadı. Araba tekerleğindeki jantları teker teker saymaya başladım, sıkıldığımda ise Jisoo'ya döndüm. "Garipsin." dedi göz teması kurarak. Tam konuşacağım an elini kaldırdı ve susturdu. Anlaşılan ya kavga edecektik ya da ona içimi dökmediğim için sövecekti. "İlk önce romantikleşmeye başlıyorsun, daha sonra asla vazgeçmediğimiz kafenin haricinde bir kafede olduğunu söylüyorsun." tırnak işareti yaparak "Tek başına." diye devam etti ve alayla gülümsedi. Ona tanıştığım kızı anlatmak istemiyordum çünkü Jisoo mantıklı düşünen insanlardandı. Eğer anlatırsam kızı araştırır ve beni linç ederdi. Ağırdan almak istiyordum çünkü Jennie'nin bana anlatmasını istiyordum, arkadaşımdan onun hakkında bir şeyler öğrenmek istemiyordum.

Hayır, kızın bilgilerini Google'da araştırmayacağım. Saçmalamayın. 

Yazsam çıkar mı ki? 

Arkadaşımın beni tanımasından nefret ettiğimi sessizce fısıldadım. Hala yüzüme bakıp cevap bekliyordu, bekletmedim. Kurtuluşum yoktu. "Cadılar bayramı partisinde bir kıza denk geldim." göz temasını kesip tekrardan tekerlek jantlarını saymaya başlamıştım. "Evet?" dediğinde pes ettim ve olayı baştan sona anlattım. Son ise şu an oturduğumuz kaldırım taşıydı. Sonuna kadar sabırla dinleyip tek kelime etmemiş, bitince ise fermuarı tutan elimi avuç içlerine almıştı. İşte geliyor.

"İlkinde sevişmeye kalkışmışsınız, ikincisinde durup seni öpmüş ve seni sevdiğini hissediyorsun?" dedi sorar gibi bir ifadeyle. Ellerimize bakarak başımı salladım. Yani mantıken doğru anlamıştı. "Akışına bırakmak istiyorsun, bok bırakırsın." suratına baktım bir hışımla. "Şimdi sen telefon numarasını da almamışsındır, değil mi?" kaşlarımı çatıp dudak büzdüm. O kadar da salak değildim. "Aldım ama kaldığı yeri falan bilmiyorum." 

"Ha sen söyledin ama değil mi?" başımı eğdim. Evet, ben ona her şeyi anlatırken o yine gizemli Jennie olmuştu. Usulca kafamı salladım. "İlk görüşte aşka inanmadığımı biliyorsun, ki bu olay zaten böyle bir şey değil. Gizemli biri olduğunu düşündüğün için onun hakkında bir şeyler öğrenmeye çalışıyorsun, etkilenmişsin ondan." bir solukta bunları söylediğinde elinden tutup ayağa kalktım. "Eve gitmek istiyorum." dedim elini bırakıp. Parmak uçlarında yükselip alnıma ufak bir öpücük kondurdu. Bunu yaptığında bana üzüldüğünü anladım, rutinimizdi gerçekten. Ne zaman üzülsem veya hırpalansam alnımdan öperdi. Gülümsediğimde arabaya bindik, eve vardığımızda Jisoo'nun mırıldanışını duyup kıkırdadım. "Utanıyorum halinden."

"Ben de." odamın kapısını tekmeleyerek itip ışığı aynı an da açtım. Kimse yoktu. Bunu Jennie'nin geleceğini düşündüğüm için yapmamıştım, sadece 4 ay önce bir hırsızlık olayı yaşanmıştı evimde. Ve odama girdiğimde hırsız yatağımda uzanıyordu. Aslında hırsız denmezdi, eşya veya para çıkmamıştı üstünden. 

Yatağıma uzanıp gözlerimi kapattım, acaba onu aramalı mıydım? Aramalıydım, aramadım. Hatıralardan -1. Daha çok hatıra lazımdı.

3 hafta, benim ona mesaj atmam ve aramamla geçmişti. Hiçbirinde cevap alamamıştım ve bu halime Jisoo, ben demiştim bakışları atarak daha da üzüyordu beni. Haklı olmasını değil, haklı olduğunu bilerek yanımda olmasını istiyordum. Üzerimdeki önlüğü çıkartıp Wonpil'in yanağından öptüm ve yarın akşam gideceğimiz barın adresini atmayı unutmamasını söyledim. Kesinlikle unutacaktı. 

Orpheus & JenLisaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin