Yanımdaki kadının beni yönlendirmesiyle odaya bitişik olan giyinme odasında üzerimi giyindim, şimdi de devasa ve bitmek bilmeyen gösterişli koridorlarda yürümekteydim. Hâlâ ne olduğunu anlamış değildim o sıralar, gözlerim bulunduğum her yeri karış karış tararken aklımda olan tek şey Mirae'ydi, ona gitmek istiyordum. Onu bir kez daha görmek istiyordum, sesinin kulaklarımı doldurmasını ya da güzel gözlerinin benimkilere kenetli olmasını da istiyordum ayrıca. Kısa bir zamandır ayrı olmalıydık ama onu çok özlemiştim.
"Siz dördüncü kattasınız, efendim, dördüncü katta sizinle birlikte bir kişi daha kalıyor fakat onu tanımanıza gerek yok, zaten yüksek ihtimalle burada olduğunuz sürece bir kez olsun yüzünü görmeyeceksiniz. Fakat yine de merak edip onu görmek istemeyin."
Kaşlarım çatılmıştı. Ben hayatım boyunca meraklı biri olmuştum ve gizemli olan her şey benim ilgi alanıma girerdi, her ne kadar tam bir korkak olsam bile bu huyumu hiçbir zaman geride bırakamadım. Fakat şu an önemli olan bu değildi, önemli olan o devasa kapının arkasındaki kişiydi, gösterişli duvarların arkasına saklanan o korkaktı. Onu görmek istiyordum.
"Neden? Neden onu görmeyim ki?"
"Çünkü biz de görmedik, efendim. Yaklaşık sekiz yıldır evimizin bir sakinidir kendisi, ama bir kez olsun gündüz vakti dışarı çıkmadı. Ve biz de onu rahatsız etmemek için gece saat on ikiden sonra dışarı çıkmayız, böylece o yemeğini yer ve biraz hava alır. Bunu aklınızın bir köşesinde bulundurun, efendim, gece saat on ikiden sonra dışarı çıkmayın."
Katımdaki yabancı iyiden iyiye aklımı karıştırmaya başlamışken üzerine kırmızı tonlarda halılar serilmiş geniş trabzanlı bir merdivene gelmiştik, kadın dönüp kayan ilgimi üzerinde toplamaya çalışır gibi hafifçe eğildi, ben de ona karşılık olarak eğildim biraz, aklım hâlâ katımdaki yabancıdaydı, acaba öcü olabilir miydi? Veya yüzü çok çirkindi ve bu yüzden dışarı çıkmak istemiyordu. Tüm dişleri dökülmüş bir dede de olabilirdi, neden olmasın ki?
"İkinci ve üçüncü katlar diğer sakinlere ayrılmıştır, efendim. Her katta ayriyeten bir banyo ve büyük bir teras bulunur, eğer bunalırsanız teraslarda keyif yapabilirsiniz. Birinci kat ise ortak alandır, yemek odası, oyun alanları, salon ve mutfak birinci katta bulunur. Her sabah saat dokuzda kahvaltı edilir, saat ikide öğle yemeği ve saat sekizde akşam yemeği... Geç kalmamaya dikkat edin lütfen."
Beni büyük salona indirip gezdirdiğinde koltukta oturan birini görmüştüm. Ensesine kadar olan kahve saçları ve tatlı yüzüyle mükemmel görünüyordu, elinde tuttuğu bir kitabı okurken arada bir gülümsüyor ve narin ellerini sayfaların üzerinde gezdiriyordu. Gözlerimi birkaç saniye üzerinden alamadım.
"Merhaba, efendim. Gününüzün güzel geçiyor olmasını umarak yeni arkadaşınızı takdim ediyorum size, iyi anlaşamanız dileğiyle."
İçi parıldayan gözleri kitaptan ayrılıp bana döndü ve içten bir şekilde gülümsedi. Bu da istemsizce yüzümde bir gülümsemenin belirmesine sebep oldu, o gerçekten güzeldi.
"Ah, merhaba, ben Renjun, Huang Renjun. Aramıza hoşgeldin."
"Park Jisung, seninle tanışmak güzel, Renjun."
Uzattığı elini sıkarken kendi adımı söylemiştim ve gerçekten onunla tanışmak güzeldi.
"Bundan sonrasını ben hallederim, madam, siz merak etmeyin."
Boyu bana göre oldukça kısaydı ve bu da çok tatlıydı. Önümdeki bu kişinin bu kadar tatlı oluşu o denli hoşuma gitmişti bir an olsun katımdaki yabancıyı unutturabilmişti bana.
Beni kolumdan çekiştirerek başka bir devasa odaya getirmişti, kapıyı çalmadan içeri daldı ve bağırdı.
"Gençler size yeni arkadaşımızı getirdim!"
İçerideki herkesin işini gücünü bırakıp tüm dikkatlerini bana çevirmesi gerilmeme sebep olsa da köşedeki bilardo masasına kalçasını yaslayarak bana bir gülümsemeyle bakıyor olan mavi saçlı kişiyi gördüğümde biraz olsun rahatlamıştım. Yüzünün çok güzel oluşu bir yana, mavi saçlarının kendisine bu kadar yakışmış olması anında içimdeki kötü düşüncelerin kaybolmasına yetmişti bile.
Ve odadakilerin her biriyle tanıştığımda onların hiçbirinden bana zarar gelmeyeceğine ikna olmuştum.
Yine de dördüncü kattaki yabancı her şeyi zorlaştırıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hotel Of Souls
Short Story"Ruhlar Oteli'nde keyifli zaman geçireceksin, çektiğin tüm acılardan intikam almak için son şansın budur." [parkjisung+zhongchenle]